“Çöp Bulmanın Bu Kadar Zor Olacağı Hiç Aklıma Gelmemişti”

Çöp(m)adam isimini uzun zamandır farklı yerlerden duyuyordum, hatta çantalarını daha önce çeşitli alışveriş sitelerinde görüp çok da beğenmiştim ama bu çantaların atık malzemeleri kullanarak değerlendirilmiş olduğunu, hikayesini yazmam gerekene dek bilmiyordum. Hatta bu kadar şık görünümlü çantaların atık malzemeden yapıldığını düşünmek bile gelmezdi aklıma.

Bu projenin yaratıcısı ve uygulayıcısı olan Tara Chantal Hopkins’e telefonla ulaşıp röportaj yapabildim, çünkü kendisi Ayvalık’ta yaşıyor. Oldukça pozitif ve sevgi dolu sesi ile yanıtladı sorularımı. Ben de elimden geldiğince toparladım ve size sunuyorum onun ve Çöp(m)adamın hikayesini.

cercop13-1

1989 yılında Türkiye’ye gelmiş Tara Chantal Hopkins. O yıldan bu yana Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmış ve toplumsal duyarlılık projelerini koordine etmiş. Üniversitede çalıştığı dönemde Türkiye’nin ekonomik olarak en dezavantajlı grubu olan kadınların çaresizliğini elbette fark etmiş. Hatta Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde beraber çalıştığı bir kadın arkadaşı ona bir gün “örnek olduğunu” söylemiş. İşte o zaman daha iyi fark etmiş kendi ayaklarının üzerinde durmanın bazı kadınlar için ne kadar zor olduğunu. Türkiye’de taşrada yaşayan kadınlarda genelde cinsiyet farkındalık düzeylerinin ve özgüvenlerinin oluşmadığını söylüyor. Üniversitede panoya astığı bir proje duyurusunda “takım lideri” aranıyor ilanı ile de öğrencisi Melih Özsöz ile tanışmış. Melih akıllı ve yaratıcı bir öğrenci imiş. Zaman zaman bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmuşlar ve Çöp(m)adam projesi şekillenmeye başlamış.

2009 yılına kadar Toplumsal Duyarlılık Projeleri Koordinatörü olarak çalışan Tara o tarihlerde artık büyükşehir hayatından ve hayal kırıklıklarından yorgun düşüp bir arkadaşı ile Ayvalık’a gittiğinde satın aldığı eve yerleşmeye karar vermiş.

Bir gün bir arkadaşı 1000 doların üzerinde bir çantayı alıp almamakla ilgili düşündüğünde ise Tara gelir düzeyi yüksek kadınların aksesuara ne denli para harcadıklarını fark edip çanta projesinin kafasında iyice sağlamasını yapmış. İlerleyen dönemde Melih Özsöz ile ortak olup bu sosyal kalkınma projesini hayata geçirmişler. Hem estetik hem pop-art bir şey yapmaya karar vermişler. Bunu yaparken aynı zamanda evsel atıkların yönetimi konusunda farkındalıklarının altını çizerek, geri dönüşümü ön planda tutarak, bu aksesuarların çöplerden yapılmasına karar vermişler. “Kadınlar nasılsa aksesuar alıyor, bari geri dönüştürülmüşünü alsınlar,” diyor.

BUNU DA OKU:  iPad'iniz yeşil mi?

copcatanorta11

Ayvalık’ta yaşayan ve elinden iş gelen ancak daha önce hiç kendi işlerinin başına geçmemiş kadınlara istihdam yaratarak başlamışlar çantalarını yapmaya. Sabancı Üniversitesi’nin toplumsal duyarlılık projesi kapsamında oluşan proje Unilever’den aldıkları destekle gelişmiş. İplik ve fermuar haricinde çanta yapımında kullanılan tüm malzemeleri geri dönüşümlü materyallerden seçiyorlar. “Bizler, herkesin insanlık onuruyla yaşama hakkına sahip olduğuna inanıyoruz. Ayrıca, herkesin dünyanın iyiliği için belli sorumlulukları olduğuna inanıyoruz. Çantalarımızdan birini alarak, hem kadınlarımızın insanlık onuruyla yaşamalarına yardımcı oluyorsunuz; hem de dünyanın iyiliği için üzerinize düşen sorumluluğun bir kısmını yerine getirmiş oluyorsunuz.” diyorlar.

Tara, aynı zamanda 16 yaşından beri veganmış. O yaşlarda etsiz bir yaşama geçmesini annesi bile zor kabullenmiş. Tara’da o yaşlarda başlayan çevre farkındalığı, bugün Türkiye’de daha önce hiç çalışmamış kadınların el emekleri ile yaptıkları, atıklardan hazırlanan aksesuarlarla kendini gösteriyor, hem de bildiğimiz kadarı ile Türkiye’de atıkların geri kazanılması ile yapılan tek aksesuar projesi. Tara aynı zamanda Ayvalık’ta bir ilkokulda haftada bir çevre konusuyla ilgili konuşmalar yapıyor. Hayatını insanlığın iyi bir yerlere gelebilmesi için yaşayan bir insan Tara. En zorlandığı konunun ise bu işleri yapan kadınlarla iletişim kurmak olduğunu söylüyor. Daha önce hiç çalışma alışkanlıkları olmayan kadınlar için beklenilen bir patron olmadığını söylüyor. Kısacık konuşmamızdan anladığım; projede çalışan kadınların hiç de alışık olmadığı bir tutum olmasına rağmen, Tara’nın hiyerarşiden çok iletişime önem veren bir patron tiplemesi olduğu. İlk başlarda Ayvalık’taki komşularının tanıdıklarından oluşan üretim ekibi şimdilerde 60’ı Ayvalık’ta 10’u da Diyarbakır’da olmak üzere toplam 70 kadından oluşuyor. Diyarbakır’da Kamer(Kadın Merkezi)’de “Üretmek Yaşamaktır” projesi altında yer almış. Bu takım bugüne dek 5000’in üzerinde çanta üretmiş.

BUNU DA OKU:  Polonezköy beton yığınına dönmesin

Aslında hepimiz günlük hayatımızda sürekli kullandığımız ürünlerin hiç düşünmeden çöpe attığımız ambalajlarından yapılan bu aksesuarların yapımında pay sahibi olabiliriz. Üstelik atık malzemelerinizi Yurtiçi Kargo ile ücretsiz olarak da gönderebiliyorsunuz.. Çöp(m)adam’ı arayıp bu konuda detaylı bilgi alabilirsiniz. Nevşehir’den Konya’dan bile çöp yollayan gönüllüler olduğu, edindiğimiz bilgiler arasında.

copcatanbuyuk21

Tara ile bir gün mutlaka yüz yüze görüşmek istiyorum çünkü konuştuğum kadarı ile çok sıcakkanlı ve samimi. Uzun zamandır bu kültüre bağlılığından ve özgüveninden olacak ki Türkçe konuşmayı tercih ediyordu telefonda. Enteresan da bir gözlemini iletiyor bize Tara bir yabancı üretici gözü ile; “Genelde Türkler el işine ilgi göstermiyorlar, yabancılar daha ilgili,” diyor. Bir de ekliyor, “Hayatımda çöp bulmanın bu kadar zor olduğunu hiç düşünmemiştim.”

Çöp(m)adam’ın kullandığı malzemeler:

  • Cips paketleri ve benzer ambalajlar (iç kısmının parlak olması yeterli)
  • Dergiler
  • Metal şişe kapakları
  • Şarap mantarları
  • Teneke/konserve–örn. bezelye, salça konserve kutuları (yıkayıp temizleyip yollarsanız,
  • daha memnun oluyorlar!)
  • İşlerine yaramayan malzemeler ise;
  • Kedi-kopek maması ambalajları
  • Çamaşır deterjan ambalajları
  • Pet şişe
  • Yoğurt/ayran plastik kutuları
  • Makarna ambalajları

Ocak 2011 tarihi itibarıyla Çöp(m)adam çantalarına 16 mağaza; üç online satış

sitesi; altı online indirimli satış sitesinden ulaşılabiliyor.

Bu kadar emek ve sonuçta ortaya çıkan estetik görünümüyle şahane diye adlandırabileceğimiz bir proje karşısında biz de Yeşilist olarak toparlayabileceğimiz ve Çöp(m)adamın işine yarayacak atıklarımızı Yurtiçi Kargo’nun ücretsiz kargo hizmetiyle onlara göndereceğiz. Eğer siz de onlara yaptıkları bu iş konusunda yardımcı olmak ve atıklarınızı kargo ile göndermek isterseniz, Çöp(m)adam’a buradan ulaşarak, bilgi edinebilirsiniz.

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Geri Dönüşüm, Hayat, Sanat ve Tasarım
Dilovası’nın suçu ne?

Çarpık endüstriyelleşmenin kurbanı olan ilçe.

Kapat