Çiğ beslenmenin bilmediğiniz 6 faydası

Çiğ beslenme her ne kadar yeni bir trend olsa da vücudumuza etki ve yararlarının izini sürmek için çok eskilere gitmek, ilk insanların da çiğ beslendiğini hatırlamak gerek.

Çiğ beslenmek yalnızca bir diyet değil, gıdanın besin değerlerini ve enzimlerini kaybetmeden en doğal şekilde tüketilmesini odağına alan bir yaşam biçimi aslında. Sebze ve meyvelerin en fazla 40 derecede pişirilerek tüketildiği bu beslenme alışkanlığının temelinde taze meyve ve sebzelerin yanında sert kabuklu yemişler, baklagiller ve hububatlar da bulunuyor.

Peki günlük yoğunluğu hiç bitmeyen, hazır gıda tüketmeye mecbur hisseden ve hemen her öğün pişmiş gıda tüketen biz kentliler için çiğ beslenmeye geçmek mümkün mü? İki bölümden oluşan çiğ beslenme dosyamızın ilk bölümünde bu beslenme biçiminin bilmediğiniz faydalarını, ikinci bölümde ise çiğ beslenme diyetine geçmeden önce bilmeniz gerekenleri ele alacağız.

1. Gıdayı çiğ tüketmek, toksinlere maruz kalma ihtimalinizi azaltır
Pişirme işleminin sebze ve meyvelerin besin değerini tamamen yok ettiği bir şehir efsanesi olsa da fazla pişirme, kaynatma gibi yöntemlerin yeşil yapraklılar başta olmak üzere taze gıdanın içerisindeki enzimleri yok ettiği ve vitamin değerini azalttığı bir gerçek. Özellikle C ve B vitaminleri pişirme ile kolayca yok oluyorlar. Bunun yanında fazla pişirme ve yanma halinde taze gıdaların kanserojen maddeler ürettiğini de unutmamak gerek.

2. Çiğ beslenmek gıda ile ilişkinizi yeniden tanımlar
‘Ne yiyorsak oyuz’ lafını sık sık duysak da günlük hayatımızda gıda ile olan ilişkimizde ihmalkâr olduğumuzu reddetmek imkansız. Çiğ beslenmeye başladığınızda tükettiğiniz gıdayı sorgulamaya, etiketini okumaya ve nereden geldiğini kontrol etmeye başlarsınız. Üzerinde düşünülmeden sipariş edilen, içerisinde ne olduğunu bile bilmediğiniz gıdalarla aranıza mesafe girer. Ne koşullarda hazırlandığını bilmediğiniz, içerik etiketinde hayatınızda duymadığınız kimyasallar bulunan paketli gıdalar hayatınızdan çıkar ve tüketim alışkanlıklarınızı sorgulamaya başlarsınız.

3. Çiğ beslenmek daha ucuzdur
Çiğ ve organik gıdalar ilk bakışta konvansiyonel gıdaya oranla daha pahalı görünse de her gün ‘gıda’ niyetine satın aldığınız şeylere harcadığınız miktarı hesaplarsanız bu önyargının yanlış olduğunu siz de fark edeceksiniz. Özellikle mevsiminde, doğru sebze ve meyveleri tüketmeyi öğrendikten sonra gıdaya eskisinden daha az para harcadığınızı göreceksiniz.

4. Çiğ beslenme zaman kazandırır
Yemek pişirmeye, ocaktaki yemeğin pişmesini beklemeye zaman harcamadığınız bir dünya düşünün. Tabii ki çiğ besinlerle yaptığınız yemeklerde de belli tarifler uygulayacak ve belli bir zaman ayıracaksınız fakat bu süre yemek pişirmek için gerekenden çok daha kısa olacak.

5. Çiğ gıdaların karbon ayak izi daha düşüktür
İşlenmiş ve paketli gıdalar sofranıza gelene kadar onlarca işleme maruz kalır ve uzun yollar kat ederler. Çiğ ve yerel gıdalar ise bu işlemlerden geçmeden bir tedarikçi aracılığıyla size ulaştıklarından karbon ayak izleri çok daha düşüktür. Depodan depoya, fabrikadan fabrikaya seyahat etmeden doğaya minimum zarar verirler ve sizin bireysel ayak izinizin de küçülmesini sağlarlar.

6. Çiğ gıdalar şişmanlatmaz
Sabahtan akşama kadar kuruyemiş yemediğiniz sürece çiğ beslenerek kolay kolay kilo almazsınız. Çiğ besinler vitamin ve mineraller açısından zengindir ve yağ oranları da düşüktür. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterir ve mevsim meyve ve sebzeleri ile tahıl ve kabuklu yemişleri abartmadan tüketirseniz kilo almazsınız.

Bir sonraki yazımızda çiğ beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenlere yer vereceğiz.