Gıda israfını önlemek için yapılan 1 dolarlık yatırım, 14 dolar kazandırıyor
Küresel gıda israfı öyle boyutlara ulaştı ki, her yıl Çin’in yüz ölçümü yani 12 adet Türkiye kadar gıda çöpe gidiyor. İklim değişikliğine yol açan sera gazlarını en çok üreten ülkeler listesine eğer küresel gıda israfını da bir ülke olarak ekleseydik, dünyanın en büyük 3. kirleticisi küresel gıda israfı olurdu.
Her yıl üretilen gıdaların üçte biri çöpe gidiyor. Bununla beraber israf edilen gıdalar dünyada bulunan 870 milyon aç insanı doyurmaya da yetmekte. Sadece bu gerçek bile gıda israfını azaltarak ve üretimi yeniden düşünerek neler başarabileceğimiz konusunda ikna edici bir güç olmalı.
Her ne kadar etik ve çevreci sorumluluklar gıda israfı ile savaşmak için yeterli olsa da, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) CEOlar ve diğer karar vericilere gıda israfının bir “gider” olmadığını kanıtlamak için bir ekonomik rapor hazırlamış.
TIKLAYIN: “Türkiye’de israf edilen gıdalar ile 10 milyon nüfuslu bir ülke doyar”
Gıda üretiminden marketlere, otellerden restoranlara kadar 17 ülkeden 1,200 işletmeyi inceleyen WRI bu işletmelerin %99’unun gıda israfına yönelik yaptığı yatırımlardan pozitif geri dönüş aldığını görmüş. Rapor gıda israfını azaltmaya yönelik yapılan her bir dolar için 14 dolarlık bir geri dönüş hesaplıyor.
İşletmelerin gıda israfına yönelik düzenledikleri eğitimler, daha iyi ölçüm imkanları, yeni paketleme ve depolama tasarımları neredeyse her işletme için kâr olarak geri dönmüş. İşletmeler bununla beraber gıda alma gereksinimlerinin azaldığını ama tüketiciye satılan ürünlerin arttığını görmüş. Böylelikle hem kârlılık oranları artmış, hem de israf miktarları azalmış.
Rapor gıda israfını azaltmanın finansal getirisinin yanında, sürdürülebilirlik, pozitif yatırımcı ilişkileri ve etik sorumluluk konularında stratejik getirileri de olduğunu belirtiyor. Her ne kadar bu stratejik getirileri finansal olarak ölçmek zor olsa da, raporda yapılan araştırmalar finansal olmayan sebeplerin de ticari kararlar konusunda çok büyük rol oynadığını gösteriyor.
Türkiye’de özellikle meyve ve sebzelerde farklı evrelerde; hasat sırasında %12, taşınma sırasında %8, pazara hazırlık evresinde %15, depolama sürecinde %10 ve tüketici evresinde %5’e varan kayıplar yaşanıyor. Bu israflar sebze ve meyve üretiminin 4’te 1’inin tüketilmeden kaybedilmesine yol açabiliyor. Bu miktar 10 milyon nüfuslu bir ülkenin tüketebileceğinden daha fazla.
Kaynak: FastCoExist