Hangi İnsan Hakları? Film Festivali programından seçtiğimiz 8 film

Hangi İnsan Hakları? Film Festivali bu yıl 11-15 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek. Festivalin ana teması ‘cezasızlık’. Ücretsiz gösterimler ise Postane, Aynalı Geçit ve Tütün Deposu’nda. Festival programından ilginizi çekebilecek 8 filmi seçtik.

#1 Apartmanların Gölgesinde (Farming in the Shadows)
Melike Selin Durmaz Ekenler, Türkiye, 2021, 20’

“Apartmanların Gölgesinde” belgeseli Mersin Mezitli’nin merkezinde imarlı kentsel arazide kadınların yürüttüğü tarım faaliyetini konu ediyor. Mezitli Solinova Kadın Üretici Kooperatifi bünyesinde ilçe belediyesinin desteği ile yürütülen süreç, farklı profillerdeki kentli kadınların özel mülkiyete tâbi 1,5 – 2 dönümlük alanlarda arsa sahibinin izni ile başladıkları zehirsiz tarımsal üretimlerine imkân tanıyor. Film boyunca sürecin paydaşları yaşadıkları deneyimi ve bu deneyimin kendileri, mekânsal ve toplumsal çevreleri üzerindeki etkilerini paylaşıyorlar.

#2 Kısır Döngü (Vicious Cycle)
Ezgi Kılınçaslan, Almanya, 2021, 16’

Prometheus, ateşi çalarak insanlara tanrısallığın bilgisini de getirdi. Elindeki bilginin sarhoşluğunda doğaya hükmeden insan, doğa ile arasına kalın bir sınır çizdi. Çizdiği sınırın gerisinde varoluşunun doğaya bağlı olduğunu unuttu. Tabiat, artık geçmişini unutmuş insanın hükmü altında. İnsan belleksiz ve sonsuz gücünün esrikliğinde denizleri, ormanları ve kendisi de dahil canlı olan her şeyi yok olmaya sürüklüyor. Yaşanan pandemiler, teker teker yok olan türler, ölen denizler, yanan ormanlar… Kendi yok oluşuna sürüklendiği kısır döngüde daha unutmuş, daha melankolik ve yapayalnız. Olymposlu tanrıları taklit ederken kendine hazırladığı son aynı. Kendi sonunun suçunu sürekli yeni suçlulara yüklüyor. Yarattığı bu yazgıdan kurtulması, yaşamının doğa ile ortak olduğunu hatırlamasında. Dünyada yalnız olmadığını hatırlamasında. Yaşam ortaklarına şefkat göstermesinde. Peki tanrılara özenen egosu ona her şeye hükmedebileceğini söylerken, iktidarından vaz geçmesi mümkün mü?

#3 Roma Bostanı (Roman Garden)
Nesime Karateke, Türkiye, 2020, 26’

Cihangir Roma Bahçesi’nde kurulmak istenen sosyal tesislere karşı mahallelinin “gelin toprağa değelim” çağrısıyla kurduğu bostanın hikâyesini anlatır.

BUNU DA OKU:  Bu nasıl bir dünya?

#4 Başka Vatanımız Yok (Our Only Home)
Bayram Küçük, Türkiye, 2020, 20’

Afro Türkler, Osmanlı Devleti’ne en erken 15. yüzyıl olmak üzere çoğunlukla 19. yüzyılda Afrika’dan köle ticareti, işçilik, askerlik ve göç gibi yollarla getirilmişlerdir. Ağırlıklı olarak Ege bölgesinin verimli topraklarında tarım işçisi olarak çalıştırılmış ve bu bölgenin kırsal kesimlerine yerleştirilmişlerdir. Afro Türklere, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiştir. Kendilerini; Arap, Siyah Türkler veya Afro Türkler olarak tanımlamaktadırlar. Günümüzde sayıları 5 ila 10 bin arasında olduğu tahmin edilen Afro Türklere, ten renkleri dışında hiçbir şey Afrika’dan kalmamıştır. Belgesel, Afro Türklerin yaşantılarına, sosyal olarak çektikleri zorluklara, ötekileştirilmelerine ve uğradıkları ten ayrımcılığına dikkat çekmektedir. Afro Türkler, insanların onlara laf atmalarından, bakıp gülümsemelerinden rahatsızlık duyarlar. Toplumda daha fazla kabul görmek ve daha fazla tanınmak istemektedirler. 

#5 34 Kuleli
Yaren Temurlenk, Türkiye, 2020, 27’

Kuleli Emek Mahallesi’nde doğa ile iç içe olan insanların huzurları, toprağa olan bağlılıkları ve her daim devam ettirdikleri bu yaşam biçimini ümit etmeyi, gençliği ve gelecek nesli bu yolda bilinçlendirerek, onlara ayna olup insan emeğinin her şeyin üstesinden gelebileceğini gösteren doğayla kurdukları hayat…

#6 Kanalı Beklerken (Waiting for the Canal)
Yasin Serindere, Türkiye, 2020, 36’

2011 yılında ortaya atıldığında “Çılgın Proje” olarak adlandırılan “Kanal İstanbul” projesi 2019 yılının son çeyreğinde yeniden gündeme geldi. Projeye yönelik doğada yaratacağı tahribattan kaynaklı tepkiler gelirken projenin istikametinde bulunan Sazlıdere Barajı’nın yanı başındaki Şahintepe Mahallesi’nde ise halk tedirgin. Projenin neden yapılması veya yapılmaması yönünde iki temel taraf oluşmuşken mahalle sakinleri, yapılması ihtimalinde “Ne olacak?” sorusu üzerinde duruyor.

#7 Maxima
Claudia Sparrow, Peru-ABD, 2019, 88′

Burası ufak, çıplak bir arazi parçası gibi görünse de Máxima ve ailesi için hayatlarının merkezi. Burada, Peru’nun And Dağları’nda yüksek bir yerde sığırlarını otlatıyor, sebze yetiştiriyor, şifalı otlar topluyor ve dağ gölünden içme suyu çekiyorlar. Fakat manzaranın nefes kesen havadan çekimleri, yaklaşık 200 metre derinliğinde, ters dönmüş bir piramit şeklindeki devasa bir krater tarafından gölgeleniyor. Bu krater, dünyanın en büyüklerinden biri olan komşu altın madeni. Maden şirketi genişlemek istiyor ve bu da Máxima’nın arazisini içine çekeceği anlamına geliyor.

Haddinden fazla polisin bu aileyi çiftliklerinden atmak için ortaya çıkması yalnızca Máxima’nın savaşma isteğini körüklüyor. Aşırı derece kirlenmeye neden olan bu altın madeni, içme suyunun kalitesini ve Máxima’nın, ülkenin geri kalanıyla akor oluşturan güçlere karşı mücadelesini tehdit ediyor. Máxima, insan hakları için verilen bir mücadelenin simgesi haline gelip birbiri ardına verilen davalarla mücadele ederken, maden şirketi Máxima’ya zulmetmek için patates tarlasını bozuyor.

Film ilerledikçe, bariz açgözlülüğün hayatın temel ihtiyaçlarını nasıl da ezdiğini görünce şaşkınlığımız artıyor. Görüşülen kişilerden biri olan bir insan hakları avukatı durumu mükemmel bir şekilde özetliyor: “Altını yiyemezsiniz.”

BUNU DA OKU:  Fast-foodsavar

#8 İçerideki Domuzu Sakinleştirmek (To Calm the Pig Inside)
Joanna Vasquez Arong, Filipinler, 2020, 18’

İçerideki Domuzu Sakinleştirmek, bir tayfunun bir sahil kentinde bıraktığı etkiler üzerine derin bir düşünmedir. Mitler, insanların yıkım ve travma ile nasıl başa çıktıklarını anlamaya çalışarak örülmüştür. Bir kız, bu harap olmuş liman şehrini ziyaret ederken hissettiği deneyimlerle bağlantı kurmak için, büyükannesi ve annesiyle ilgili kendi hatırasının kırıntılarını ortaya döker.

Program:

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Genel, Hayat, Sanat ve Tasarım
Tarım topraklarında okyanuslardan bile fazla plastik atık bulunuyor

BM Tarım ve Gıda Örgütü'nün bu hafta yayınladığı yeni bir rapora göre, tarım yapılan topraklara nüfuz eden plastik kirliliği; gıda...

Kapat