Documentarist programından sizin için seçtiğimiz 14 film

Documentarist 15. Belgesel Günleri bu yıl 25-30 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek. Dolu dolu geçecek beş günlük festival programından ilginizi çekebileceğini düşündüğümüz 14 filmi listeledik.

#1 Kuzey Akıntısı / The North Drift
Almanya, 2022, 92′
Steffen Krones

Arktik Okyanusu’ndaki Lofoten takımadalarındaki Norveç’in en uzak adalarından birinde karaya vuran bir Alman bira şişesi. Bu buraya nasıl geldi? Gerçekten Almanya’dan mı geldi? Yoksa susamış bir turist birayı içip şişeyi denize mi attı? Norveç’in eşsiz manzarası konusunda tutkulu olan sinemacı Steffen Krones, konunun özüne inmek istiyor. Orta Avrupa’daki nehirler Arktik Denizi’ne mi bağlı? Atık gerçekten bu kadar uzağa seyahat edebilir mi? Yönetmenin kişisel merakı bilimsel bir araştırma projesine dönüşüyor. Steffen, mühendisler ve tanınmış bilim insanları ile birlikte, memleketi Dresden’den plastik atık yolculuğunun izini sürmek istiyor. Elbe Nehri’ne fırlattıkları GPS şamandıralar inşa ediyorlar. Steffen’in arkadaşı Kris, deneyi Norveç’ten takip ediyor. Şamandıralar gerçekten Kuzey Kutbu’nda bir yerde karaya mı vuracak? GPS verileri, Alman nehirleri ile Kuzey Kutup Dairesi arasında bağlantı olduğuna dair şüpheleri doğrulayacak mı? Film bizi Elbe Nehri boyunca Kuzey Denizi üzerinden Norveç’e uzanan bilimsel bir maceraya çıkarıyor ve bize hepimizin bir şeyleri değiştirebilme gücüne sahip olduğumuz bir döngünün parçası olduğumuzu gösteriyor.

#2 Bin Yangın / A Thousand Fires
Fransa, İsviçre, Hollanda, Filistin, 2021, 90′
Saeed Taji Farouky

Dünyanın en eski petrol endüstrilerinden birine ev sahipliği yapan Myanmar’ın Magway bölgesinde, karı koca Thein Shwe ve Htwe Tin yaşıyor. Kaçak bir petrol sahası işleterek birkaç günde bir varil üretiyorlar. Her şeyden önce en küçük oğullarının başarılı olmasını, yoksulluk döngüsünü kırmasını istiyorlar. Bir su ısıtıcısı kaynıyor. Çamurlu eller, püskürtme makinelerinde çalışıyor. Yakındaki bir televizyondan bir futbol maçının ortam sesi uğulduyor. Htwe, “Bu günler çabuk geçti” diyor.

Filistinli-İngiltereli yönetmen Saeed Taji Farouky’den Bin Yangın, değişen bir ailenin portresi ve nesiller arası bir çatışma ve uzlaşma hikâyesidir. Geçici anların bir filmidir; umutlar ve özlemlerin; karma ve şansın güçlerine olan inancın; bir yerin, bir topluluğun ve rutinin ritminin; kalıcı hatıraların ve çalkantılı bir geçmişin; ve hayatın aldırışsız devamının. Uğruna mücadele edilen bir hayat, kazanılan bir dinginlik. Günler çabuk geçiyor.

BUNU DA OKU:  Ayvalık Film Festivali'nden sizin için seçtiğimiz 5 film

#3 Stoppani
Türkiye, 2021, 10′
Rezan Mir Uğurlu


Kentler de tıpkı canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Stoppani, yaşlı bir kentin ölmeye yakın anlarına dair bir portredir. Kentlerin geçirdiği ağır dönüşümü insanı aradan çıkarıp sorgular. Gezegendeki insan varlığının, ancak insanların yokluğundan sonra fark edileceği düşüncesi bu kent hafızası çalışmasını doğurdu.

#4 Vahşi Hayvan / Wild Animal / Animal Salvatge
İspanya, 2021, 23′
Maria Besora



Janira üç yaşında ve diğer çocuklar gibi konuşmuyor. Yetişkinler, Janira’nın dil güçlüklerinden endişe duyuyor; ancak Janira bunları aşmak için gerekeni yapmak konusunda isteksiz. Etrafında özel bir şekilde iletişim kurduğu hayvanların olmasından mutlu ve onların dünyasını insanların dünyasına daha çok tercih ediyor gibi görünüyor. Fakat büyümek kaçınılmaz ve yakında vahşi kalmakla topluma uyum sağlamak arasında karar vermek zorunda kalacak.

#5 Asit Ormanı / Acid Forest / Rūgštus Miškas
Litvanya, 2018, 63′
Rugile Barzdžiukaite

İnsanların ölü bir ormanı görmeye geldiği bir turistik yer hayal edebiliyor musunuz? Sadece gözlemci oldukları bir yer değil aynı zamanda siyah kuşlar tarafından gözlemlendikleri duyuldukları bir yer? Bir zamanlar eski bir çam ormanı vardı, ama sonra birkaç karabatak oraya indi. Şimdi binlercesi var ve çam ağaçlarını… sıçarak öldürüyorlar. Burası dünyanın en ürkütücü turistik yerlerinden biri haline geldi.

#6 Çırpılar: Bir Mücadelenin Anatomisi
Türkiye, 2022, 46′
Atom Şaşkal

Çırpılar, Kaz Dağlarının kuzey eteklerinde kendisine yer edinmiş bir köy. Çırpılar’ın dört bir yanında ise göz alabildiğine Agonya Ovası uzanıyor. Ovanın dağlar ile iç içe geçtiği bu coğrafya, baharda yeşilin binbir tonuna bürünürken, güz vakti ise kendini kızıllığa teslim ediyor. Burada yaşayan insanlar geçimlerini uzun zamandır tarım ile sürdürürken sadece kendilerini ve Çanakkale’yi değil, denizaşırı ülkeleri de besliyorlar. Bu bölgedeki ekolojik, kültürel, sosyal ve ticari pek çok bağlamda görebileceğimiz bu çeşitlilik doğaya düşman projeler ile tehdit altında. Bu tahribat projelerinin yerelden küresel ölçeğe en zararlılarından biri de kömürlü termik santraller. Çanakkale’ye kurulu santraller şehrin elektrik ihtiyacının yanı sıra, parazit şeklinde büyüyen ve doymak bilmeyen megakent İstanbul’un yükünü çekmeye zorlanıyor.

Fosil yakıtların yakılmasıyla oluşan karbon emisyonu, geleceğimizi tehdit eden iklim krizinin baş faillerinden biri. Buna rağmen 2015 yılında kömürlü bir termik santral projesinin Çırpılar’da hayata geçeceği duyuruldu. Tüm engellemelere ve baskılara karşın Çırpılar Termik Santrali projesine karşı halk ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, büyük bir direniş örneği sergiledi. Altı yıllık mücadelenin ardından önemli bir kazanım elde edilerek termik santralin Çırpılar’a kurulması engellendi.

BUNU DA OKU:  Baharın gelişiyle kendinizi daha iyi ve sağlıklı hissetmek için yapabileceğiniz 6 şey

Çırpılar: Bir Mücadelenin Anatomisi, bu tehdite karşı bir araya gelen insanların mücadelesini ve mücadelelerinin süreç içindeki gelişimini anlatıyor.

#7 Doğadan Sonra / After Nature
Danimarka, 2022, 65′
Esther Elmholt

Önde gelen dört bilim insanı ve bir sanatçı, insan kaynaklı kitlesel yok oluşu azaltmak ve insanlığın zenginlik arayışının ekolojik bir çöküşe nasıl yol açabileceğini anlamak için kendi yöntemleriyle mücadele ediyor.
Tüm Antroposen krizleri arasında biyolojik çeşitlilik krizi birçok yönden en geri döndürülemez ve endişe verici olanıdır. Dünyadaki türler o kadar şaşırtıcı bir hızla yok oluyor ki bilim insanları artık kitlesel bir yok oluştan bahsediyorlar. “Doğadan Sonra”da, önde gelen dört bilim insanı ve bir sanatçı, insanlığın zenginlik ve refah arayışının dünyadaki hemen hemen tüm diğer türlerin yaşam koşullarını nasıl bozduğunu ve gezegenin biyolojik çeşitliliğini korumak için nasıl savaştıklarını ortaya koyuyor. Aarhus yakınlarındaki bir bataklıkta Aydınlanma kaşiflerine, fast-food arayan güvercinlere, mekanik kuş cıvıltılarına ve mandalara rastlıyoruz. Yol boyunca, doğanın durumu ve krizdeki kendi rolümüz üzerine düşündürücü yansımalar, doğaya bakışımızı yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor.

#8 Haulout
Birleşik Krallık, Rusya, 2022, 25′
Evgenia Arbugaeva, Maxim Arbugaev

Rus Kuzey Kutbu’nun uzak bir sahilinde, rüzgarın savurduğu bir kulübede, yalnız bir adam antik bir toplanmaya tanık olmak için bekler. Ancak ısınan denizler ve yükselen sıcaklıklar beklenmedik bir değişikliğe neden olur ve adam çok geçmeden kendini yenik düşmüş hisseder.

#9 Her Şey Yolunda
Türkiye, 2022, 24′
Muhammet Beyazdağ

Bu filmde bir yayla köyünde yaşayan 12 yaşında bir kız çocuğunun ve köydeki diğer insanların yaşam biçimleri, sıkıntıları ve düşleri anlatılmaktadır.

#10 Munzur
Türkiye, 2022, 32′
Mehmet Gürü Avcu

Kadın ve Erkek, Munzur Nehri’ne gider. Kamera, kadın ve erkeği takip eder. Bölge halkı için kutsaldır Munzur Nehri ve efsaneleşmiştir. Kuşaktan kuşağa anlatılan bu efsanede, Munzur ile ilgili bazı detaylar eksiktir. Munzur’un kim olduğuna dair işaretler aramaya başlayan Kadın ve Erkek, efsaneyi ve suyun etrafındaki yaşamı araştırmak için nehir boyunca hareket eder. Kamera bölgedeki yaşam formunu irdelemeye devam eder. Kadın ve erkek bölgede yaşayan insanlarla suya ve Munzur’a dair sohbetlere katılır, nehrin ve efsanenin izini sürer.

BUNU DA OKU:  DOCUMENTARIST başlıyor, belgeselin tadı değişecek

#11 Hourvari
Fransa, 2020, 5′
Félicien Bonniot ve Pauline Jacquelin

Son olaylara dayanarak hayvanlar ve insanlar arasındaki çeşitli etkileşim biçimlerini ortaya çıkarmaya çalışan Hourvari; orman yangınlarının çaresizlik içinde türleri birleştirdiği, kadınların arı gibi çalıştığı ve bir hayvanat bahçesinin bir kaplan için belki de en tehlikeli yer olduğu kaotik ve değişen bir dünyayı anlatıyor…
Birlikte yaşama ve yüzleşme arasında bir yerde hayvanların ve insanların rastgeleliği, dumanlı çizimler ve sözsüz bir ses ortamı ile sunuluyor.

#12 Rüzgâr Tayı
Türkiye, 2020, 80′
Sidar İnan Erçelik

Gençliğinde Çıldır Gölü’nün donmuş yüzeyinde düzenlenen yerel at yarışlarına katılan Osman, çobanlık yaptığı köyün yaylasında bir yaban tayı yakalar ve onu 14 yaşındaki oğlunun ilk yarışı için ehlileştirmeye çalışır. Ünlü jokey Selim ise, küçük bir çobanken hayalini kurduğu mesleğine duyduğu hevesini ve yarış sektörünü sorgularken, yaklaşan yarışlar için yeni bir tay eğitmektedir. Yapımı 5 yıl süren ve gözlemsel belgesel olan Rüzgâr Tayı, insanın diğer canlılarla kurduğu ilişki üzerinden insan ruhunu anlamaya çalışıyor.

#13 Mısırlı Emmi
Türkiye, 2022, 15′
Murat Kılıç

Mustafa Çakmak, anne babasını kaybettikten sonra doğayla daha yakın bir bağ kurmaya başlamış ve yetiştirdiği bahçenin her bir ağacını evladı gibi sahiplenmiştir.
Son zamanlarda suların çekilmesi onu endişelendirmektedir. Böyle giderse bahçesi ile alabalık tesisi arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır.
Ancak hasta olduğunu öğrenmesiyle beraber geçici endişeler yerini kadim bir teslimiyete bırakır.

#14 Our Ark
Hollanda, ABD, Türkiye, 2021, 12′
Deniz Tortum, Kathryn Hamilton

Hayvanları, bitkileri ve objeleri tarayarak yedeklemeye çalışan teknoloji uzmanları; ayak bastığımız dünyanın bir simülasyondan ibaret olduğuna inanan güç sahipleri; içinde yaşamaya başladığımız sanal dünyaların ilk adımlarını atan bilim insanları… 

Our Ark, dünyanın dijital bir kopyasını yaratma çabalarımızı anlatan bir film. Sanki ekolojik yıkım dijital bir Nuh’un Gemisi aracılığıyla engellenebilirmiş gibi.

Filmlerin gösterim yer ve tarihlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Etkinlikler, Hayvanlar, İklim Değişikliği, Kent, Sanat
Yağmur ormanları hakkında şaşırtıcı 9 gerçek

Havadaki karbondioksiti emmeleri ve yerel nemi artırmaları nedeniyle dünyanın akciğerleri olarak anılan yağmur ormanları, büyüleyici görünümlerinin yanında gezegene sağladıkları sayısız...

Kapat