Çocuk gelişiminin vazgeçilmeyeni: doğa
Doğa çocuklara ilaç mı? Bu sorunun bir sürü cevabı var. Üzerimizde çocukluğumuzdan beri denenmiş kanıtlanmış olsa da, araştırmalar da doğanın çocuklar üzerindeki etkisinin çok olumlu olduğunu gösteriyor. Üstelik sadece çocuklar için değil tabii ki, giderek koparılmaya çalıştığımız doğanın kıymetini gün ve gün daha fazla hissetmekteyiz.
Richard Louv’un da kitabı Doğadaki Son Çocuk’ta belirttiği gibi bugünün teknoloji odaklı yaşam kültürü çocukların doğa ile olan etkileşimini azaltmakta.
Fakat yine yine doğa ile kurduğumuz bağ her zaman olduğu gibi bizim ellerimizde. Geçenlerde okuduğum bir makaleden, bu düşüncelerimizi doğrulayan çıkarımları sizlerle paylaşayım.
Doğa strese karşı bir dayanıklılık kaynağı
Maalesef her ne kadar yansıtmamaya çalışsak da, bizim işten eve getirdiğimiz stresi çocuklar hissedebiliyor ve huzursuz olabiliyor. Hayatımız ve ya çevremizdeki olumsuz gelişmeler istemesek de üzerimizde etki bırakabiliyor. Yapılan araştırmalar, doğanın çocular üzerindeki stresi azalttığını gösteriyor. Yani çocuk zor zamanlarda olumsuzluklarla başa çıkabilmeyi öğreniyor ve stresin karşı konulmaz bir şey olmadığını görüyor. Ne kadar çok doğa o kadar çok direnç.
Dikkat bozukluğu, depresyon ve endişeye karşı doğa
Dikkat bozukluğu üzerine yapılan araştırmalar gösteriyor ki, yeşile daha yakın yaşayan çocuklarda daha az endişe görülüyor. Yani doğa biz ne yapıyorsak ona odaklanmamız gerektiğini gösteriyor. An ile organik bir bağ kurmamıza yardımcı oluyor. Bundan daha güzel ne olabilir?
Doğa bir ilham kaynağı
Araştırmalar çocukların doğa içinde daha yaratıcı olduğunu gösteriyor. Her gün doğaya maruz kalan çocukların ise problem çözme ve odaklanma yeteneklerinin daha gelişmiş olduğu belirtiliyor. Doğadan ilham almanın bilimsel bir açıklaması da yapılmış.
Doğa daha çok aktivite daha az obezite demek
Çocukların daha fazla dışarıda zaman geçirmesi demek, daha fazla fiziksel aktivite demek. Tamamen doğru, dışarıda bilgisayarar yok, televizyon yok. Sadece koşmak zıplamak ve yuvarlanmak var.
İşin en iyi yanı da, bu koşullarda çocukların sporu sevmemesi için bir sebebin kalmaması. Hareket bir ihtiyaç bir rutin haline kolayca gelebiliyor. Doğa çocukları keşfe çıkarıyor. Eğer çocuğunuz spor yapmayı sevmiyorsa belki ona göre bazı spor alışkanlıklarını değiştirebilirsiniz. Örnek olarak kapalı spor salonları yerine parklarda zaman geçirmekle başlayabilirsiniz.
Doğa dünya için bir sorumluluk alma fırsatı
Eğer çocuklar erken yaşlarda doğa ile ilişki kurmaya başlarlarsa, doğaya besledikleri saygıyı ve sevgiyi asla kaybetmiyorlar. Doğada geçirilen zaman, yürüyüş, kamp, keşif, oyunlar ileriki dönemde daha çok kıymetleniyor ve hayatının bir parçası oluyor.
Doğa ile barışık bireyler yetiştirmenin sırrı sadece kamp yapmaktan geçmiyor. Küçük ritüeller, hayvanları besleme, tohum ekme, bir ağacı büyütme, çocuklar için çok anlamlı ve iyi bir başlangıç.
Unutmamamız ve hatılatmamız gereken basit şeyler var, dışarıya çıkmadan önce de evinizde bunun pratiklerini yapabilirsiniz. Çok gözünüzde büyütmeyin. Pencere önünde çiçek yetiştirme, plastik kullanmama gibi basit önerilerden bahsetmiştim önceki yazılarımda.
Doğa ile bütünleşen oyuncaklar yaratabilirsiniz. En önemlisi de tüketim alışkanlıklarınızın ne kadar doğa ile dost olduğunu sorgulayabilirsiniz. Unutmayın doğa sevgisi uzayıp gidiyor, giyimden kuşama yaşam stilimizi etkiliyor.
Bu yazı Kapbula‘nın katkılarıyla hazırlanmıştır.