Eski kıyafetlerimize yeni hayatlar

Hemen her gün Kadıköy’de önünden geçtiğim, buraya muhakkak uğramalıyım dediğim DÖNÜŞÜM EVİ’ ni geçenlerde nihayet ziyaret ettim. İçerideki o nostaljik hava, tatlı sabun kokusu ve sahibesi Ayten Keskin’in içtenliği beni mest etti . Hem gidip hal hatır sorabileceğim yeni bir komşu edindim, hem de güvenerek alışveriş yapacağım yeni bir mağaza keşfettim.

Röportaj: Pınar Demirkan

Mağaza demişken Dönüşüm Evi’nde işleyiş biraz farklı .Çünkü oradaki her şey ikinci el. Sizler ürünlerinizi getiriyorsunuz, onlara bir fiyat biçiliyor, o değerde başka bir ürünle kendi ürününzü takas edebiliyor ya da ürününüzü Ayten Hanım’ın sihirli ellerinden geçtikten sonra yeni haliyle teslim alabiliyorsunuz.

Kıbrıs’ta 10 yıl boyunca kimsesiz ve kanser hastası çocuklar için gönüllü olarak çalışan Ayten Hanım’la Dönüşüm Evi’nin hikayesi, ikinci el kıyafetin önemi , insanların ikinci ele olan bakış açısı ve tükenen kaynaklar üzerine sohbet ettik. İçtenliği ve bana hediye ettiği güzel elbise için çok teşekkür ediyorum.

Nasıl karar verdiniz Dönüşüm Evi’ni açmaya?

Çok eskiden beri kıyıda köşede kalmış, atıl şeyleri ortaya çıkarmayı çok seviyorum. Ben o eşyaları başka açıdan görüp bir yerlerinden değiştirip hayata katıyorum. Çocuklarımı da büyütürken hep arkadaşlarımın çocuklarının kıyafetleri ile büyüttüm. Çok üzülüyorum çöpe giden şeylere.

Avrupa’da insanlar bu konuda çok duyarlılar ve çok yol katettiler. Bizde de bunun yaygınlaşması gerekiyor diye düşünüyordum. Sonra bu tür pazarları gezmeye başladım oralarda ilginç, kaliteli, çok küçük fiyatlara özel şeyler yakaladım. İnsanlar şaşırıyordu bu kadar uygun fiyata nasıl böyle güzel şeyler buluyorsunuz diye. Bir proje hazırlardım ve dereceye girdim. Sekiz ay önce de kızımla beraber burayı açtım. Ama daha önce Kıbrıs’ta sokak çocukları ve kanserliler derneğinde de yaklaşık 10 yıl gönüllü olarak çalıştım, standlar açtım, çocuklar yararına satışlar yaptım.

Anladığım kadarıyla çevreye karşı da oldukça duyarlısınız.

Çocuklarım da ben de çevreye çok duyarlıyız. Hatta kızım vejeteryan. Onlardan çok şey öğrendim. Toplum olarak her şeyi çok hızlı tüketiyoruz. İndirim yapıyorlar alıyoruz, kampanya diyorlar alıyoruz, sezon sonu diyorlar alıyoruz. İnsanların çekmeceleri, gardıropları ağzına kadar dolu . Sonra nereye koyacaklarını bilemiyorlar bir poşete koyup çöpe atıyorlar.Halbuki o kumaşın pamuğundan, dokumasından tutun en son şeklini alana kadar inanılmaz insan emeği var. Çöpe gitmesi beni çok üzüyor ve de rahatsız ediyor. Üke olarak da zengin değiliz. Her gün biraz daha kaynaklarımız tükeniyor.Küresel ısınma yüzünden ikimler değişti.Yazımız kışımız bir tuhaf oldu.

BUNU DA OKU:  Yüzüklerin Efendisi üçlemesine çevreci bir bakış

Dışarıdan gözlemlediğim kadarıyla halkımızın ikinci el ürünlere bir önyargısı var. Siz de bu işi yapan biri olarak böyle mi düşünüyorsunuz? Nasıl kırılabilir bu önyargılar?
Başkasının giydiğini giymem diyen insanların dolu olduğu bir ülkede yaşıyoruz.Evet bu bir önyargı ve bunu kırmak gerekiyor. İngilizlerle çalışırken şunu gördüm ekonomik düzeyleri ne olursa olsun insanların dolaplarında 30-40 çift ayakkabıları yok. Bir iki çift ayakkabı alırlar boyarlar yıllarca kullanırlar.

Bizim ülkemizde kredi kartları ağzına kadar dolu. Sürekli bir tüketim söz konusu. İnsanlara soruyorum beş yıldızlı otellere gittiğinizde yanınızda çarşaflarınızı, havlulularınızı götürüyor musunuz ya da bir restorana gittiğinizde yanınızda çatal kaşık tabak bardak götürüyor musunuz.Hayır diyorlar .Sizlerden önce başkaları kullanıyor mu? Evet kullanıyor diyorlar o zaman ne fark var ki arada diyorum. Yani demek istediğim bir ürün işlemden geçmişse, steril hale getirilmişse, kıyısındaki köşesindeki yırtık kesilerek makinedeki bakımı yapılmışsa neden tekrar kullanılmasın.

Mesela bir köşesine belki elli yıl önce işlenmiş bir motif yerleştiriyoruz. Elli yıl önce birisi o motife emek vermiş orada bir ruh var. O motif sizi alıp götürmez mi elli yıl öncesine .Örneğin bir büyükelçi eşi Avrupa’da 40 yıl önce bir gömlek diktirmiş. Düğmeleri bile çok özel arasanız bulamazsınız. O gömleği 15 liraya bir hanımefendi satın aldı ve o gömleğe başka hiç kimse sahip değil. İnsan kendini özel hissediyor. Ama şimdi bakıyorum herkesin üstünde aynı şeyler var. Halbuki ikinci el dükkanlarda her döneme ait farklı şeyler var.

Müşteri profiliniz kimlerden oluşuyor. Genellikle kimler tercih ediyor?
Entelektüel, modern, hayata bakışı farklı çevreye duyarlı insanların geldiği bir mağaza oldu burası. Çok kaliteli insanlarla tanıştım. Övgü getiriyorlar, tebrik ediyorlar. Bu formatta açılan diğer dükkanları da gördükçe mutlu oluyorum. Çünkü bizim gibi mağazalar ne kadar açılırsa biz de o kadar güçlü oluruz. Daha çabuk kendimizi kabul ettiririz, çünkü bu olayı kabul ettirmek çok kolay değil. Ama müşterilerimi iyi gözlemliyorum, neyi istediklerini takip ediyorum. Para hırsıyla ürünlerimizin, yaptığımız işin kalitesinden ödün vermiyorum.Çünkü ahlaklı ve güvenilir olmak benim için çok önemli.

BUNU DA OKU:  Pet şişe vurdu gol oldu

Bu işe başlarken kaygılarınız var mıydı nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Ürün bulamam diye kaygılarım vardı ama çok güzel tepkiler aldım. İnsanlar bu para meselesi değil, biz de destek olmak istiyoruz diyorlar. Bu bir tür sosyal sorumluluk gibi. Bu kadar talep olunca ben de atölyeye ağırlık verdim.Atölyemizi genişletmeye çalışıyoruz. Yarı profesyonel makinelerimiz var yıkama , kuru temizleme, overlok , dikiş makinesi hepsi gerekiyor.

Mesela bir perde geliyor onu hemen atölyede kesiyoruz köşelerine el işi yerleştirerek kırlentler yapıyoruz. Masa örtüleri geliyor yırtık yerlerini kesiyoruz temizliyoruz ve küçük sehpa örtüleri yapıyoruz. Havlulardan küçük el bezleri yapıyoruz. Her şeyi yeniden değerlendiriyoruz burada.Mesela insanlar telefon ediyor, gardroplarını değiştirmek istediklerini söylüyorlar hemen o adrese gidiyorum ürünlere bir fiyat biçiyorum , hemen atölyeye gelip değerlendiriyorum.

Size gelen ya da topladığınız ürünler nasıl?
Topladığım ürünlerin hemen hepsi çok kaliteli. Günümüzdeki kıyafetlerin çoğu naylon karşımı , sağlıksız ya da boyası, dikişi kalitesiz. Halbuki eski kıyafetler gerçekten çok kaliteli. İşte ben o ürünleri alıyorum. Ruhumu katarak yeniden yapıyorum ve yeni hikayeleri olan evlere gönderiyorum.İnsanlar giyip geliyorlar, nasıl yakışmış mı diye soruyorlar,mutlu oluyorlar.Biz de çok mutlu oluyoruz.

Peki ürünlerinizin fiyatları nasıl?
En pahallı ürünümüz 30 TL’yi geçmiyor. O da çok enderdir. Müşterilerimiz 10 TL ile 15 TL arasında buradan çok kaliteli markalı ürünler satın alıyorlar. Sorunu olan hiçbir ürünü mağazaya koymuyorum. Öncelikle gelen müşteriye saygı duyuyorum. Bir de kendime de bir saygım var.Bu işi yaparken adam gibi yapmak istiyorum.

Ben ticari bir kaygıyla açmadım bu dükkanı bu biraz da gönül işi. İnsanlar bana gelip çok özel bir şey yapıyorsunuz diyorlar bu da beni tatmin ediyor. Para yaşamak için önemli fakat paradan daha değerli şeyler var hayatta. İnsanlar alışverişe o kadar çok para harcıyorlar ki. Ben o kadar parayı harcamak yerine bir öğrenciyi okuturum ve belki de onun hayatının akışını değiştiririm diyorum. Gelen müşterilerime de bunu anlatıyorum ve hayata böyle bakın diyorum.Çünkü biz zengin bir ülke değiliz, sokakta yaşayan aç insanlar var, işsizlik hat safhada. Eğer ki böyle bir ülkede yaşıyorsak herkesin bu sorumluluğu taşıması gerektiğine inanıyorum ve bu savurganlığı doğru bulmuyorum

BUNU DA OKU:  Bu festival kaçmaz: Dağ Filmleri

Eklemek istedikeriniz var mı?
Bu işin yaygınlaşması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar birçok kıyafetini, eşyasını kullanmıyor. Her yıl sadece havalandırıp tozunu alıp tekrar dolaplarına koyuyorlar. Bunun kime ne faydası var. Başkaları neden faydalanmasın bunlardan.

Boşaltın gardroplarınızı getirin kirli olsun, yırtık olsun hiç önemli değil biz onu bir şekilde uydurup hayata katıyoruz.Hem kendinizi iyi hissedin hem bundan bir başkası yararlansın,hem de bundan para kazanın.Sürekli tüketiyoruz. Ne ekonomik olarak ne de çevre açısından bakmıyoruz olaylara ama artık bakmak gerekiyor çünkü kaynaklar tükeniyor doğada hiçbir şey kalmadı. Bunun değişmesi için geç bile kaldık. Bir an önce harekete geçmeliyiz.

Dönüşüm Evi’ni merak edenler ve gitmek isteyenler için Adres: Caferağa Mah. Doktor Esat Işık Caddesi No:34 Moda/ Kadıköy
(Moda Havuz Meydanı’na geldiğinizde etrafınıza şöyle bir bakın DiaSa’yı göreceksiniz.DiaSa’nın karşısı.)

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Geri Dönüşüm, Hayat, Kendin yap, Moda, Tekstil
Büyük atlıyoruz

Nehirlerin yaşamına devam etmesi için nehirlere atlıyoruz.

Kapat