Herkes hak ettiğini yaşasaydı…

‘Herkes hak ettiğini yaşar’ lafı gerçek olsaydı, üçüncü köprü inşaatı çoktan birilerinin üzerine çökmüştü. Fakat ne yazık ki bu korkunç katliamın getireceği kaybı hak etmeyenler yaşıyor ve yaşayacak.

Birkaç ay önce yaşam alanları katledildiği için kendini Boğaz sularına atıp karşıya yüzerek karşıya geçen domuz sürüsünün ardından dün gece Bebek’te bir villanın bahçesinde üç kez araba çarpmış, yaralı bir domuz daha bulundu. Hikaye sabit: yaşayacak alan bulamayan hayvanlar çareyi kendilerini denize atmakta buluyorlar. Bu ve haberlerde gördüğümüz benzer olaylar ne yazık ki hikayenin yalnızca görünen kısmı. Hiçbir iyi amaca hizmet etmeyen bir inat yüzünden inşaat yüzünden binlerce hayvan yaşam alanından oluyor, su havzaları kurutuluyor, şehirde kalan son orman da göz göre göre tarih oluyor.

herkes2

Üçüncü köprü ve havaalanı için kesilen orman alanı 8.715 hektar. Bu denli büyük bir alanı gözümüzde canlandırmakta zorlanıyorsanız şöyle ifade edeyim: 8.000 futbol sahası kadar yeşil alan.

Kuzeyden gelen rüzgarları bir filtre gibi süzerek şehre temiz hava sağlayan iki milyon ağaç.

Tarım alanlarının sulanmasında kullanılan 70 adet göl, gölcük ve bu sulak alanları besleyen dereler.

Binlerce hayvan.

Avrupa’nın acil koruma altına alınması gereken 100 bölgesinden biri ilan edilen Kuzey Ormanları.

Üçüncü köprü ve havaalanı inşaatlarının acilen durdurulup doğayla barışık çözümlere kulak verilmeli.

herkes3

Kuzey Ormanları Savunması’nın ifade ettiği gibi, köprü değil;

– Kentin iki yakasında dengeli Nüfus ve Çalışma Alanı Planlaması ve Dağılımı,

– TEM ve ana arterlerde tüm toplu taşıma araçları için toplu taşıma şeridi,

– Kıtalar arası Yük taşımacılığı için RO-RO ve raylı sistemlerin kullanımı, – Daha etkin ve yaygın deniz otobüsü, vapur ve motor seferleri,

BUNU DA OKU:  Fatih Ormanı bir kere daha kurtuldu

– Yaygın Bisiklet Yolları ve bisiklet kiralama istasyonları,

– Toplu taşıma araçlarında bisiklet taşınabilmesi için kolaylık sağlanması,

– Kentin merkez bölgelerinde otomobil kullanımını azaltacak otopark politikaları (Kent merkezlerinde otopark kapasitelerinin azaltılması ve fiyatlandırma, dış bölgelerde park-et-bin alanları),

– Kentin ve tüketimi özendiren politikaların cazip olmaktan çıkarılıp, kırsaldaki yaşamın sürdürülebilirliğinin desteklenmesi gerektiğini savunuyoruz.

Belki o zaman Avrupa’nın en yeşil şehri yarışmasına başvurduğumuzda dünya basınının alay konusu olmayız.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Kent, Topluluklar, Yeşil alanlar
SYFF başlıyor

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali bu haftasonu 7-8-9 Kasım'da SALT Galata, Beyoğlu, CKM ve Pera Müzesi'nde olacak.

Kapat