Soyu siz yaşarken tükenen 9 hayvan

Amerika’da yolda “tesadüfen” bulunan bebek kirpilerden, Hindistan’da köylülerin kuyudan kurtardıkları aslana, insanla vahşi doğanın karşı karşıya geldiği bir çok örnekle karşılaştık.

Yıllar süren tarım ilacı kullanımı sonucu milyonlarca arı ölmeye devam ederken, sadece filleri değil, zürafaları hedefleyen kaçak avcıların sayısı da maalesef arttı. WWF raporunda, yerkürenin 1970 yılından beri memeli, sürüngen, kuş, amfibik ve balık türlerinin yüzde 53’nü kaybettiğini açıkladı.

Peki bizi neler bekliyor?
Biraz şansımız varsa, daha iyi haberlerle karşılaşmayı umabiliriz. En yırtıcı hayvanlardan olan aslan bir köyün yardımıyla kurtarılabiliyorsa, geri kalanlarımız da kimyasal kullanımını, hayvanların doğal yaşam alan kayıplarını, küresel ısınmayı ve bir çok vahşi türü tehdit eden kaçak avlanmayı engellemek için bir araya gelebiliriz. Hayvanlar alemi yeterince kayıp yaşadı, bazı türleri insan ömrüne sığacak kadar kısa bir sürede kaybettik.

Yavrularını yiyen kurbağa

Avustralya’nın yerli bir türü olan Rheobatrachus silus yavrularını “yemesiyle” bilinen bir kurbağa türüydü. Diğer kurbağaların aksine, bu tür yavrularını midesinde kuluçkaya yatırmaktaydı.

Bilim insanlarına göre, anne kurbağa tarafından yutulan yumurtalar altı ile yedi haftalık kuluçka süresini midede geçirdikten sonra annenin ağzından çıkarak hayatlarına başlıyorlardı.

Ne yazık ki, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği 2002 yılı itibariyle bu eşsiz türün neslinin tükendiğini duyurdu. Kereste hasadına bağlı ormansızlaşma ve türün habitatındaki su kalitesinin düşmesi bu kurbağının neslini tüketen nedenler olarak gösteriliyor.

Fildişi Gagalı Ağaçkakan

Amerika Birleşik Devletleri ve Küba’da endemik bir tür olarak listenen bu ağaçkakan, çeşitli araştırmalara rağmen en son 1987 yılında görülüdü. 2004 yılında Arkansas’da görüldüğü iddia edilmiş olsa da, son çalışmalar türün neslinin tükendiği yönünde ağırlık kazanıyor. Bu türün yok olmasındaki suçlular ise tarıma bağlı ormansızlaşma ve avlanma olarak gösteriliyor.

BUNU DA OKU:  Elektrik tüketiminizi bu uygulama ile keşfedip, tasarrufu kolaylaştırın

Cava Kaplanı

Geçtiğimiz yüz sene içerisinde dünyadaki kaplan popülasyonu yüzde 97 düştü. Bunların arasında 1976 yılından beri izine rastlanmamış olan ve 2003 yılında neslinin tükendiği açıklanan Cava Kaplanı da var.

Hindistan’ın Bengal Kaplanı’nın ülkede yürütülen doğal hayatı koruma çabaları neticesinde daha iyi bir şansa sahip olduğu söylenebilir. Kaçak avcılığın gittikçe düşmesi ve doğal ölümlerin büyük kediler arasında artıyor olması da bu çabaların sonucu olarak görülebilir.

Spix Papağanı

‘Küçük mavi papağan’ olarak da bilinen Brezilya’nın yerli türlerinden olan bu papağan vahşi doğada en son 2000 yılında koruma altına alındığı Bahia bölgesinde görüldü.

Sadece evcil hayvan olarak hayatına devam eden bu papağanların vahşi doğada soyunu tüketen sorunların başında türün ticari değer kazanması ve habitatlarının kaybolması gösteriliyor. Bu ‘küçük mavi papağanı’ 2011 filmi animasyon filmi Rio’dan da hatırlayabilirsiniz.

Poouli Kuşu

2004 yılı itibariyle koruma altına alınan üç bireyi olmasına rağmen bu tür maalesef kurtarılamadı. Türün üreme oranını artırmak için kalan üç kuştan sadece bir erkek bireyi ele geçirebilen uzmanlar, maalesef başarılı olamadılar. Böylelikler Poouli kuşu da nesli tükenen türler arasına girmiş oldu.

Çin Nehir Yunusu

Dünya’nın en kalabalık su yollarından biri olan Yangtze Nehri’nin endemik türlerinden olan Çin Nehir Yunusu 2006 yılında bilim insanları tarafından neslinin tükendiği açıklanana kadar 20 milyon yıldır dünyanın bir parçasıydı. Açıklamalara göre gemi ve tanker kazaları, barajlar, aşırı avlanma ve çevre tahribatı bu canlı türünün de sonunu getirdi.

Karayip Keşiş Foku

Karayip Denizi ve Meksika Körfezi’nin bilinen tek yerel fok türü olan Karayip Keşiş Foku en son 1952’de Honduras ve Jamaika arasındaki Serranilla Bank bölgesinde görüldü.

Colomb tarafından ‘deniz kurtları’ olarak tasvir edilen bu foklar avcılar tarafından kürkleri başta olmak üzere etleri ve yağları için avlanmaya başladılar. Ne yazık ki balıkçılık faaliyetleri ve kıyı bölgelerinin gelişimi türün sonunu getirdi. Karayip Keşiş Foku 1986 yılında nesli tükenmiş olan canlılar listesine eklendi.

BUNU DA OKU:  Sizin atık yağlarınız nereye gidiyor?

Batı Afrika Siyah Gergedanı

1900’lerin başında Afrika bir milyona yakın gergedana ev sahipliği yapıyordu. 2011’e gelindiğinde ise Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği bu türün neslinin tükendiğini açıkladı.

Tükenmenin başlıca nedeni olarak sportif avcılığı, tarımsal alan yaratma amacıyla yapılan tarla açma aktiviteleri takip ediyor. Bunun yanında 1950’ler ile başlayan ve gergedan boynuzu tozu kullanımını yaygınlaştıran geleneksel Çin Tıbbı furyası da gergedanların sonunu hazırlayan bir başka etken oldu.

Pinta Adası Kaplumbağası

Bu yerli Galapagos Adası sakininin soyundan gelen melez kaplumbağalar bilim insanlarına ümit verse de, türün son sakini ‘Yalnız George‘un 2012’deki ölümü hala acısını koruyor. Türün neslinin bölgede artan keçi ve domus yetiştiriciliğine bağlı olarak tükendiğini düşünülürken, Yalnız George 1971’de Macar bir bilim insanı tarafından bulundu. Fakat, bugün maalesef George da aramızda değil.

(Kaynak: Take Part)

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Hayvanlar
Kuş Okulu’na katılmak ister misiniz?

Seferihisar'da faaliyet gösteren ve kış aylarında da aktif olan Doğa Okulu, bizi dünyayı 'kuş bakışı' görmeye davet ediyor.

Kapat