Semt pazarlarında yavru balık satışı engellensin!

Bir kez daha söylüyoruz: “Lüfer bitiyor, lüferin soyu tükeniyor ve bunun sorumlusu biziz.”

Bir önceki içeriğimizde Lüfer Hakkında Bilmeniz Gereken 5 Gerçeği size sunmuş, toplu avlanma lüfer dışındaki deniz canlıları için de büyük tehdit oluşturduğunu belirtmiştik. Ama bizim hassasiyetimiz bu canlıları kurtarabilir!

Yasal avlanma sınırları altında balık gördüğünüz her tezgâhı mutlaka ALO 174’e ve BİMER’e şikayet edin ve idari para cezası almalarını sağlayın. Bu tezgâhlardan asla alışveriş yapmayın. Bu balıkları satan esnaf kadar bunu görmezden gelen tüketicinin de lüferin yok olmasında parmağı olduğun unutmayın.

Bu konuda aynı zamanda tüm okuyucularımızı Slow Food – Fikir Sahibi Damaklar önderliğinde başlatılan lüferi koruma kampanyasına katılmaya, seslerini yükseltmeye çağırıyoruz.

34242432(1)

Change.org’da başlatılan kampanyaya siz de imzanızı ekleyebilir, semt pazarlarında yavru balık satışının engellenmesi adına hep beraber sesimizi duyurabiliriz.

Slow Food – Fikir Sahibi Damaklar’ın imza kampanyasına vereceğiniz destek ile aşağıdaki mesaj Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türkiye Belediyeler Birliği’ne iletilecek.

“ Sayın yetkili,

1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun 33. maddesi; bu kanun ve ilgili diğer mevzuat ile getirilen yasakları uygulamakla başta GTH Bakanlığı ilgili personelini, ayrıca Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Gümrük ve Orman Muhafaza Memurları, Belediye Zabıtası, Kamu tüzel kişilerine bağlı Muhafız, Bekçi ve korucular ile Emniyet ve Jandarma teşkilatının bulunmadığı yerlerde köy muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri yetkili kılmıştır.

Gelin görün ki, yine de, tüm yurtta ve hemen her yerde yavru balıklar satılmaya devam etmektedir.

GTH Bakanlığı’nın oluşturduğu 174 ile paralel olarak 153 ve 150 gibi tüm şikayet merciilerini bu güne kadar sayısız kere değerlendirdik. Sonuç almaktan çok uzak olduğumuz bir yana, bizi en çok hırpalayan mevzuu Türkiye’nin dört bir köşesinde kurulan semt pazarlarında göz göre göre satılan yavru balıkların sorumluluğunu almaya kimsenin yanaşmamasıdır.

BUNU DA OKU:  Michelin yıldızlı şefler israf edilen yiyecekleri gurme yemeklere dönüştürecek

2132454677645432

Belediyeler Zabıta’ya, Zabıta’lar konuyu Bakanlık’a atmaktadır ve bu suretle kimse tezgahları denetlememekte, yağma olanca hızıyla devam etmekte. Oysa mevzuat açık. Balığın avlanmasının koşullarını düzenleyen bir yasa, bu yasayı uygulamakla görevli sayısız kamu görevlisi var!

Tüm noktalarda, tüm ticarethanelerde yavru balık satışının engellenmesi gerektiği talebimizi tekrar ederken, ülkemizin 300 bin noktasında kurulan semt pazarlarının denetlenerek, her birinde en az 2 tezgahta karşımıza çıkan yavru balıkların satışının engellenmesine aciliyetle önem verilmesini istiyoruz.

Orkinosun, uskumrunun sularını terk ettiği İstanbul’un lüfere ve palamuta veda etmesi an meselesi. Duruma duyarsız kalmayacağınıza güvenmek istiyoruz.”

Bu mesajın altında siz de imzanızı eklemek istiyorsanız kampanyaya bu linkten ulaşabilirsiniz: http://chn.ge/1jfuo6L

Slow Food – Fikir Sahibi Damaklar’ı Facebook ve Twitter’da takip etmek içinse aşağıdaki linkleri tıklayabilirsiniz:

Slow Food – Fikir Sahibi Damaklar Facebook Sayfası

Slow Food – Fikir Sahibi Damaklar Twitter Sayfası

32432423(1)(1)

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Gıda, Gıda Gündemi, Hayvanlar, Kent, Topluluklar
Tarımın doğa dostu olması için organik olması gerekli mi?

Tarım alanlarının bir kısmının “doğa”ya ayrılması, organik olsun olmasın hem çiftçilere hem de doğaya yarıyor.

Kapat