Porselenle inşa edilen hibrit dünyanın yaratıcısı

Sanatçı Melis Buyruk’un 20 Temmuz-30 Ağustos tarihleri arasında New York’ta Leila Heller Gallery’de açılan “Habitat”:Bloom isimli sergisinden yola çıkarak, porselenle inşa ettiği doğa tasvirlerinden çalışma düzenine, güzellik kavramına yaklaşımından eserlerindeki hibrit karşılaşmalara birçok konuyu konuştuk.

Merhaba, Melis Buyruk’u dört kelime ile tanımlayacak olsanız?

Sabırlı,heyecanlı, işini seven, makul biriyim :)

Son kişisel serginizin ismi Habitat: Bloom ve bildiğim kadarıyla sergi hazırlık süreciniz pandemiye rastlamış. Habitat’dan Habitat: Bloom’a evrilen sürecinizde hem kişisel hem de sanatsal yolculuğunuz nasıl dönüştü?

Evet, eğer pandemi ve etkilerini yaşamamış olsaydık sergim 2021 yılında olacaktı. Hazırlanmak için 2 yıla yakın bir zamanım oldu ve bu zaman işlerime hem teknik anlamda hem de içerik açısından çok şey kattı. Aynı zamanda serinin de ismi olan “Habitat” bu sergime de isim verecekti. Ancak 2 yılın ardından tüm işlerime tek tek baktığımda seriden ayrılan yeni bir duygunun varlığını keşfettim. Çiçeklerin ve çiçeksi dokuların yaşam alanında sarmaşık gibi çoğaldığı ve izleyiciyi tedirgin edecek hayvanların varlığının, ebatlarının veya adetlerinin azaldığı gibi.. Bunun kişisel bir dönüşümün de bir parçası olduğuna inanıyorum. Kendi kendime geçirdiğim 2 sakin yıl benim için atölyede geçen daha uzun saatler demek.

Üretimlerinize baktığımda seramiğin kırılganlığıyla doğanın dayanıklılığı bir araya geliyor ve güzel estetikle dokunan alternatif bir dünya yaklaşımı sunuyor. Sizin için “güzel” ve “denge” kavramları ne demek?

Güzellik karşısında duyduğumuz haz öznel olsa da güzelliği oluşturan standartlar nesneldir. Ben, bir sanat izleyicisi olarak, sanat eserine bakarken aldığım hazza odaklanıyorum.  Bu hazzın izleyiciye geçmesi için ise, güzelliğe katkı sağlayacak standartları yakalayabilmeye çalışıyorum.

İklim krizinin yıkıcı etkilerini deneyimlerken, türler arası dengeyi de ele aldığınız üretim sürecinizin atölyenizdeki aşamalarından biraz bahsedebilir misiniz? Çalışma rutininiz ve/veya şunu yapmadan atölyeye girmem dediğiniz bir yaklaşımınız var mıdır? Düşünce aşamasının ardından bir çalışmaya başlamam ve onu bitirmem arasında ortalama 2-2,5 ay gibi bir zamana ihtiyaç duyuyorum. Porselen çok hassas ve gereklilikleri olan bir malzeme. Uzun ara vermeye, yavaş çalışmaya müsaade etmiyor. Bu sebele disiplinli bir çalışma gerektiriyor. Ben haftanın 6 günü, rutin çalışma prensipleri olan birisiyim. Her sabah erken kalkar, 9 da bilgisayarımın başına geçer saat 10’ a kadar yazılı işlerle ilgilenir ve saat 10.00 da bir fincan kahve ile birlikte atölyeye inerim. Çok yoğunluğumun olmadığı standart günlerde 18.00 e kadar atölyede üretirim. Deneysel bir çalışma metodunun aksine her zaman ne yapacağım önceden belirli, çizili ve yazılı olur.

BUNU DA OKU:  Yeşil olmayı büyüklerinizden öğrenin

Üretimlerinizde türlerin hibrit karşılaşmaları mevcut. Sizin diğerlerinden ayrı tuttuğunuz bir üretiminiz var mıdır? Varsa sizdeki hissiyatı nedir?

Yaptığım bu seri, teknik olarak zorluklar, yoğunlaşma ve uzun çalışma saatlerini gerektiriyor. Bu açıdan baktığımda , son üretimim olan Habitat: Bloom için ürettiğim 2 metreye 2 metre duvar heykelimi kendi sınırlarımı zorladığım bir sürecin sonucu olarak tanımlayabilirim.

Dubai’den sonra New York’ta gerçekleşen bir solo sergiyle kariyerinize devam ederken, nasıl hissediyorsunuz?

New York’ta ilk sergim ve çok heyecanlıyım. Bu seriyi bir süredir çalışıyorum ve tüm süreci de sosyal medyada bir süredir paylaşıyorum. Ancak ilk defa izleyicinin karşısına çıkacak.

Thor isminde bir köpek dostunuz varmış. Mitolojik isminin ortaya çıkma hikayesi nedir ve seramik atölyesine uyum sağlaması nasıl oldu?

Thor bizim ailemize katılalı 8 sene oldu. bize geldiğinde 35 günlüktü ve ilk günlerinden bu yana her gün benimle atölyeme geliyor. Atölyede büyüdüğü için kendi kendine bir kontrol geliştirdi. Yürürken veya koşarken sürekli bir gözünün ucuyla kuyruğunun ucunu kontrol ediyor:) Onu ilk sahiplendiğimizde çok hastaydı ve yaşama şansı oldukça düşüktü. İskandinav mitolojisinde Thor’ un en güçlü tanrılardan biri olması sebebiyle Thor ismini eşim önerdi. Bir şekilde hayata tutundu ve hala bizimle birlikte.

Serginize hazırlanırken, destek aldığınız birçok kaynak olmuştur diye düşünüyorum. Bunlardan 3 tanesini paylaşabilir misiniz?

Görsel dünyamı zenginleştirmek için Botanicium, The Art of Botanical Illustration, Flora gibi yayınlar hep baş ucumdaydı. Aynı zamanda Ernst Haeckel / Art Forms in Nature. Ayrıca “Blooming Tales” adlı  çalışmam da Kelile ve Dimne isimli fabl ı okumamın ardından bu masaldan bazı karakterleri ele almam sonucu ortaya çıktığı için bu masalın adını söyleyebilirim.

Son olarak eğer başka bir canlı formuna dönüşebilme imkanınız olsaydı bu hangi canlı olurdu ve neden?

BUNU DA OKU:  Atmosferdeki karbondioksit oranı rekor kırdı: Sanayi öncesi dönemden yüzde 50 daha fazla

İnsan olmaktan o kadar memnunum ki. Sanırım başka bir canlıya dönüşmeyi arzu etmezdim. Çalışmalarımda türler arasındaki hiyerarşinin yok olduğu, tüm canlı türlerinin bir arada var olduğu yaşam alanları kurguluyorum. Ancak bunun bir hayal veya bir özlem olduğunu söyleyemem. Sadece insan olarak varlığımızın sınırlarını sorguladığımızı ve dünyaya daha vicdanlı bir yerden baktığımızı görmek isterdim.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayça Ceylan

Performans sanatçısı, sürdürülebilirlik yazarı ve Body in Perform’un kurucusu Ayça Ceylan; karşılaştırmalı mitoloji,  dans, psikoloji, herbalizm, edebiyat ve teknoloji gibi disiplinleri bir arada kullanarak algılama süreçlerimiz hakkında  mekana özgü performanslar üretmektedir. Performanslarında bedenin ve mekanın birbirini nasıl inşa ettiği,  onarım, beden politikaları ve türlerarası çeşitlilik üzerine araştırmalar yapar. Ceylan, performanslarında ve  atölyelerinde sanat alanları haricinde arketipsel hafızayı etkileyecek kamusal alan, terkedilmiş alan, doğa ve antik  kent gibi birçok alanı tercih eder. Ritueller, tanrıça kültleri, sembolizm ve doğa ile uyumlanmak en büyük  destekçilerindendir. Üretimlerinde canlı sanat, video, fotoğraf, yerleştirme ve sanatçı kitabı gibi araçları kullanır. Ceylan; Türkiye, Japonya, Hindistan, ABD ve İngiltere’de birçok sanat alanında performanslar gerçekleştirmiş,  atölyeler düzenlemiş ve konuk sanatçı programlarına davet edilmiştir. Ayrıca Duru, Reflect Studio, Mesele Slow  Design ve Giyi gibi sürdürülebilir markalarla performatif işbirlikleri yapmıştır. Ceylan, Milliyet Sanat’ta sanat  yazarlığı yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Pazar Eki’nde “Dairesel Flora” köşesiyle çevre yazarlığı yapmaktadır.  Performans belgeleri bazı özel sanat koleksiyonlarında bulunmaktadır.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Hayat, Sanat, Sanat ve Tasarım
Eko-gönüllülük: Çevreye gönül vermek

Gezegenimiz için pozitif etki yaratmak adına yapılabilecek en iyi eylemlerden bir tanesi olan eko-gönüllü olma halinde kişi zamanının ve bilgisinin

Kapat