Tembeller için 5 sağlıklı yaşam önerisi
Sağlıklı olmaya çalışan ama hem yoğunluktan, hem de içten gelen bir tembellikten bazen uğraşacak zamanı olmayan biri olarak, özellikle alışveriş ve geri dönüşüm yaparken yaptığım “yeşil” seçimleri bazen kendi hayatıma uygulamadığımı kabul etmem lazım.
Bir kaç küçük adım atmaya başladım: yogaya başlamak benim için ilginç bir tecrübe oldu, ama Youtube’da izlediğim veya diğer makalelerde okuduğum oldukça uğraş gerektiren uygulamaları kendim için uygulama hevesim, üzülerek söylemem gerekir ki yoğunluktan dolayı çok uzun sürmeden kaçıyor.
Yeşilist’de çalışmanın artılarında biri ise, bu konuları tartışarak, yeni tecrübeleri araştırarak, sağlıklı bir yaşam için kendime uygun yapması çok kolay bir kaç öneriyi artık hayatıma katmam oldu.
1. Limonlu Su İçmek
Adana’dan gelen biri olarak limonu bol bol kullanan, hatta direkt yiyen, bir aileden gelmeme rağmen, genelde suyun içine limon koymayı pek düşünemedik demek yanlış olmaz.
Limonlu su içmek vucudunuzun asit dengesini korumak için yapabileceğiniz en kolay şeylerden biri. Özellikle düşük şeker, yüksek alkali içeriği ve strik asidi ile limonlu su vucudunuzdaki toksinleri atmak ve aynı zamanda sindirimi kolaylaştırmak için birebir.
Limonlu su içmek ile ilgili yazımızı buradan okuyabilirsiniz.
2. Beslenmenize meyveyi ekleyin
Altını çiziyoruz, meyve, meyve suyu değil.
Meyve suyu az miktarda içildiğinde besleyici olsa da, fazlası günlük şeker ihtiyacınızdan daha fazlasını almanıza yol açıp, meyvelerin posasında ve derisinde yaşayan sindirimi kolaylaştıran lifleri ve diğer vitaminleri çöpe atmanıza yol açıyor.
3. Abur cuburdan uzak dengeli beslenin
Benim için en zoru bu olsa gerek. Özellikle sabah kahvaltıları için şehir dışından akrabaları gelen bir ailenin evladı olarak, dengeli beslenmenin ucu bazen kaçabiliyor.
Düzene girmek için, sağlıklı atıştırmalıkları, probiyotik besinleri, iyi yağları ve özellikle #etsizpazartesi’yi hayatıma soktum. Kolay tariflerden çokça yapıp iki gün sonrası için de sakladığım oluyor. Kuruyemiş ve meyve ile abur cubur ihtiyacımı gidermeye çalışıyorum.
Yurtdışında yaşadığım zamanda dışarıda olmayan poğaçalar ve ekmekler ile yeniden tanışmam çok acılı oldu benim için. Bir dilim buğday ekmeğinin 78 kalori ve 15 gram karbonhidrat içerdiğini düşününce, beyaz ekmeğin nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyorum.
O yüzden bolca yaptığım sandiviç yerine, sandiviçin içine koyacaklarımı salata haline getirip öyle yemeyi tercih ediyorum. Hem de daha az iş oluyor böylelikle.
4. Yoga ve meditasyona bir şans verin
Özellikle meditasyonun yararları ile ilgili yazımızdan sonra uzun süredir aklımda olan yogaya başlamak için kardeşimi de yanımda sürükleyerek Hara Yoga Center’ın başlangıç kurslarına katıldım.
Çok bükülebilen bir insan değilim, o yüzden yoga benim için en başta zordu, ama hem eğitmenizin yardımseverliği hem de çok kalabalık sınıfların olmaması güzel bir tecrübe yarattı benim için.
Yoga’nın yararları say say bitmiyor cidden, depresyona, kan dolaşımına, kasların yeniden canlanmasının yanı sıra meditasyon da yoğun bir günün sonunda beyninizi yeniden canlandırıyor.
Dersler haricinde, eğitmenlerinizle konuştuktan sonra toplamda sadece 20-25 dakika süren, nefes ve eklem egzersizleri ile sınıdıktan sonra 5 tur yapacağınız Güneşe Selam ve gevşeme (şavasana) ile hem yoganın yararlarını evinizin rahatlığında yapabilir, hem de erken yaşlanmanın önüne geçebilirsiniz.
5. Ayakkabılarınızı evin dışında tutun
Araştırmalar, ayakkablıramızla beraber çok acayip şeyleri evin içine getirdiğimizi ortaya çıkarıyor. E.coli ve menenejit gibi bakteriler, ile beraber Serratia ficaria , Klebsiella pneumonia bakterileri boşaltım sisteminizde ve açık yaralarınızda iltihaplara yol açabiliyor.
Bu yüzden ayakkabınızı ya evin dışında tutun, ya da evin içinde kapalı bir dolapta tutmayı deneyin.