Organik giyimde fark yaratan bir anne
Kimi kalitesi için, kimi konseptini beğendiği için, kimi de tasarımlara hayranlığından geliyor. Ama en önemli sebeplerinden biri de tüm ürünlerinin %100 organik olması. 0-10 yaş arası çocuklar için iç giyim ağırlıklı her türlü gereksinimi Tuba Yalçuva’nın Kapbula’sında bulabiliyorsunuz.
Geçen pazartesi, erkenden bir kafede ikinci bebeği nisan ayında doğacak olan Tuba Hanım ile sohbet etme fırsatını bulduk. Kapbula’yı ve Tuba Yalçuva’yı daha tanımak istiyordum çünkü mağazalarını oğlumla beraber çok beğeniyoruz.
Altı yıl önce hamile kaldığında finans dünyasını bırakıp tekstil işine girmiş Tuba Yalçuva. Organik bebek ürünlerini bir marka altında üretip satarak başlamış, iki sene önce de Kapbula’yı kurmuş. Gerçek bir mompreneur (anne girişimci). Oğlu “kaplumbağa” diyemediği, “Kapbula” dediği için bu ismi seçmiş. Oysa çevresi yavaş bir hayvan seçmiş olmasından dolayı serzenişte bulunmuş. “Tavşan tembellik yaparken, kaplumbağa istikrarı ile bitişe ulaşıyor ama,” diyor. Belli ki öğrenmeyi seven, araştırmacı, profesyonel ve titiz bir kişilik. Tasarımdan üretime ve pazarlamanın her noktasına kadar konusuna hakim.
Özellikle annelerin çocukları için organik seçimlerinin önemi üzerine konuştuğumuz sırada çocuklarımıza giydirdiğimiz konvansiyonel yöntemlerle üretilmiş kıyafetlerdeki zehirli boyaların, pamuk üretiminde kullanılan ağartıcı ve ilaçların zararlarından da sık sık konu açıldı ve anladım ki çocukların tenine değen iç giyim ürünlerine ağırlık vermiş ürünlerinde.
Tuba; üretim surecini bastan sona, ipliğinden, boyasına, tasarımından, son tüketiciye ulaştığı noktaya kadar olanı son derece detaylı bir şekilde anlattı. Doğru ve her aşaması sertifikalı bir üretim süreci organik tekstilde oldukça zahmetli. 2007’de dünya genelinde Türkiye pamuk üretiminin %56’sını üretirken bugün ne yazık ki verimliliğini yitiren toprağımızda pamuk üretimi yapılamaz hale gelmiş. Bunda tarım ekonomisinin yanlış politika gütmesi ve milli çıkarların yanında olmamasından dem vuruyor. Organik pamuk tüm dünyada üretilen miktarın %1’ine bile ulaşmıyormuş. Şimdi ise ne yazık ki organik pamuğu Özbekistan’dan ithal ediyorlarmış. Pamuk üretimi hiç de göründüğü kadar masum değilmiş.
Dünya Sağlık Örgütü‘nün 2008 raporunda pamuk tarlalarında çalışanların kullanılan böcek ilaçlarından dolayı cilt kanseri, akciğer kanseri ve genetik hastalıklara maruz kaldığını bildirmiş. Toprağımızı, suyumuzu, hayatımızı, insanlarımızı, dünyamızı zehirleyen bir işlem konvansiyonel pamuk üretimi. Bütün bunları dinlerken arada Tuba Yalçuva’nın dedesinin eski tarım bakanı olduğunu öğreniyoruz, “Kan çekmiş olmalı,” diyor. Hak veriyoruz, konuya olan yakınlığı, bilgisi ve yapmak istedikleri ile bizi etkiliyor.
Tasarımları hazırladıktan sonra üretim sürecinin ilk etabı iplik numaralarının belirlenip sipariş verilmesi, böylece üretim başlamış oluyor. En uzun süreç ise boyahanede sıra beklemek. Yine sertifikalı boyahanelerde su bazlı ve insan sağlığına zarar vermeyen kimyasal boyalar kullanılıyor. Manşet ve eteklerde kullanılan lastikler bile cilde zarar vermesin diye organik kumaşla kaplanıyor. Her aşamasında lot numaraları ve irsaliyelerle takip edilebilen uzun bir süreç bu. Kumaşın apresinden, üzerindeki nakış işlemesine, baskısına, etiketine kadar organik sertifikanın gerektirdiği her türlü uygulamaya bağlı kalınarak yürütülüyor işlemler.
Uygunluğunu tasdik etmek için uluslararası sertifikasyon şirketleri sertifika gerektiren ürünlerden numuneler alarak ekoloji testi yapıyorlar, çünkü güvenilirliğin tasdiklenmesi için bu şirketler tarafından denetlenip onay alınması da gerekiyor. Sadece ham maddenin organik olması yetmeyen ürünlerini GOTS (Global Organic Textile Standard) sertifikası ile güvence altına almış. Tuba Hanım istenirse ellerindeki bir ürünün ipliğinden, boyasına, taşındığı araca kadar sertifika yoluyla takip edebileceğinden bahsediyor.
Kişilerin hayat tarzlarının içinde konumlanarak kendine bir yer edinmiş Kapbula. İlk mağazasını Etiler Mohini Aile ve Çocuk Yaşam Merkezi‘nin içinde açmış. Sonra İstanbul Forum ve City’s takip etmiş. Franchise isteyenler de varmış ancak kendisi ile aynı titizlikte olması gereken, yaratmış olduğu güveni küçük bir hatadan dolayı bile olsa sarsmayacak insanlar olmasını tercih ettiğini söylüyor.
Çocukları için organik ürünlere önem veren sadık müşterileri çoğunlukta. Ekonomik kaygıdan daha çok alışkanlıklarına yenik düşmüş insanlardan bahsediyoruz ve yine, konvansiyonel işlemlerin ne kadar zararlı olduğuna, insanların biraz daha uyandırılmaları gerektiği noktasına geliyor sohbetimiz. Ağartıcıların sebep olduğu atopik, dermatik cilt ve pişiklerden bahsediyor.
Tuğba diyor ki; “Eğer ürün yıkanırken boya veriyorsa, çöptür çünkü ter ile boya ve dolayısı ile içeriğindeki kimyasalı bırakıyordur.” Ter ve tükürüğün vücuda zehri ne kadar kolay alabildiğini, dolayısı ile ürünlerinde ter/tükürük haslığı yapıldığını anlatıyor. Tabii organik ürünü satın almakla sağlığı garanti altına almış olmuyoruz, yıkadığımız deterjanların verdiği zarar da küçümsenmeyecek kadar fazla. Yine organik deterjanlarla yıkamak sağlığa verdiğimiz önemi pekiştiriyor.
Kapbula sosyal sorumluluk projesi olarak da KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) tarafından tedavi gören, maddi durumu iyi olmayan kanser hastası çocuklara, tedavileri boyunca aile ve yakınlarıyla ücretsiz kalabilecekleri bir kampanya dahilinde olan ‘Aile Evi’ için organik ürün desteği veriyor.
Bence bu kadar emek, çaba, bilgi, istek ve istikrar kazanır, aynı kaplumbağanın hikayesindeki gibi. Tuba Yalçuva ve Kapbula’ya başarılar diliyoruz.








































































































