Küresel su krizine çare: Güneş ışığı ve limon

Doğal güneş ışığı ve bir dilim limon acaba dünyanın karşı karşıya olduğu su krizine, herhangi bir su filtreleme sistemine sahip olmayan milyonların derdine gerçekten çare olabilir mi? Evet, güneş ışığı ve bir dilim limonun koli basili gibi her seviyeden bakteriyi dezenfekte edebildiğini söylesem sevinmez miydiniz? Bir de bu basitlik yetmiyormuş gibi, üstüne tüm bu işlemin 30 dakikadan kısa sürede başarıya ulaştığını söylesem?

Seyahat ederken su arıtımı talep eden veya evindeki musluk suyunu bakterilerden arındırmak isteyen birinci dünya vatandaşları için de şahane bir haber bu aslında. Ağır metallerden ve diğer kimyasallardan arındıran çeşme suyu arıtıcıları veya karbon filtreler kadar kuvvetli olmasa da, hepimizin bildiği üzere su ve limon aslında vücudu yağlardan arındırırken aynı zamanda bağışıklık sisteminizi de güçlendiriyor.

Diğer bir taraftan da bir çok ülke vatandaşlarının temiz suya ulaşamaması durumundan dolayı ölümleri azaltabilmek için yollar arıyorlar. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Kellog Schwab’ın çalışmalarına göre; hastane ziyaretlerinin %50’sinin öldürücü bakteriler ve diğer su atıklarından oluşan kontamine suları içerek hastalanan insanlardan oluştuğu yönünde.

Bir çok ülkenin sağlık ve varlıkları koruma adına doğala ve sürdürülebilir alternatiflere dönüşü güzel bir hareket. Bu hareketin öncülerinden Yeni Zelanda Tokelau adası devlet başkanı da Tokelau’nun çok yakında dizel, gaz ve benzini terk edip hindistan cevizi yağı ve güneş ışığına yöneleceğini açıklamıştı. Projelendirilen alternatif enerji planlarında yükün %93’ünü fotovoltaik güneş panellerinden, kalanı da hindistan cevizinden elde edilen biyo yakıtlardan oluşuyor.

Bu yaz serinlemek için suyumuzu içerken içinde limon koymayı unutmayalım.

BUNU DA OKU:  Plastik diyeti anlamına gelen "Plastbanta" nasıl yapılır?
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Nil Kayarlar Sarrafoğlu

1969 yılında doğdum. Aklım başıma geldiğinde ailemden sonra ilk doğayı sevdim. Taşı toprağı, çiçeği ve hatta böceği... Okudum, çalıştım ve büyük şehirlerde yaşadım. Dünya üzerinde doğanın en uzak yerlerine de gittiğim ve kaldığım zamanlar oldu, işte o zamanlarda kendimi çok iyi hissettim,. Döndüm dolaştım şimdi yine şehirdeyim. Bu sefer 4 yaşında bir oğlum var, onu doğanın içinde büyütmeye çalışıyorum, hafta sonları kaçıyoruz şehirden küçük köyümüze. Mutluyuz böyle şimdilik. Anne olduktan sonra dünyayı kurtarmak için ille de büyük kahraman olmak gerekmediğini anladım, anne olmak yetiyormuş! Atık yönetimi, enerji tasarrufu ve sağlıklı beslenme gibi konulara önem veriyoruz evimizde. Payımıza düşeni ve mümkünse daha fazlasını yapmaya gönüllüyüz ailece de. Yeşilist kanalı ile sesimi duyurabildiğim için mutluyum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, İklim Değişikliği, Kendin yap, Şifa
Dünya’ya doğum gününde ne vereceksiniz?

Dünyanın doğum gününü film gösterimiyle kutluyoruz.

Kapat