Portakal, orada kal
Geçtiğimiz haftalarda doğup büyüdüğüm şehir olan İzmir’i ziyaret ettim kısacık da olsa. En çok neyi özlemişim biliyor musunuz? Portakal ağaçlarını.
Şehre inip sokaklarda yürümeye başlar başlamaz gözüme çarptı yine apartmanları çevreleyen minicik bahçeleri süsleyen, turuncu meyveler. Yıllarımı geçirdiğim farklı apartmanları düşündüm sonra. Hemen hemen hepsinin ufacık bahçeleri, ve tırmanabileceğim portakal ağaçları vardı. Sonbaharda kendini gösteren ve havalar soğudukça turuncuya dönen portakallara gözü gibi bakardı herkes.
Meyveler olgunlaştığında ağaçtan toplanıp tüm dairelere dağıtıldı. Kendi bahçemizden gelen portakalın tadı başka gelirdi bana hep… Belki de aylarca olgunlaşmasını izlediğimden… Bunca yıl sonra; kış deyince, İzmir deyince hala gözümün önüne gelir o portakallar, bir bahçem olsa şu koca şehirde de kendi meyvelerimi yiyebilsem diye düşünürüm hep. Küçücük bir toprağınız varsa eve yakın, yıllarca gözünüz gibi bakacağınız portakallarla taçlandırın onu derim.