Gürültü kirliliği birçok hayvan türü için ciddi tehdit oluşturuyor

Gürültü kirliliğinin stres, kalp hastalığı ve kulak çınlaması gibi sağlık sorunları riskimizi artırdığını; çocuklarda bilişsel bozulma riskini yükselttiğini; ayrıca ötücü kuşlar, yunuslar ve balinalar gibi diğer hayvanlara da zarar verdiğini biliyoruz.

Bununla birlikte, yeni bir çalışma, insan gürültüsünün düşündüğümüzden daha geniş bir yelpazede hayvan yaşamına zarar veren bir ‘ana küresel kirletici’ olduğunu ortaya koyuyor.

Biology Letters dergisinde yayınlanan çalışma, gürültü kirliliğinin sadece birçok hayvana zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda 100’den fazla farklı türün yaşamını tehdit ettiğini de öne sürüyor.

Bu türler arasında amfibi hayvanlar, eklembacaklılar, kuşlar, balıklar, memeliler, yumuşakçalar ve sürüngenler gibi hayvanlar aleminin her alanından karada ve suda yaşayan canlılar bulunuyor.

Ve bu farklı hayvan grupları arasındaki bariz farklılıklara rağmen, her gruptan türler gürültü kirliliğine şaşırtıcı şekilde benzer tepkiler gösteriyor.

Queen’s University Belfast’ta biyoloji ve hayvan davranışları öğretim görevlisi olan, araştırmanın baş yazarı Hansjoerg Kunc “Çalışma, gürültü kirliliğinin yedi tür grubun tümünü etkilediğine ve farklı grupların gürültüye tepkilerinde farklı olmadığına dair net kanıtlar buldu” diyor.

Pek çok farklı canlı türüne bu kadar geniş ve tutarlı bir hasar verildiğinde, bu durum hayvanları etkileyen gürültü kirliliğinin istisna değil norm olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, gürültü kirliliğinin tehlikeleriyle ilgili farkındalığı arttırmanın yanı sıra, bu bulguların “yasama organlarının bu çevresel stresörü daha etkin bir şekilde düzenlemesi için gerekli nicel kanıtları sağladığını” belirtti.

Gürültü kirliliği, artık yaygın olarak insan sağlığına yönelik bir tehlike olarak kabul ediliyor, ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) belirttiği gibi, çoğu zaman diğer kirlilik biçimleri gibi sınırlayacı düzenlemeler uygulanmadığından, dünya genelinde daha da kötüye gidiyor.

Eş bulmak veya avcılardan korunmak gibi hayati önem taşıyan işler için sesi kullanan birçok amfibi, kuş, böcek ve memeli türü iletişimde akustik seslerden faydalanır. Gürültü kirliliğinin bu mesajları duyulamaz hale getirmesi; üreme veya kaçma yeteneklerini engelleyerek, hayatta kalmalarını ve popülasyonlarının istikrarını tehdit edebilir.

BUNU DA OKU:  Buğday'ın senden küçük bir ricası var...

Öte yandan, gürültü kirliliği bazı hayvanları avcılara karşı daha savunmasız hale getirirken, bazı avcıların yiyecek bulmasını zorlaştıracak şekilde ters etki de yapabilir.

Örneğin, yarasalar ve baykuşlar, örneğin ses kirliliğinin avlarının ince seslerini gizlemesi durumunda avlanamayabilirler. Gürültü kirliliği hafif ya da aralıklı olsa bile, avcı türlerin yiyecekleri aramak için daha fazla zaman ve enerji harcamasına neden olarak türün sayısında düşüşü tetiklemek için yeterli olabilir.

Gürültü kirliliği balinalar ve yunuslar için bilinen bir risktir, ancak diğer su hayvanlarını da tehdit eder. Araştırmacılar, içgüdüsel olarak mercan resiflerinin seslerine yakınlaşan balık larvalarına dikkat çekiyor. Bu şekilde uygun habitatlar bulan larvaların yolculukları sırasında gemilerden ve diğer insan kaynaklarından çok fazla ses gelmesi durumunda, daha fazla balık larvası kaybolabilir veya kalitesiz resiflere yaklaşarak ömürleri azalabilir.

Benzer şekilde, gürültü kirliliği, göç yollarındaki ekosistemler için dalgalanmalara neden olarak hayvanların göç yolunu etkilemektedir. Bazı göçmen kuşlar, gürültü kirliliği olan alanlardan kaçınır. Araştırmacılar, gürültü kirliliğinin kuşların yalnızca seyahat ettikleri yeri değil, aynı zamanda uzun süreli evler kurdukları ve yavrularını büyüttükleri yuvalarını da değiştirebileceklerini belirtiyorlar.

Birçok ekosistem ve göç etmeyen tür, göç eden kuşların gelişine bağlı olarak ortaya çıkmıştır ve pek çoğu başkalarının doğaçlama sapmaları için hazırlıksız olabilir, bu nedenle bu ekolojik değişikliklerin bir basamağını tetikleyebilir.

Gürültü kirliliği zararlı olsa da umutlu olmak için sebebimiz var. Zehirli mirası çevrede yıllarca görülen kimyasal kirliliğin aksine, gürültü kirliliği yalnızca insanlar veya makineler ses çıkardığı sürece mevcuttur. Bu durumda tek yapmamız gereken başka bir pisliği temizlemek yerine sessiz olmak.

Kaynak:
MNN




Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Hayat, Hayvanlar, Teknoloji
İstanbul son 40 yılın en sıcak kasım ayını yaşıyor

İstanbul kasım ayında baharı yaşıyor. Greenpeace'in yayınladığı son rapora göre İstanbul'da son 40 yılın en sıcak kasım ayı yaşanıyor ve...

Kapat