Güller ve çi̇kolatanin çevreye etki̇si̇ sevgi̇li̇ler günü kadar romanti̇k deği̇l

Güller ve çikolata Sevgililer Günü denilince akla gelen ilk şeyler. Yalnız tıpkı diğer özel günlerde olduğu gibi bu iki sembol de, kitleler halinde kapıldığımız tüketici çılgınlığının bir parçası olarak çevreye, ekonomiye ve sürdürülebilirliğe olumsuz bir etki oluşturmakta. 

Öncelikle herhangi bir ilişki faciasına yol açmak istemediğimi baştan belirteyim. O nedenle yazı da çevre dostu ve sürdürülebilir alternatif hediyelerden de bahsedeceğim.

Önce güller ile başlayalım… Sevgiler Günü her yıl Şubat ayının 14’ünde kutlanır ve bu yılın en soğuk dönemlerine denk gelir. Güller ılık ya da serin havalarda canlı kalan çiçeklerdir. Aşırı soğuk ve aşırı sıcak iklim şartlarında yetiştirilmeleri için özel teknikler uygulamak gerekir.

Bu nedenle Şubat ayı için milyonlarca sevgiliye hediye edilecek güllerin bize ılık veya serin yerlerde yetiştirilip gönderiliyor olması çok büyük bir olasılık. Dolayısıyla bu güllerin Türkiye’ye ulaşıp satıcılara dağıtılması için harcanan enerji, karbon emisyonlarına sebep oluyor.

Eğer bizim yetiştirdiğimiz güller ile tüm Sevgililer Günü ihtiyacı karşılanıyorsa ne ala ama bu yazıyı okurken aklınıza Isparta gül cenneti olarak geliyorsa bakın geçen sene ne oldu?

Oda Tv için Yusuf Yavuz tarafından yapılan habere göre Türkiye en çok Hollanda ve Kenya’dan gül ithalatı gerçekleştiriyor. Bunun en büyük nedeni ise Sevgililer Günü adı altındaki tüketim çılgınlığında hedef olan zavallı güllerin, milyonlarca sevgilinin ihtiyacını Türkiye’de yapılan üretime rağmen karşılamaya yetmemesi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın sözlerine göre, en fazla gül 2 milyon 685 bin adet ile Hollanda’dan ithal ediliyor. Bu ülkeyi 2 milyon 322 bin adet ile Kenya takip ediyor. Kenya’yı ise 1 milyon 75 bin adetle Türkmenistan izliyor.

Bu güllerin Türkiye’ye nakliye edilirken dondurulmuş bir şekilde nakliye edilmesi gerekiyor ki canlılıklarını kaybetmesinler. Bu da demek oluyor ki nakliye için harcanan enerjinin yanı sıra gülleri canlı tutmak için harcanan enerji var. Gülleri ithal etmesek, yalnızca Türkiye içinde üretsek bile, şehirden şehre ulaştırırken yine enerji tüketimi söz konusu oluyor.

BUNU DA OKU:  'Antibiyotik kıyamet' ne demek?

Kısacası, sadece bir gün için kitlesel olarak güllere yüklenmemiz ciddi bir karbon emisyonu üretimini daha da büyütüyor. Bu da atmosferdeki sera gazı miktarı ile birlikte sizin kişisel karbon ayak izinizi arttırıyor.

Dediğim gibi bir ilişki faciası yaratma niyetinde değilim o yüzden hemen bir alternatif üreteyim. Bu özel gün için sevgilinize ya da eşinize çiçek vermek istiyorsanız mevsime dayanıklı, canlılığını koruması için soğutma gerektirmeyen ve evinize yakın mesafede yetiştirilen çiçekleri tercih edebilirsiniz.

Örnek olarak, orkide hediye edebilirsiniz. Çünkü orkide haftalarca hatta aylarca yaşayabilir. Üstelik karbondioksit ve toksin temizlenmesine faydası olan bir çiçektir. Hem de verdiğiniz hediyenin dalından koparılmış bir çiçek yerine saksı bitkisi olması daha kalıcı ve anlamlı olabilir.

Şimdi gelelim ikinci Sevgililer Günü vazgeçilmezi çikolataya. Aslında tatlı çikolatanın acı çevresel etkileri ayrı bir yazının konusu. Çikolata üretiminde ihtiyaç duyulan kakao genelde Batı Afrika ya da Latin Amerika’da üretiliyor.

Öncelikle tıpkı gülde olduğu gibi kakaonun bizlere ulaşması için nakliye yoluyla harcanan enerji neticesinde atmosfere karbondioksit salınımı gerçekleşiyor. Daha sonra çikolata üretiliyor ve üretilen çikolatalar paketleniyor. Buradan tekrar dağıtıma çıkıyor ve bu çikolatalar tekrar yol kat ediyor.

Üstelik dünyanın birçok yerine Fil Dişi Sahili ve Ghana’dan ulaşan kakaoyu yetiştirmek için artan talep, yetiştiricileri organik olmayan tarımsal yöntemleri tercih etmeye ve ormansızlaştırmaya zorluyor. Bu bölgede olan bitenin etkisi sadece çevresel de değil bir de sosyal boyutu var.

Kakao yetiştiriciliğinde Batı Afrika’da çocuk işçiler çalıştırılıyor. Batı Afrika halkı çoğumuzun keyfi için ürettiği çikolatanın tadını bilmeyen insanlarla dolu. Çünkü bu çevresel ve sosyal zararlarının karşılığında bölge halkının eline kalan ormansızlık olurken, Dünya’nın büyük çikolata şirketleri kazançlı çıkıyor. Burada ki kazanç ise tabii ki maddi bir kazançtan öte değil.

BUNU DA OKU:  Aşkınız için dünyayı tersine çevirir misiniz?

Çikolata almayın demiyorum tabii ama satın alırken küçük bir araştırma yapabilirsiniz. Organik içeriğe sahip, kimyasal katkıları minimum seviyede olan ya da hiç kimyasal katkısı olmayan ve yerli üretimi olan çikolata ve şekerlemeleri tercih ederek çevreci bir hediye verebilirsiniz. Yine de size çikolata adı altında şeker bombası satışı yapan yerli markaları kast etmediğimi belirteyim.

Ayrıca sadece Sevgililer Günü için değil, özel günler adı altında bizi kitlesel tüketime sürükleyen her gün için sevdiklerinizle beraber çevreye olan sevginizi de göstermeyi unutmayın. Sonuçta kimse için evinden daha sıcak ve tatlı bir ortam yoktur ve Dünya hepimizin evi.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayşegül Yalvaç

Deniz kirliliği ve çevre teknolojileri konusunda çalışan bir çevre mühendisi. Çevre, bilim, sürdürülebilirlik konularında yazmanın yanı sıra doğa üstü ve fantastik öyküler uydurmayı seviyor. Profesyonel bir hayalperest ve dünyayı değiştirmenin peşinde.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Hayat, İklim Değişikliği, Kurumsal Sürdürülebilirlik
Tüm tepki ve tartışmalara rağmen Hasankeyf’teki Ilısu Barajı’nın yapımına devam ediliyor

Kuzuların, kuşların sesine alışık uykulu küçük bir şehirde bu yaz duyulan yıkım sesleri şok etkisi yarattı. Şehri saran kireç taşı...

Kapat