İklim değişikliğinden etkilenen 10 aile Avrupa Birliği’ne dava açıyor

İklim değişikliğinden etkilenen on aile, Avrupa Birliği’ne iklim hedeflerinin yeterince iddialı olmaması ve sorumsuzca davrandığı gerekçesiyle dava açıyor.

İklim değişikliğinin şiddetli etkileri, artık gelecekte veya uzak ülkelerde yaşanmasını beklediğimiz bir olgu değil, kendi coğrafyamızda ve halihazırda deneyimlediğimiz gerçeklikler.

Avrupa’da da pek çok ailenin geçim kaynaklarını şimdiden tahrip eden, önüne geçilmezse yakın gelecekte daha ciddi etkileri görülecek iklim değişikliği konusunda, hükümetler somut adımlar atarak yurttaşları korumak konusunda yasal olarak sorumluluk sahibi.

Bugün başlayan tarihi iklim değişikliği davası; son yıllarda gençlerin, çocukların ve ailelerin dünyanın dört bir yanında iklim değişikliğinden sorumlu devlet, şirket, kurum ve kuruluşlara açtığı davaların devamı niteliğinde.

TIKLAYIN: İklim adaleti davalarının kısa bir tarihi ve ABD’li gençlerin Trump Hükümeti’ne davası

2005’te Avusturya’da yaşanan bir sel felaketi

İnsan sağlığı, ekosistemler, ekonomi ve insanların refah seviyesi üzerine etkisi gittikçe gözle görünen iklim değişikliği etkileri, deniz seviyelerindeki yükselmeyle seller, şiddetli ve zamansız yağmur, dolu fırtınaları, aşırı sıcaklıkla önü alınamayan orman yangınları, kuraklık ve donla tahrip olan tarımsal ürünler ile kendisini göstermeye başladı bile.

Devletler sorumluluk alıp iddialı iklim eylem planlarıyla bir an önce harekete geçmezlerse, halihazırda gözlenen bu etkiler yakın gelecekte geri dönüşü olmayan felaketlere yol açabilir. Son yapılan araştırmalara göre Avrupalı gençler, iklim değişikliğini bu çağın en büyük tehlikesi olarak görüyor.

Bugünün çocuklarının ve gelecek nesillerinin hakkını koruyun!

Her geçen gün yurttaşlar kendileri iklim için harekete geçerken devletlerin de gerek sera gazı emisyonu azaltımı, gerekse Dünya’nın dört bir yanındaki yurttaşları, kırılganlığı yüksek olan gruplardan başlamak üzere, korumak için adaptasyon önlemleri alması için harekete geçmeye çağırıyor.

Portekiz, Almanya, Fransa, İtalya, Romanya, Kenya ve Fiji’den aileler ile İsveç Sami Gençlik Birliği, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’ni, her ne kadar Türkiye dahil pek çok diğer ülkeden daha iddialı iklim taahhütleri olsa da, mevcut 2030 iklim hedeflerinin yetersiz olması nedeniyle ve dolayısıyla yurttaşlarını iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinde korumayı başaramadığı için dava ediyor.

BUNU DA OKU:  Avusturya yenilenebilir enerjide yarışı kazanıyor

Davacı aileler, Mahkeme’den iklim değişikliğinin bir insan hakları meselesi olduğunu ve AB’nin kendi haklarını ayrıca bugünün çocuklarının ve gelecek nesillerin de hakkını korumakla yükümlü olduğunu kabul etmesini istiyorlar.

Davacı aileler: Net bir gelecek göremiyoruz

Fransalı davacı ailenin büyükbabası Maurice Feschet (72), iklim değişikliği nedeniyle, altı yıl içinde %44 ürün kaybı yaşadıklarını öne sürerken, İsveç Sami Gençlik Birliği’ndan Sanna Vannar (22) ren geyiklerini kaybederlerse, Sami kültürünün yok olacağını belirtiyor. Vannar’a göre Sami gençlerinin çoğu ren geyiği çobanlığı yaparak aileleriyle kalmak istiyorlar, ancak net bir gelecek göremiyorlar.

Davacı aileler, çevre avukatı Roda Verheyen, Prof. Gerd Winter ve Hugo Leith tarafından temsil ediliyorlar. Roda Verheyen konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde açıklıyor: “Avrupa ülkelerinde ve dünyadaki diğer mahkemelerde iklim değişikliği bir meseledir. Davacı aileler AB Mahkemelerine ve yasal sisteme iklim değişikliğinin tehlikelerini önlemek ve yaşam, sağlık, iş ve mülkiyet hakkını savunacağı konusunda güvenmektedir. AB Mahkemeleri bu aileleri dinlemek ve korunduklarından emin olmakla yükümlüdür.”

Ailelere, Avrupa Birliği ve diğer devletlerin iddialı iklim hedefleri koyup uygulamasının gerekliliğine inanan, dünyanın dört bir yanından birçok sivil toplum kuruluşu, bilim insanı ve yurttaş da destek veriyor. Sivil toplum kuruluşlarına ek olarak, düşünce kuruluşu Climate Analytics de davaya bilimsel altyapı sağlayarak ailelerin iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini ortaya koymalarına yardımcı oluyor.

Sivil toplum kuruluşları ailelerin yanında

Avrupa’nın 30 ülkesinde 150’den fazla üye kuruluşla 1700’e yakın irili ufaklı sivil toplum kuruluşunu temsil eden Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), ağı da bu davayı destekliyor ve davacı ailelerin temel insan haklarının korunması için Avrupa Birliği’ni harekete geçmeye çağırıyor.

BUNU DA OKU:  Nobel Barış Ödüllü Tevekkül Karman'dan uluslararası doğa mahkemesi önerisi

Türkiye’de ise çevre alanında çalışan on üç sivil toplum kuruluşunun iklim değişikliği konusunda çözüm önerileri getirmek üzere 2012’de kurduğu, Yeşilist’in de parçası olduğu İklim Ağı “Ailelerin İklim Davası”nı destekleyerek, Paris Anlaşması etrafında tüm devletleri, iddialı iklim hedefleri ortaya koyarak bu hedeflere uygulamak için somut adımlar atmaya çağırıyor.


İklim Ağı Hakkında:
İklim Ağı Türkiye’de iklim değişikliği konusunda ortak kaygılarını ve çözüm önerilerini birlikte dile getirmek üzere 2012 yılında kuruldu.

Etkilerini gittikçe artan sıklıkta ve şiddette yaşadığımız insan kaynaklı iklim değişikliği konusunda ortak kaygılarımızı ve çözüm önerilerini, toplum, kamu kurumları ve uluslararası kurumlar ile paylaşmayı ve insan kaynaklı iklim değişikliğinin geri dönülemez noktaya gelmeden önce durdurulması için ortak çalışmalar yürütmeyi amaçlamaktadır.

İklim Ağı bileşenleri: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi, EUROSOLAR Türkiye Yenilenebilir Enerji Birliği, Greenpeace Akdeniz, Heinrich Böll Stiftung Derneği, Kadıköyü Bilim Kültür Ve Sanat Dostları Derneği (KADOS), TEMA, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı, WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), 350 Ankara, Yeşilist, Yeşil Düşünce Derneği, Yeryüzü Derneği

www.twitter.com/iklimagi

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, İklim Değişikliği, Kent, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Topluluklar
On iki balık türü Beyşehir Gölü’nde hayatta kalma mücadelesi veriyor

Dünya üzerinde sadece Beyşehir Gölü’nde yaşamış olan göğce balığının (Alburnus akili) nesli ise uzmanlara göre tamamen tükendi. Bilim insanları göldeki...

Kapat