Oturmak sigara içmek kadar kötü mü? Oturmanın kötü etkilerini azaltmak için 14 öneri
Araba koltuğundan, ofis koltuğuna oradan evdeki koltuğa… Modern yaşam bize rahat gelse de, maalesef sabahtan akşama kadar oturmak üzerine kurulu. Her ne kadar oturmanın bir kısmı doğal bir ihtiyaç olsa da, son zamanlarda yapılan araştırmalar sürekli oturmanın sağlığımıza olan negatif etkilerini göz önüne koymaya başladı.
Bazı araştırmacıların “yeni sigaramız” diye tanımladığı oturma bağımlılığı, aslında hayatımızın daha büyük bir parçası olması gereken hareket ve egzersizi günlük yaşamımızdan neredeyse çıkardı.
İnsan gelişiminin geçmiş zamanına baktığımızda bu kadar oturmak çok ama çok yeni bir trend ama çoğumuz oturmaktan dolayı ortaya çıkan baş ağrılarını, sertleşmiş omuzlarımızı ve halsizliği şu an bile hissetmekte. Ama son araştırmalar, oturmanın etkisinin bel ve boyun ağrılarından çok daha öte olabileceğini gösteriyor. Bu araştırmalar uzun süreli oturmanın, diyabet, kalp rahatsızlıkları ve hata kanser gibi kronik hastalıklara yakalanma riskini arttırdığını öne sürüyor.
Sandalyeye oturduğumuz anda vücudumuzda metabolik ve fiziksel değişimler de başlamış oluyor. Dinlenme metabolizmamız vücudumuzun en düşük kalori yakmasını sağlamak üzere değişiyor, bacaklarımızdaki sinirlerin aktifliği azalıyor ve kan dolaşımı yavaşlıyor.
Bu iki değişiklik obezite ve varis hastalıklarına yol açarken, daha uzun süre oturmak belimizde bulunan esnetici kasların kısalmasına ve hatta kalça kaslarının “kapanmasına” yol açıyor. Aynı zamanda vücudumuz kalp hastalıkları ve inme riskini artıran trigliserit üretmeye de başlıyor.
Peki bu sorunların çözümü var mı? Cevabı basit ama biraz karmaşık. Oturma süremizi kısaltmamız lazım ve bu günlük hareketliliğimizi arttırmak demek ama burada problem aslında hareketsiz olan yaşam kültürümüz.
Çoğumuz saatlerce oturmak üzerine odaklı işlerde çalışıyoruz, sosyal hayatımız beraber oturmak üzerine kurulu oluyor, dinlenme anlayışımız ise iyi bir kitap ya da film ile koltuğa kıvrılmak oluyor.
Bir gecede “ayaklanma” olmasını beklemesek de, iyi haber küçük değişiklikler yaparak oturmanın oluşturduğu riskleri azaltabilmeniz.
İş Yerinde:
Zaman Tutun: Telefonunuzda ya da internet tarayıcınızda 15 dakikalık kronometreler ayarlayarak bu 15 dakikanın sonunda 1 dakika yürüyüp esneyin. Esneme ve yürüme ile kan dolaşımınızı hızlandırmış aynı zamanda verimliliğinizi de arttırmış oluyorsunuz. Evet bu biraz dikkat dağıtıcı olsa da, ne yaptığınızı soran arkadaşlarınıza bu makaleyi göstermeniz yeterli.
Yürüme Toplantıları: Sadece fikir alışverişinde bulunacaksanız ve yakınlarınızda bir park varsa, e-posta veya telefon yerine ekstra güneş ışığı, temiz hava ve kan dolaşımınız hızlanmış bir şekilde bir toplantı yapabilirsiniz.
Koltuğunuzu değiştirin: Eğer bu mümkünse, yoga ve egzersiz topları her ne kadar yine 15 dakikalık periyodlarda kalkmanızı gerektirse de, otururken daha fazla kasınızı çalıştırdığı için oturmanın etkilerini azaltacaktır.
Kendinize yürüme imkanları yaratın: İş yerinde oturma sürenizi azaltacak işler bulmaya çalışın, bir üst kattaki tuvaleti tercih edin, asansör yerine merdivenleri kullanın, yazıcıya kadar yürüyün.
Ulaşım için:
Bir adım daha fazla atın: Arabanızı biraz uzağa park edin, otobüsten bir durak önce inin, böylelikle her gün biraz daha fazla yürümüş olursunuz.
Koltuğunuzu feda edin: Otobüsünüz kalabalık olmasa bile koltuk yerine ayakta durmanız bacaklarınızdaki kan dolaşımını arttırmanız anlamına gelecektir.
Ayır, Dinlen, Tekrarla: Uzun yollara çıkacaksanız kendinize 5’er dakikalık dinlenme molası verebilirsiniz, bu aynı zamanda yolda odaklanma gücünüzü kaybetmemeniz ve güvenli bir sürüş için de geçerli bir öneri.
Sosyal Hayatınız:
Yürüyüş Planlayın: Kahve ya da yemek için buluşmak yerine havalar da güzelken arkadaşlarınızla yürüme randevularına çıkın.
Diziler ile dinlenmeyin: Özellikle bağlayıcı bir dizi olunca arka arkaya izlemek oldukça kolay oluyor. O yüzden kendinize koltuktan kalkmayı, biraz esnemeyi ve evin içinde yürümeyi hatırlatın.
Sayfalar arasında ara verin: Okurken, her bölümün sonunda kalkıp biraz gezin, esneyin vücudunuzun kan dolaşımını attırın.
Önerilerimiz oldukça basit olsa da, küçük egzersizlerin, kısa yürüyüşlerin etkisini küçümsemeyin. Her “ayaklandığınızda” vücudunuz şekeri ve yağı yakmak için kendini yeniden başlatıyor ve bu tüm metabolizmanızın hızlanmasını daha fazla kalori yakmanızı sağlıyor.
Aynı zamanda küçük değişiklikleri sürekli olarak devam ettirerek yeni bir yaşam tarzı oluşturmuş ve daha sağlıklı bir hayata adım atmış oluyorsunuz.
Kaynak: The Chalkboard, Huffington Post