Yaşayan bahar
Geçtiğimiz günlerde New York Times’ta “How Species Save Our Lives” (Türler Nasıl Hayatımızı Kurtarıyor?) başlıklı harika bir yazı okudum. Bu yazı, tıp bilgimizin önemli bir kısmının doğa gözlemcileri sayesinde oluştuğunu söylüyordu. Ancak zaman içinde biz insanlar, hastalıklarımıza çareler bulundukça, hapları yutup iyileşmenin yolunu öğrenince, kendimizi doğadan ayırır olduk.
Halbuki bugün kullandığımız birçok ilacın ham maddesi doğadan geliyor. Doğada müthiş bir ekosistem var. Bu ekosistemin içinde akıllara zarar bir düzen ve uyum var. Bizim doğayı korumamız, kendi sürdürülebilirliğimiz açısından da çok önemli. İşte bu yüzden, doğaya daha çok çıkmalı, daha çok hayatımızın bir parçası yapmalı, daha çok gözlem yapmalıyız.
Bugün bir internet sitesine rastladım. Adı yaşayan bahar. “İlkbaharı kuşlarla keşfetmeye ne dersiniz?” diyor. Bu sayfaya bakınca geçen yıl ailecek ziyaret ettiğimiz Manyas Kuş Gölü aklıma geldi. En son çocukken geldiğim bu gözlem parkında son 25 senede hiçbir ilerleme görmemek içimi burkmuştu. O zaman üç buçuk yaşında olan kızım kuşları göremediği için çok üzülmüştü. Görevliler de çevredeki endüstriyelleşmeden dolayı eskisi kadar kuş gelmediğini söylemişlerdi. İçimiz buruk, Manyas’tan ayrılmıştık. Bugün bu sayfayı görünce çok sevindim. Kuşları gözlemlemek istiyorsanız, bu sayfadan kuş türlerini öğreniyor ve gördüğünüz türleri nerede gördüğünüzü ekleyebiliyorsunuz. Bu konuda Doğa Derneği‘nin yetkilileri de size yardımcı oluyorlar. Böylece gerek iklim değişikliği, gerek başka sebeplerden göç yolları değişen türleri, yeni kuş hareketlerini görebilirsiniz.