İklim Forumu: ‘Büyük insanlık yol ayrımında!’

İklim forumu ikinci gününde de farklı oturumlarla devam etti. Yeşilist ekibi olarak sosyal medya kanallarımızdan ve sayfamızdan sizlerle dikkatimizi çeken notları paylaşıyoruz.

111111111111(1)

Prof. Doktor Levent Kurnaz’ın önderliğinde, IPCC başyazarı Thomas Stocker’ın katılımıyla İklim Değişikliği’nin Bilimsel Temelleri ve IPCC’nin rolü başlıklı konuşmada, iklim değişikliğini anlamak için bilimin önemine dikkat çekildi.

İlk değerlendirme raporunu 1992 yılında yayımlayan kuruluş, kamu oyuna, sivil toplum örgütlerine, ve politika aktörlerine gerekli aksiyonu alabilecekleri bilgiyi ve iklim senaryoları aktarıyor. Konuşmasına IPCC’yi tanıtarak başlayan Stocker, önemli açıklamalarda bulundu.

Raporların politikacılar ve tarafından önemsenmesi gerektiğini, iklimin geleceğini anlamak için senaryoların görmezden gelinemeyeceğini belirtti.
İklim endüstri devriminden beri geçirdiği değişikliklere dikkat çeken Thomas Stocker artık atmosferdeki kirlilik miktarının 400ppm olduğuna dikkat çekti.

Ayrıca 21. yy sonunda oluşabilecek senaryolara dikkat çekerken, geleceğe 2C ve ya 4.5C ısınmış bir dünya bırakmanın bizim ellerimizde olduğunu ekledi. İklim değişikliğindeki insan etkisin artık kimse tarafından inkar edilemeyeceğini, eğer mevcut politikalar izlenirse 21. yy sonunda kuzey kutbunda buzulların kalmayacağını da ekleyen Stocker, bugün alıştığımız çevre koşullarından çok farklı bir geleceğin bizleri beklediğini IPCC raporlarında altının çizildiğini açıkladı.

5555555555555

İklim değişikliği ile ilgili anlatılmayan hikayelere değinirken, aynı zamanda sudaki PH seviyesine de dikkat çekildi. Karbon salımı için şu rakamları belirtti: 2C altında kalabilmek için hala %66 şansımızın olduğunu, 2014 yılındaki karbon emisyonunun 40 milyar olduğunu böyle giderse 30 yıl içinde dünyaya ayrılan kotanın dolacağını belirtti.

Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine de değinen Thomas Stocker, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için ısı artışının 2C ile sınırlı kalmasının zorunluluk olduğunu ifade etti.

Gelişen Ülkelerin Düşük Karbonlu Kalkınma Politikaları ve INDC’leri başlıklı oturumda Prof. Doktor Erinç Yeldan, Türkiye’nin Ulusal Katkı Niyet Beyanını (INDC) yetersiz olarak değerlendirdi. Bu hedefin 2012 yılına göre %112’lik bir artışa denk geldiğini, karbon emisyon rakamının 1 milyar tona resmi politikalar senaryosunda dayanabileceğini açıkladı. Türkiye’nin düşük karbonlu kalkınma politikalarında gerçekçi olmayan büyüme oranının varsayıldığını vurguladı.

BUNU DA OKU:  Destek ol! Türkiye Paris Anlaşması'nı İmzalasın

2030 yılındaki emisyonların, 2010 düzeyine çekilmesi gerektiğini vurgulayan Yeldan, 2C hedefine uyulabilmesi için Türkiye’nin payına düşen adil emisyonun, yani 2.980 milyon tonun üçte biri kadar azaltma yapıldığını ekleyerek devam etti. Hedefe ulaşmak için 2030’da öngörülen karbon emisyonunu %60 azaltması gerektiğini de ekledi.

Bu konuyla ilgili Türkiye’de en çok karbon emisyonuna neden olan sektörlerin ulaşım, binalar ve çimento faktörünün olduğu belirtilirken, karbon salınımındaki önemli aktörlerinden biri de elektrik üretimi olduğunun üstünde durdu .

İstihdam için ise, kömüre oranla 4-6 kat arasında daha fazla iş gücüne ihtiyaç duyan yenilenebilir enerji sektörü, ithalatın azalması ve dış açığı azaltmakta da önemli rol oynuyor. Böylelikle Erinç Yeldan geç kalmanın maliyetinin çok yüksek olduğunu sözlerine ekleyerek konuşmasını bitirdi.

33333333(3)

WWF_Türkiye’den Mustafa Özgür Berke ise, Türkiye’nin Ulusal Katkı Niyet Beyanını geç duyuran ülkelerden biri olduğunu, Paris öncesinde ve sonrasında yetersiz kabul edilebilecek beyanına yönelik baskılara hazır olması gerektiğini belirtti. Sabancı Üniversitesi – İstanbul Politikalar merkezinden Dr. Ümit Şahin ise, Türkiye’nin mevcut iklim politikasında, Türkiye’nin kendini sorumluluk sahibi olmayan bir ülke olarak konumlandırdığını ve Paris’te altına imzasını atacağı anlaşmayla kendini köşeye sıkıştıracağının altını çizdi.

Katıldığımız Türkiye için Alternatif Enerji Politikaları Başlıklı konuşmada ise, Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklara geçmesinin kaçınılmaz olduğunun fakat geç kalarak zaman kaybedildiğinin altı çizildi. WW_F Türkiye’den Mustafa Özgür Berke ve Greenpeace Akdeniz’den İbrahim Çiftçi’nin katıldığı konuşmada, Türkiye’nin 2030 yılında elektrik enerjisi talebinin yarısının yenilenebilir kaynaklardan sağlayabilme kapasitesine sahip olduğuna değinildi.

Yenilenebilir enerji alım garantilerine gelince ise garanti süresi 10 senelik süreci kapsamakta olduğu belirtildi, bu süreç AB ülkelerinde 15 yıl. Başka bir karşılaştırma ise rüzgar ve jeotermale sağlanan alım garantilerinin, Akkuyu’daki nükleer santral için verilen alım garantisinden çok daha düşük olduğuydu.

BUNU DA OKU:  Vejetaryenim çünkü küresel ısınmadan korkuyorum

Kapanış konuşmasını yapan Ömer Madra ise, COP21’e iki hafta kala çarpıcı açıklamaları katılımcılarla paylaştı. Dünyanın en iyi 20 ekonomisinin fosil yakıtlara yenilenebilir enerjiden %400 daha fazla yatırım yaptığını söyledi. Yakın zaman içerisinde yaşanan Endonezya yangınlarının dünyanın en büyük iklim felaketi olarak nitelendirildiğini hatırlatırken, ABD’nin en büyük gıda üreticilerinin de bu olayın arkasında olduğunu ekledi.

44444444(2)

İklim Değişikliğini Durdurmak için Tek Yol Devrim adlı konuşmada ise, Küresel eylem Grubu’ndan, Nuran Yüce ise bütün devrimlerin yerel olacağını, Paris’te alınacak kararların 2020’de yürürlüğe girdiğini hatırlatarak kaybedecek hiç vaktimizin olmadığını belirtti.

14 Kasım saat 14.00’da Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen, #iklimiçin toplanan herkes insanlığın bir yol ayrımında olduğunu söylemek için oradaydı. Pelin Batu ve Ömer Madra tarafından aktarılan basın açıklamasında, artık fosil yakıtları yerin altında bırakma zamanının çoktan gelip geçtiğinin altını çizdi.

İki hafta içinde gerçekleşecek olan Taraflar Konferansı’nın yalnızca bir iklim zirvesi değil aynı zamanda bir barış konferansı olacağının da altı çizildi.

Türkiye’nin en fazla kömürlü termik santral yapmaya devam eden ülke olduğu belirtilerek, insan sağlığını tehdit ettiği ve kömüre verdiği teşvikleri sonlandırmak zorunda olduğu bir kez daha tekrar edildi.

“Gezegenimiz ölüyor; Ölü bir gezegende ekonomi de yoktur, kalkınma da” sözleriyle başlayan basın açıklaması Paris’te yapılacak COP21 konferansına önemli mesajlar verdi.

Basın bültenini buradan okuyabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, İklim Değişikliği, Yenilenebilir Enerji
Paris’te fırtına kopacak, kaderimizi sokaklardaki mücadele belirleyecek

İlk günün başlangıcını Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı Başkanı Prof. Jeffrey Sachs, 350.org’un kurucusu Bill McKibben gibi katılımcılarının açılış...

Kapat