Doğru nefes almayı biliyor musunuz?

Swami Dhyan Arham (Koray Mincinozlu) Milli Takımlar ve Galatasaray A Erkek takımı dahil olmak üzere Türk basketbolunun pek çok önemli ismini yetiştirmiş başarılı bir basketbol koçu. Ama o aynı zamanda 20 yıldır meditasyon yapıyor, kişisel gelişim alanında çalışıyor, nefes ve meditasyon eğitimleri veriyor. Arham’la nefes terapisini, onun hayatımızı nasıl değiştirebileceğini ve Nisan ayında Bodrum’da gerçekleştireceği Simyacının Değişim Nefesi çalışmasını konuştuk.

– Nefes terapisi nedir?

Her ruh halinin karşılığı olan bir nefes ritmi var ve tabi ki her nefes ritminin de karşılık geldiği bir ruh hali var. Örneğin korktuğumuz zaman nefesi içe çeker ve tutarız ya da rahat hissettiğimizde nefesin son noktasına gider ve boşaltırız.

Nefes terapisinin özü nefes alışkanlıklarını değiştirerek o an için ve aynı zamanda da uzun vadeli, kalıcı olarak ruh halinde değişiklik yaratmak.

– Nasıl uygulanıyor bu yöntem?

Ana teknik var. Çok basit. Nefesi aldıktan ve verdikten sonra boşluk bırakmadan ağızdan derin derin nefes almak.

– Çok basit değil gibi ya da alışılmamış..

Tabi insanların içinde bulundukları koşullanmalar ve o koşullanmalara uygun nefes ritimleri var. Uzun süre söylediğim biçimde nefes alındığında koşullanma buna karşı koyuyor. Anne karnında, doğum sırasında ya da çocuklukta yaşanan çeşitli travmalar nedeniyle kapattığımız, üstünü örttüğümüz yüzleşmekten kaçındığımız yaralarımız, hassasiyetlerimiz var. Bu temel teknikle nefes almak bunları farkındalık alanına getirdiği için başta zorlayıcı görünebilir. Ama aslında çokta eğlenceli. Farkındalık, hafiflik akıcılık prensiplerine dayandığı için zorluk çok kolay aşılabilmekte hatta her soruna karşı kalıcı bir tavır geliştirebilme şansı oluşmakta. Eskiden reaksiyon olan davranışlar artık aksiyona dönüşüyor.

– Herkes faydalanabiliyor mu bu teknikten?

Kalıpları kırmaya cesaret ve niyet edenler, modern toplumun dayatmalarından özgürleşmek isteyenler kesinlikle fayda sağlayacak ve elde etmek istedikleri sonuçlara ulaşacaklardır. Secret kitabında samimiyetle istersen ve niyet edersen sana verileceği söyleniyor. Ancak az önce bahsettiğimiz travmalar halledilemediği için, enerji sağlıklı akmadığı için yapılan niyetler, dilekler ya da duaların geri dönüşü olamayabiliyor. Varoluşla masumiyetle, samimiyetle ilişki kurduğumuz zannedip aslında “korunma mekanizmalarımızla” diliyoruz. Nefes tekniğini uygulamayı samimiyetle sürdürenler o gözyaşlarına, o masumiyete ve vecd haline ulaştıklarında varoluşla ilişkileri samimi oluyor ve rüyalar gerçek oluyor.

– Biz bildiğimizi düşünsek de nefes almayı bilmiyor muyuz?

Hayır bilmiyoruz! Ama bundan dolayı kesinlikle suçluluk duyulmamalı. Vücut kendi varlığını maksimumda koruyabilmek için en gerekli neyse onu zaten yapıyor. Şu anda yanlış diye nitelendirilebilecek olan nefes alma şeklimize müteşekkir olmalıyız. Çünkü bizi bu yazıyı okumamızı sağlayacak bilince getirdi. Bu karmaşada ayakta kalmamızı sağladı.

– Siz bu teknikle nasıl tanıştınız?

1982 yılından beri meditasyon yapıyorum. Transantial meditasyonla başladım. Zaman içerisinde yoga eğitmenliği kursu aldım. Yogig nefes tekniklerine ilgi duydum. Bu teknikle karşılaşmam Osho sanyasini olan rahmetli Bodhi Ray sayesinde oldu. 3 yaz OSHO Diamond Breath Eğitmenlik çalışmalarına katıldım. Daha sonra San Francisco’da Quantum Light Breath Eğitimi aldım.

Farkettim ki bütün çalışmaların kökeni bizim yerel kültürümüzde mevcut. Zikir, şarkı söylemek, nara atmak, “ay”, “oh”, “of” seslerini çıkarmak gibi.

Benim için hala gelişmekte olan ve sürekli olarak kendini açan bir süreç bu..

– Nisan ayında Bodrum’da yapacağınız bir çalışma var

Evet. 28 Nisan- 1 Mayıs tarihleri arasında Body&Mind Events Turkey organizasyonu ile Bodrum Gündoğan’da Simyacının Değişim Nefesi Çalışması yapacağız.

“Bedeninizin ve ruhunuzun simyacısı olabilirsiniz”

Simyacının Değişim Nefesi nasıl bir çalışma? Bu çalışmaya kimler katılabilir?

Modern şehir yaşantısının sunduğu çeşitlilik ve güzelliklerin yanı sıra bize dayattığı, farkına bile varmadığımız, bizi özden uzaklaştıran bir çok alışkanlık ve davranış biçimi var. Bunların çoğunun farkında bile değiliz. Bu yüzden içimizde sebepsiz sıkıntılar, depresyonlar, tatminsizlik, uykusuzluk, yoğun stres, yorgunluk ve enerjisizlik, bıkkınlık, gitmek isteyip bir türlü gidememe, değişmek isteyip bir türlü değişememe, dedikodu, gibi olumsuzlar oluşuyor. İşte bu teknik bu olumsuzlukları farkındalık alanına çıkarıyor. Enerjiyi tazeliyor. Bir başlangıç yapmak, beyaz bir sayfa açmak için gerekli canlılığı veriyor.

Bütün saydığımız olumsuzluklarla kendilerini kafeste hissedenler bu çalışmadan çok büyük fayda sağlarlar. Bu çalışma katılımcılarına kendi kendilerinin simyacısı olma imkanını veriyor. Tıpkı bir simyacının değersiz bir madeni altına dönüştürmesi gibi nefesleri ile kendilerinde var olan atıl enerjileri parlak,yaratıcı hassas ince ve özgür enerjilere dönüştürebilirler.

Bu çalışmaya katılanlar neler deneyimleyecekler?

Her şeyden önce bol bol güleceğiz. Neşeli, danslar, şarkılar, çocukça çılgınlıklar içeren bir çalışma bu.. Hep zırlı, korumalı tarafıyla yaşayan şehir insanı tavrından çıkıp kendilerindeki ince, hassas ve hafif tarafla karşılaşınca eğlenmenin ne kadar kıymetli ve kolay olduğunu fark edecekler.

Herkesin çalışmadaki deneyimi farklı ancak daha önceki katılımcıların bazılarında o kadar duyarlı katmanlar açıldı ki meleklerle temas kurduklarını söyleyenler ve sonsuz sevgi deneyimleri yaşayanlar oldu. O hassas seviyede kalabildiklerini görenler kendi kalplerinden nasıl yardım alabildiklerini fark edip hayatın daha kendiliğinden akan bir yola girdiğini hissedecekler..

Röportaj: Pınar Göktürk