Vanessa Nakate’nin düşündürdükleri

Burada iki ayrı resim görüyorsunuz. İki resim arasındaki bir farkı bulunuz.

Resim Ocak 2020’de Davos’ta WEF toplantısında çekildi. Resimdekiler iklim aktivisti gençler. Resmin orijinali alttaki versiyonu. Ancak Associated Press (AP) ilk önce üstteki beyaz tenli dört aktivistin resmini yayımladı ve en soldaki siyah tenli genç aktivisti resimden çıkarttı. AP tepkilerden sonra resmin orijinal halini de yayımladı ve AP editörleri yaptıkları hata için özür dilediler.

Resimden silinen genç aktivist Ugandalı Vanessa Nakate. Kendisi heyecanla çekilen fotoğrafını basında görmek isterken resimden silinmiş olduğunu görünce adeta çılgına döndü. Bu resimde sadece kendisinin değil iklim krizi tartışmalarında bütünüyle Afrika kıtasının silinmiş olduğunu vurgulayarak AP’nin yaptığı bu hatayı da bir farkındalık arttırma fırsatı olarak gördü ve değerlendirdi. Başarılı da oldu. Davos’un yanı sıra New York’ta Birleşmiş Milletler’de, COP25 ve COP26’da sesini duyurdu, BBC’nin 2020 yılında 100 Kadın listesine seçildi, Kasım 2021’de Time dergisine kapak oldu.

Gecen hafta iklim kriziyle yüzleşmekte olan gelişmekte olan ülkeleri yazdıktan sonra konuyu biraz daha pekiştirmek için Nakate’nin bir kaç ay önce yayımlanan kitabi A Bigger Picture’a (Büyük Resim) başladım. Kitabın açılışı ve teması bu fotoğraftan silinmiş olması ve bunun ardındaki mecazi anlam. Başlığın altına da My Fight to Bring a New African Voice to the Climate Crisis diye alt başlık eklemiş, yani İklim Krizine Yeni Bir Afrika Sesi Getirme Kavgam. Evet, uğraşlarını ‘kavgam’ diye tanımlıyor.

Nakate henüz kitabın başında kendini okura sevdirmek gibi bir derdi olmadığını yüzümüze vuruyor:

‘…pandemi süresince dünyanın her yerinde insanlar virüs karşısında daha tehlikede olan yaşlılara özen gösterdiler. Biz de onları evlerimizin içinde kalarak koruduk. Ancak o nesillerden bir çok insan on yıllarca verdikleri kararlarla biz varislerini küresel ısınma karşısında tehlikede bıraktılar.’

Greta Thunberg’in ünlü ‘Ne Cüretle…?’ diye haykırışının biraz daha kibarcası.

BUNU DA OKU:  Kakanızın değeri 9,5 milyar dolar olabilir mi?

Nakate 25 yaşında. Resimden hemen tanıdığınız Greta’dan nerdeyse yedi yaş büyük (bu arada resimdeki diğer genç aktivistler Luisa Neubauer, Isabelle Axelsson ve Loukina Tille). Nakate’nin çıkışının ardında Greta ve diğer genç aktivistlerden aldığı ilhamın yanı sıra biraz da ülkesinin iklim krizi karşısında başına gelecekleri hissetmesi var. Kişi başı milli gelir 52 bin dolar olan İsveç’ten aktivist çıkmak ile kişi başı 817 dolar olan Uganda’dan çıkmak arasında elbette büyük fark var.

Uganda denize kıyısı olmayan, 42 milyon nüfuslu, Victoria Gölü kıyısında, 1986’dan beri aynı Cumhurbaşkanı tarafından yönetilen, dağ gorillerine ev sahipliği yapan, yoksul bir doğu Afrika ülkesi. Ekonomisinde tarımın yeri büyük ve nüfusun %80 kadarı tarım sektöründe çalışıyor. Ağaç kesimleri ve ormansızlaşma sonrası kuraklık ve sel ve benzeri iklim felaketlerinin ülke ekonomisi ve insanları üzerindeki korkunç etkisini Nakate yerinde bizzat gözlemleyerek büyüdü. Nitekim 2018’deki daha etkili ve sık yaşanan sel olayları sonrası 2019’da iklim aktivistliğine başladı.

Sel ve toprak kaymaları dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Uganda’da son senelerde daha da ağır geçiyor. Daha iki hafta önce dokuz kişinin öldüğü bir sel ve toprak kayması faciası daha yaşandı. İklim krizinin kötüleşmesiyle birlikte önümüzdeki yıllarda bu facialardan daha da çok yaşanabilir.

Tarım ile kalkınan bir ailenin sel faciasıyla evini ve tarlasını kaybetmesi sonrası seçenekleri azalıyor. Kendi ülkesinde yiyecek ve içecek bulmakta ve bir ev düzeni kurmakta zorlanan bir aile reisi olarak ailenizi hayatta tutmak için başka bir ülkeye gitmek tek ümit ve hatta bir zorunluluk haline gelebilir.

İklim mültecilerinden bahsediyorum. Uganda sadece bir ülke ve 42 milyon nüfus. Gezegenimizde Uganda gibi düzinelerce ülke var, bu ülkelerde toplamda 3 milyar insan orta sınıf standartlarının altında yaşıyor ve hayatları tarıma ve iklimin öngörülebilirliğine bağlı. İklimin öngörülemediği ve sürekli değiştiği bir düzen zaten zor olan standartları imkansızlık derecesine kadar zorlayabilir ve önümüzdeki on yıllarda iklim mülteci sayısını da arttırabilir. İnsanlık için zor yıllar bizi bekliyor olabilir.

BUNU DA OKU:  Çikolatanın, sakızın cinsiyeti mi olurmuş?

İklim krizine çözümler ararken sadece batı gözlükleriyle değil gelişmekte olan ülkelerin kaderlerini de düşünmek zorunda olduğumuza ve gezegen olarak hepimizin bu global problem karşısında aynı gemide olduğuna hazin bir örnek.

Ayni gemide demişken, Greta’nın bu konuda güzel bir lafı var: ‘Hepimizin ayni gemide olduğunu söylemeyi bırakın. Hepimiz aynı fırtınadayız. Ama hepimiz aynı gemide değiliz.’ Greta haklı, iklim krizinde en büyük zararı yoksul ülkeler görecek ve her ülke kendi gemisini batırmamaya çalışacak.  

Gelişmiş ülkeler karbon emisyonları yüksek ve doğayı mahveden teknolojiler ile geliştiler ve şimdi bir karbonsuzlaşma sürecinden geçiyorlar. Gelişmekte olan ülkelerin önündeki şanslardan biri teknolojiyi kullanarak ve yatırım ekosistemini denkleme katarak direk karbonsuz çözümlere geçmek olabilir. Buna geçmişten bir örnek köylerde önce kablolu telefonlara sonra cep telefonlarına geçmek yerine dünyanın bir çok gelişmekte olan ülkesinin köylerinin direk cep telefonlarına geçmesi olabilir. İklim konusunda paralellik kurarsak, büyüme uğruna önce kirli sonra temiz enerji yerine direk ucuzlaşmış temiz enerjiye, mesela zaten Afrika’da bol olan güneş enerjisine geçiş buna bir örnek olabilir.

Bu yüzden iklim krizine yeni bir Afrika sesi getirmeyi kavgası olarak tanımlayan bu genç aktivist kadına kulak vermek bana çok önemli geliyor ve asırlardır batı dünyası tarafından sömürülmüş bu kıtanın Davos’taki resimden silinmesine hassasiyetini anlayabiliyorum.

Ayrıca bu Ugandalı genç kadının sesini yükseltmesinin imkansızlığının bir kere daha altını çizmeliyiz. Uganda. Genç. Kadın. Uganda RSF basın özgürlüğü endeksinde Afganistan ve Nikaragua’nın altında, 180 ülke arasında 125inci sırada (Türkiye’nin bu sıralamada 153üncü sırada olduğunu not etmeden geçemeyeceğim). Ugandalı genç kadınların %34’ü 18 yaşından önce evlendiriliyorlar (hatta %7’si ne yazık ki 15 yaşından önce) ve %26’sı son 12 ayda cinsel veya fiziksel şiddete maruz kalmışlar. Kadınların %39’u uluslararası yoksulluk sınırının altında ve %75’inde gıda bulma güvensizliği raporlanmış. İşte bu ahval ve şerait içinde dahi kavgası uğruna sesini yükseltmeyi ve koskoca kıtasını temsil etmeyi başarmış ve hayatını iklime adamış bu Ugandalı Genç Kadının dilerim yolu açık olsun.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yalın Karadoğan

Doğasever, amatӧr doğal hayat gӧzlemcisi, ara-sıra yazar, Londra’da sivil toplum kuruluşu Turkey Mozaik Foundation kurucularından, private equity yatırımcısı.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Genel
Tüm dünyadaki kıyıların yüzde 85’i bozulmuş durumda

Yapılan yeni bir araştırma, dünya çapında kıyı bölgelerinin sadece yüzde 15'inin bozulmadan kaldığını ve küresel ölçekte acil kıyı rehabilitasyonu ve...

Kapat