Haritadan silinenler 31-40

Haritadan silinenler (21-30)

 


Haritadan silinenler (41-50)

31-Gerze termik santralleri

Sinop Gerze’de termik santral kurulmasına karşı olan halk video çekip, kampanyalar düzenliyor.

h31

Sinop’un Gerze ilçesinde kömürlü termik santral yapımına karşı yıllardır süren direniş devam ediyor.

Haberlere de sık sık konu olan hareketin öncülüğünü yapan Gerzeli ‘okumuş kadınlar’ ve Yaykıllı ‘köylü kadınlar’ı Efes Pilsen’in sahibi olan Anadolu Grubu’nun kurmak istediği termik santral için, yeni bir kampanya başlattı. ‘Efes’ten kim korkar?’ adlı kampanya çerçvesinde kimkorkar.org adresinde videolararını paylaşıyorlar.

http://t24.com.tr/haber/gerzede-termik-santral-direnisi-devam-ediyor/221363

 

32-Loç Vadisi Cide HES projesi

120 kuruluşun yer aldığı Bartın Platformu’nun düzenlediği miting Kemer Köprü’de yapıldı. Yaklaşık 1,5 km yürüyen 20 binin üzerindeki Bartınlılar, “Kül yutmayacağız”, “Zehir solumak istemiyoruz”, “çileğime dokunma”, “yaşam hakkıma dokunma”, “gelecek nesillere nefes verebilmek için Amasra’da termik santral istemiyoruz”, “yaşamları yok eden enerjiye geçit yok” pankartları taşıdılar.

h32

Loç vadisi HES karşı mücadeledeki kadınların da destek verdiği önceki günkü (22 Nisan) mitingde en çok “termik santral istemiyoruz”, “yapma santrali boşuna, yıkacağız boşuna” sloganı atıldı.

Karadeniz İsyandadır Platformu üyesi gençler, “Kara yazma bayraklar, isyandadır Bartınlılar, Kalkın ayağa kalkın, Biz şehirden siz köyden, Kalkın ayağa kalkın, ellerinde pankartlar, kovacaklar bu uşaklar, defolsun bu Hemalar” türkülerini söylediler.

Bartın halkının her yaştan ve kesimden katıldığı miting coşkulu ve renkli geçti. Bartın dışından İstanbul, Bursa, Samsun, Kastamonu, Zonguldak’tan gelen STK temsilcileri de desteklerini ifade etti.

Bartın Platformu adına Bartın ve Amasra Belediye Başkanları konuştular. Amasra Başkanı Emir Timur, Bartınlıların havasına, suyuna, toprağına sahip çıkmak için burada olduklarını, buraya termik santrallere karşı çıkmak için olduklarını söyledi.

http://bianet.org/bianet/toplum/129503-bartin-halki-termik-santral-istemiyor

 

33-Yuvarlakçay HES projesi

Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, ‘çevreci tepkiler nedeniyle’ Yuvarlakçay’a hidroelektrik santral (HES) yapmaktan vazgeçtiklerini açıkladı. Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı Yuvarlakçay’da köylüler ve çevreciler HES projesine karşı dört aydır çadır kurup nöbet tutuyordu.

h33

Radikal’in Amsterdam’da telefonla ulaştığı Akın, çevre halkının projeye tepkisi ortadayken Yuvarlakçay’da HES yapmalarının imkânsız olduğunu, bu konuda Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’ndan (EPDK) anlayış beklediklerini açıkladı:

“EPDK’ya (Yuvarlakçay’da) HES yapmamak için başvuracağız. EPDK, HES yapımı için alınan lisansları takip ediyor. Lisans alıp da santral yapılmazsa ceza uyguluyor. EPDK’ya soracağız, onlar da herhalde anlayış gösterecektir. HES’ten vazgeçme sebebimiz çevrecilerin tepkisidir. Bu kadar karşı olunan bir şeyi bizim yapmamıza imkân yok. Ben görmedim ama arkadaşlarım gitti, oradaki tepkileri gördü. Basına da tepkiler yansıdı. Bizim de vazgeçmemiz gibi bir durum ortaya çıktı.”

“Biz de en az onlar kadar çevreciyiz” diyen Akın, şöyle devam etti: “Ailemiz, şirketimiz de bu konuda çalışıyor. Hepimiz bu konuda hassas, çevreye katkı veren insanlarız. Eğer hakikaten mahsur varsa tabii ki yapmayacağız. 20 tane HES projemiz vardı, şimdi 19 oldu. Yuvarlakçay’da gece-gündüz çevre için nöbet tutan herkese de selam gönderiyorum.”

Enerjide büyük oranda dışarıya bağımlı olan ve akan sularının tamamından elektrik enerjisi elde etmek için atağa kalkan Türkiye’de bu amaçla 1600’ü aşkın HES için lisans verildi. Ama hava bazında planlama yapılmadan verilen lisansların dereleri kurutacağı, doğayı bozacağı, tarım ve turizm gelirlerini baltalayacağı gerekçesiyle itirazlar yükseldi.

http://www.radikal.com.tr/cevre/yuvarlakcaya_hes_yapmaktan_vazgectik-994327

 

BUNU DA OKU:  Kadıköy'de Üretim Şenliği'ne davetlisiniz

34-Kazdağları siyanürle altın arama

Doğal güzellikleri ve yer altı zenginlikleriyle tanınan Kaz dağlarında, 16 yerli ve yabancı firma 400 bin ton siyanür kullanarak 34 noktada altın aramak üzere ruhsat aldı. Ruhsat alınan noktalar, Bayramiç, Çan, Lapseki, Biga, Ezine, Ayvacık ve Yenice ilçeleri sınırları içinde bulunuyor.

h34

Bölgedeki 2 milyon insanın temiz su kaynağı da olan Kaz dağlarında yapılacak olan bu tahribat, tüm bitkisel üretim ve tarımla geçimini sağlayan 750 bin insanın yanında yüzlerce tür canlıyı ve 10 milyon zeytin, kiraz, şeftali ve elma ağacını da ciddi biçimde tehdit altına alacak.

mynet’in haberine göre, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesi sakinleri, 2007’den beri süregelen siyanürle altın arama faaliyetlerinin yaratacağı etkilerin tarıma büyük ölçüde zarar vereceğini belirterek karara tepki gösterdi. Bölge sakinleri, bu kazıların başta yeraltı suları olmak üzere tüm çevrede kirlilik yaratacağını ve kanser vakalarına da sebep olacağını vurguladı.

http://bianet.org/bianet/toplum/132296-kaz-daglari-tehdit-altinda

 

35-Beğendik termik santrali

Türkiye doğal hayatı yeni bir çevre felaketinin eşiğinde. İğneada Beğendik’e kurulması planlanan termik santralin tamamı 500 bin metrekarelik orman arazisi üzerinde inşa edilecek.

h35

Türkiye doğal hayatı yeni bir çevre felaketinin eşiğinde. İğneada Beğendik’e kurulması planlanan termik santralin tamamı 500 bin metrekarelik orman arazisi üzerinde inşa edilecek. İğneada Termik Santral Karşıtı Platformu’dan konu ile iglili yapılan açıklama şöyle:

Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan 45 yıllığına kiralanan ormanlık alanın üzerinde termik santral binası yanı sıra 120 bin metrekareyi kaplayan kül barajı ve 100 bin metrekarelik kömür depolama alanı yeralıyor. Toplam ısıl gücü 300 MWt (megavat termal)her biri 600 MWe(2*600=1200 mwE) iki üniteli santral yılda 2milyon 870 bin bin ton ithal kömür işleyecek termik santral bacagazı (saatte 400 ton kömür yakıyor) , denize deşarj edilen soğutma suyu (saatte 200 ton atık su) ve kül barajından yayılacak kimyasal atıklarıyla Türkiye’nin en önemli doğal alanlarından birisi olan İğneada Longoz Milli Park’ını yok edecek, Trakya ormanlarının ağır hasar görmesine neden olacak. Trakya’nın incisi İğneada’nın turistik geleceğine de darbe vuracak bu ‘kirli yatırım’ı 1 milyon 200 bin avroluk bedelle Dünya Göz Hastaneleri Grubu’nun iştiraklerinden EMBA inşaat yapacak.

AKP Hükümet’i iktidara geldiği günden bu yana ülkenin ‘yeşil geleceği’ni har vurup harman savuruyor. Dünyanın ve Türkiye’nin geleceğini düşünerek tüketim anlayışımızı değiştirmeye yönelik dolayısıyla ülke kaynaklarını koruyup kollayan bir ekonomi anlayışı yok. Onun yerinde ülkenin geleceğini ipotek altına ekonomi politikası ‘geçer akçe’. Tam da bu yüzden GDO’ların,HES’lerin,nükleer ve termik santrallerin,iklim değişikliğinin,altın madenlerinin,taş ocaklarının, ve doğayı doğal kaynak haline getiren bütün güncel politikalar insanı ve doğayı hiçe sayıyor.

http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=5849

 

36-Aliağa termik santralleri

Aliağa ve Çandarlı kıyılarında yaşanan çevre ve insan katliamına dikkat çeken Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nı göreve davet etti.

h36

Partiden yapılan açıklamada son bir haftada gemi söküm tesislerinde iki işçinin yaşamını kaybetmesine dikkat çekildi ve “Yöre halkının yanı sıra konuya duyarlı tüm İzmirlileri çevre katliamına karşı mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi. Açıklamada tesislerde çalışan işçilerin sendikalaşmasını engelleyen uygulamalara son verilmesi de istendi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın görevlerini yerine getirmediğini, gerekli denetimleri yapmadığını ve önlem almadığını belirten Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi İzmir eşsözcüleri Güneş Akçay ve Osman Doğan “Yetkililer, önemli bir sorun yok, gerekli incelemeler yapılıyor, gibi durumu olağan gösteren açıklamalar yaparak konuyu geçiştiriyor. Ancak durum yetkililerin söylediği gibi olağan değil, ürkütücü” diyor.

BUNU DA OKU:  İkinci Kaz Dağları buluşması geliyor

Türkiye’nin gemi söküm sektöründe Hindistan, Çin ve Pakistan’dan sonra dünyada 4ncü sırada yer aldığına dikkat çeken Akçay ve Doğan, özellikle son üç yılda dünya hurda gemi sektöründe yaşanan canlanmanın, Aliağa’daki gemi söküm tesislerinden yayılan çevre kirliliği ile can kayıplarında artışla fazlasıyla hissedildiğine vurgu yapıyor.

http://www.yesilgazete.org/blog/2013/04/08/yesillersol-aliagadaki-katliami-durdurun/

 

37-Artvin Kabaca Vadisi HES projesi

Hidroelektrik Santraller (HES) projesinin en yoğun yapıldığı Murgul ilçesinde ayakta kalan tek dereyi kurtarmak için Küre Köyü Muhtarı isyan bayrağı açtı. Muhtar köyün girişine astığı afişe, “Köyümüzü Geri Verin Demeyeceğiz, Çünkü Vermeyeceğiz” yazdırdı.

h37

Artvin’in Murgul ilçesinde yapılan HES projelerinde zarar görmeyen tek dere Başköy Deresi’ni proje dışında bıraktırmak için Küre, Başköy ve buraya bağlı diğer köylülerin, birlik içerisinde sonuna kadar mücadele edeceklerini belirtiyorlar.

Köylüler:”HES projesiyle katledilen diğer köyleri görüyoruz. Bizim köyümüzün o duruma düşmemesi için çaba harcıyoruz. Enerjinin alternatifler vardır ama yok olan bir doğanın alternatifi yoktur. Bir ilçede olan bütün dereleri yok ederek doğanın ritmini bozarak, oluşacak tehlikenin göz ardı edilmesi bu ülkeye ve ilçemize verilecek en büyük ceza olur. En büyük örneği Kabaca Köyünü gösteren vatandaşlar artık Kabaca Deresi yetim akıyor ne balık kaldı ne de bir canlı. Doğaya verdiği zararla o ünlü Kabaca balı yok olmak üzere. Aynısının bizlerin başına gelmemesi için bizler, deremizi ve doğamızı vermiyoruz.” diyorlar.

Küre Köyü Muhtarı Şeref Bekiroğlu gazetemize verdiği demeçte Doğu Karadeniz Bölgesi yüzlerce HES projesi ile yöre halkının bu HES belasını istememesine rağmen bağımsız mahkemelerin bu ÇED’leri ve HES’leri durdurmasına rağmen yeni HES’ler yeni ÇED’ler ve halkı bilgilendirme altında göstermelik toplantılar son sürat devam ediyor. Yapılmak istenen HES’lerle enerjinin bir bahane olduğunu arkasında asıl amaçları olan suyun özeleştirilmesi olduğu artık bu yörede halk tarafından bilinmektedir. Vadimizde HES’leri istemediğimizi yıllardan beri yazılı, sözlü ve görsel basında dile getiriyoruz. Enerjiye karşı olmadığımızı, suyun ve doğanın alternatifi olmadığını ama enerjinin güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi alternatifinin olduğunu haykırdık, haykırıyoruz. Sadece güneşe enerjisine yatırım yapılırsa durumunda çevreye, insana zarar vermeden ülkemizin enerji sorununun çözüleceğini bakanlık yetkililerimizden, gerekse bilim adamlarımızdan öğrendik.”dedi.

http://www.08haber.com/haberGoster.php?hid=3594

 

38-Bafa Gölü Tabiat Parkı

Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın söndürme uçaklarıyla Bafa Gölü’nde yapılan tatbikatın kuş katliamına dönüştüğü ortaya çıktı. Uçakların, doğal yapısıyla binlerce kuşa ev sahipliği yapan göldeki Menet Adası’na bıraktığı tonlarca suyun yavru kuşları telef ettiği, yuvaları bozduğu saptandı.

h38

Yangın söndürme uçaklarının eğitim uçuşu ve tatbikatı için Doğa Koruma ve Milli Park sınırı içindeki Bafa Gölü seçildi. Uçaklar iki hafta önce gölden aldıkları tonlarca suyu yine gölün içindeki Menet Adası’na boşalttı.

Çevredeki duyarlı köylülerin bildirmesi üzerine Eko Sistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği (EKODOSD) yetkilileri Kuşadası Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliği’ne başvurup tatbikatın durdurulmasını istedi. Yapılan görüşmeler sonucu eğitim uçuşları ve tatbikat Güllük Körfezi’ne kaydırıldı. Ancak 4-5 gün süren ve yarıda kesilen tatbikatın kuş katliamına dönüştüğü belirlendi.

BUNU DA OKU:  Terör ve savaşın çevre üzerindeki 7 ölümcül etkisi

Adada inceleme yapan EKODOSD ekibi, onlarca yavru kuşun telef olduğunu, sağlam kuş yuvası kalmadığını belirledi.

http://gundem.milliyet.com.tr/bafa-da-tatbikat–font-color–red–katliami—font-/guncel/gundemdetay/03.07.2009/1113515/default.htm

 

39-Akkuyu nükleer santrali

Akkuyu Nükleer Santralı’na 2013’te başlanacak. Rusların 20 milyar dolara mal edeceği santralın reaktörü ilk kez Türkiye’de denenecek. Çevreciler ise itiraz ediyor.

h39

Türkiye, Mersin Akkuyu’da inşa edilecek Nükleer Santral Projesi’nde son kulvara girdi. Geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin, Akkuyu’da nükleer santral kurulmasına ilişkin anlaşmanın uygun bulunduğuna dair hükmünün iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebini reddetmesiyle Türkiye’de nükleer santral yapılmasıyla ilgili herhangi bir engel kalmadı.

Önder Çelik’in Taraf’ta yer alan ahberine göre, çevrecilerin ve yöre sakinlerinin yoğun eleştirilerini alan proje tamamlandığında 4.800 MW kapasitesi olacak. Bu da 40 milyar kWh enerji üretimi demek. Türkiye, geçen yıl 192 milyar kWh enerji tüketmişti. Nükleer santral bununla beraber enerji ithalatını da azaltacak. Akkuyu’nun bitmesiyle Türkiye’nin yaklaşık 8 milyar metreküp doğalgaz karşılığı yıllık olarak 3.5 milyar dolar ithalattan kurtulacağı öngörülüyor.

Yaklaşık 20 milyar dolara mal olacak ve 2021’de hizmete girmesi planlanan santral sadece parasal getirileriyle konuşulmuyor tabii, çevreye vereceği zarar ve eksiklikleriyle de konuşuluyor.

Greenpeace’e göre Akkuyu’da kurulması planlanan nükleer reaktörün ‘WWER-1200’ modeli daha önce hiçbir nükleer santralde denenmedi ve daha yüksek oranda radyoaktivite içeriyor.

Nükleer atık yakıt çubuklarının reaktör çevresindeki havuzlarda saklanması halinde bile en az 100 yıl geçse de canlılar için tehlikeli olabileceği belirtiliyor.

http://t24.com.tr/haber/geliyorum-diyen-felaket-akkuyuya-nukleer-santral/205758

 

40-Bergama siyanürle altın madeni işletilmesi

Altının çıkarılmasında siyanür kullanılacağının öğrenilmesiyle birlikte Bergama ülke gündemine oturdu. Bergama Belediyesi başta olmak üzere Ovacık, Narlıca ve Çamköy’de siyanürle altın çıkarılmaması konusunda geniş bir kamuoyu oluştu. Bergama Belediyesi şirket yetkilileri tarafından ‘şov yapmayla’ suçlanırken, Eurogold’un kimyasal arıtma tesisi kurmaması gözlerden uzak tutuluyordu. Öte yandan, köyler arasında çıkarılsın–çıkarılmasın kavgaları meydana geldi. Hatta aynı köy içerisinde taraftarlar ve karşıtlar ayrı kahvehanelerde oturmaya başladılar.

h10

Kamuoyunun yoğun baskısına rağmen, ekim ayı içinde Çevre Bakanlığı, ’emniyet katsayısı yüksek’ olduğu gerekçesiyle Türkiye’nin ilk altın madenini işletecek olan Eurogold Madencilik Şirketi’ne gerekli ruhsatı verdi. Çevre Bakanlığı Çevre Etki Değerlendirme ve Planlama Genel Müdürü Murat Sungur Bursa, ‘Eurogold firmasının maden için aldığı çevresel etki değerlendirmesi raporunun ilk kez 14 Ocak l991’de Bakanlığa ulaşmasından sonra, aynı yöntemle Etibank tarafından Kütahya’da işletilen gümüş tesislerinin çevreye herhangi olumsuz bir etkisinin olmadığını’ açıkladı. Bergama’da çalışacak şirket de kağıt üstünde bütün tedbirlerini almış görünüyordu. Bakanlığın 19 Ekim 1994 tarihinde şirketle yaptığı protokolle Bergama Ovacık’ta siyanürle altın çıkarılmasına resmen izin veriliyordu.

Başlangıçta siyanürlü altın aleyhine haber yapan bazı basın mensuplarının şirket tarafından Yeni Zelanda’daki Waihi altın madenine götürülmesinden sonra basındaki menfi hava da bastırıldı.

http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-436-34-bergamanin-bitmeyen-hikayesi.html

 

Haritadan silinenler (01-10)

Haritadan silinenler (11-20)

Haritadan silinenler (21-30)

Haritadan silinenler (31-40)

Haritadan silinenler (41-50)

Haritadan silinenler (51-60)

Haritadan silinenler (61-70)

Haritadan silinenler (71-80)

Haritadan silinenler (81-90)

Haritadan silinenler (91-96)

 

Haritaya dön

 

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Genel, Kent, Mimari, Yeşil alanlar
Varlığına inanamayacağınız 15 doğal oluşum

Varlığına inanamayacağınız 15 doğal oluşuma beraber bakalım.

Kapat