Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı: 2020’de tüm yenilenebilir enerji kaynakları fosil yakıtlardan daha ucuz olacak
“Yenilenebilir kaynakları enerji üretimi için kullanmak sadece çevre için değil artık karşı konulamaz bir biçimde ekonomi için de mantıklı bir karar”
Bu sözler Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) direktörü Adnan Amin’e ait ve Amin bu sözlerini IRENA’nın yeni yayınladığı son raporun ortaya koyduğu rakamlara dayanarak söylüyor. Halihazırda zaten dünyanın bir çok noktasında yenilenebilir enerji fosil yakıtlar ile yarışır durumda, ama rapor 2020 yılında, yani 2 yıl içerisinde, tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretimi konusunda fosil yakıtlardan daha ucuz olacağını öngörüyor.

Şu anda küresel enerji pazarında fosil yakıtlar kilowatt saat başına ortalama 5 cent ve 17 cent arasında işlem görüyor. Karşılaştırma yaparsak 2017 yılında küresel enerji pazarında ortalama yenilenebilir enerji fiyatları şu şekilde işlem gördü:
- Hidroenerji: 5 cent
- Karada rüzgar enerjisi: 6 cent
- Biyoenerji ve jeotermal: 7 cent
- Güneşten fotovoltaik: 10 cent
Bu liste şu an denizde rüzgar ve güneşten termal enerji üretimi hariç fosil yakıtların fiyat ortalaması arasında. Ama IRENA’nın raporu bunun 2020 yılında değişeceğini belirtiyor. Teknolojik gelişme, rekabet yaratan teklif sistemleri ve tecrübe kazanmış proje sahipleri ile dünyanın her noktasında yenilenebilir enerji fiyatlarının fosil yakıtlardan daha ucuz olması bekleniyor.
IRENA’nın bu öngörüsü aslında radikal bir açıklama değil. Geçtiğimiz yaz ABD’li yatırım şirketi Morgan Stanley analistleri de, Güneydoğu Asya bölgesinde yer alan birkaç ülke dışında dünyanın tüm ülkelerinde yenilenebilir enerji 2020 yılına kadar enerji üretiminin en ucuz şekli olacağını belirtmişti. Türkiye’de de son yapılan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesi ile rüzgar enerjisi yerli kömürden bile daha ucuz bir enerji kaynağı haline geldi.
Bununla beraber sadece rüzgar veya güneş enerjisine dayalı bir sistem kurmak mümkün değil. Enerji üretiminde dalgalanmalar yaşayan bu iki kaynağı dengelemek için sabit bir kaynak da gerekmekte. Her ne kadar uzmanlar bunun fosil yakıtlar ya da nükleer enerji olduğunu belirtse de jeotermal ve hidroenerjinin bu açığı kapatabileceği de belirtiliyor.
Bu durumda ise maalesef coğrafi koşullar ve ekosistemlere verilebilecek zararlar göz önüne alınmak durumunda. Farklı bir çözüm olarak büyük bataryalardan oluşan enerji depolama sistemleri önerilse de bu hâlâ pahalı bir seçenek olarak görülüyor.

Yine de Güney Avustralya’daki şebekeye elektrik dağıtan Tesla’nın inşa ettiği 100 megavatlık pil, şu anda mevcut elektrik kaynaklarını destekleyip ve dengelemekte. Pil olası bir elektrik kesintisi durumunda tek başına 30 bin hanenin bir saatlik elektrik ihtiyacını da karşılayabiliyor.
%100 yenilenebilir enerji ile çalışan bir Dünya için bu zorlukların aşılması gerekiyor. Ama IRENA direktörü Adnan Amin bu konuda umutlu. Amin, 2013 yılından itibaren yenilenebilir enerji sektörüne 1 trilyon dolar yatırım yapıldığını ve sektörün şu anda yaklaşık 10 milyon kişiye bir iş sağladığını belirtiyor. Bu yatırımların 2018 yılında daha da artacağını belirten Amin, yenilenebilir enerji dönüşümünün daha da hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini savunuyor.