Bill Gates ve Dünyayı İklim Krizinden Kurtarma Planı

Windows 95 yazılımının lansman videosunu seyrederseniz sahnede Steve Ballmer’ın alkış ve yumruk şovlarının gölgesinde ve Mick Jagger’ın ‘Start Me Up’ şarkı sözleri eşliğinde garip dans figürlerini sergileyen büyük gözlüklü, saçıyla aynı renk gömlekli, sürekli gülümseyen heyecan dolu 40 yaşında bir adam göreceksiniz. Windows 95 bu adamı dünyanın en zengin ve en ünlü  insanlarından biri yapacak inanılmaz yolculukta önemli bir dönüm noktasıydı.

Dünyanın gelişmiş gelişmemiş her kıtasında en çok tanınan iş insanı Bill Gates olsa gerek. Bugünkü varlığının USD 129 milyar olduğu tahmin edilen Gates, Microsoft’un günlük yönetimini 2008 yılında bıraktığından beri kendini yatırım dünyasına ve filantropiye adadı. Yakın geçmişte ayrıldığı karısı Melinda ile 2000 yılında kurdukları ve yönettikleri Bill & Melinda Gates Foundation ile dünyanın sağlık, eğitim, teknoloji ve yoksulluk problemleri üzerinde çalışan Gates, örneğin çocuk felci, sıtma, tüberküloz, kızamık, AIDS gibi yoksul ülkelerin bulaşıcı hastalıklarıyla ilgili ciddi finansal destekleri sayesinde dünyamız için gerçekten bir fark yaratabilmiş durumda.

Gates dünyanın büyük problemleri üzerinde çalıştığı son yıllarda iklim krizine de epey kafa yormuş, 2015 Paris Konferansında iki tane önemli iklim projesinin bir nevi lansmanını (danssız) yapmıştı. İlki Mission Innovation (İnovasyon Misyonu) adında 20 hükümetin karbonsuz enerji ar-ge çabalarını beş sene içerisinde ikiye katlama taahhüdüydü. İkincisi ise Breakthrough Energy adında kurduğu enerji ve iklim teknolojilerine odaklanan yatırım şirketiydi. Gates o günden beri Breakthrough ile iklim krizine karşı yeni teknolojilere USD 1 milyardan fazla yatırdı.

Gates’in aynı 2015 yılında dünyamız için ciddi bir virütik salgın hastalık pandemisi riski gördüğünü ve ne yazık ki çok hazırlıksız olduğumuzu da anlattığı TED konuşmasını da ilgiyle izleyebilirsiniz.

Bu senenin başlarında yayımladığı İklim Felaketini Nasıl Önleriz (How to Avoid a Climate Disaster) kitabını ben bu yaz Türkiye’de nasıl önleyeceğimizi bilmemize rağmen önleyemediğimiz orman yangınları felaketleri yaşanmaktayken derin duygu ve düşünceler içerisinde okudum. Kitabın en beğendiğim yanı bu iklim krizi dediğimiz karmaşık problemi ana hatlarında kategorilere indirgemesi, her kategorinin önündeki engelleri özetlemesi ve her kategoriyle ilgili hem yatırımcıların, hem politikacıların, hem de bireylerin izlemesi gereken yolları anlatması oldu.

BUNU DA OKU:  Kompost yapımını öğrenmeye hazır mısınız?

Kitap iklim kriziyle ilgili iki tane sayıyı bilmemiz gerektiğiyle başlıyor: ilki 51 milyar, ikincisi sıfır. 51 milyar ton her sene gezegen olarak atmosfere saldığımız karbon ve benzeri gazların toplam miktarı. Sıfır ise ileride ayni ölçüm için iklim felaketi istemiyorsak ulaşmamız gereken miktar.

Gates bütün analizlerini benzer basite indirgenmiş aritmetiklerle destekliyor. Toplamdaki 51 milyar tonu beş kategoriye şöyle bölüyor: yüzde 31 bir şeyler üretirken salınıyor (mesela çimento, çelik, plastik), yüzde 27 fişi prize takarken (elektrik), yüzde 19 bir şeyler yetiştirirken (hayvanlar, bitkiler), yüzde 16 seyahat ederken (uçak, kamyon, araba, gemi) ve son olarak yüzde 7 de kendimizi ısıtmak veya soğutmak için (kalorifer, klima, buzdolabı) salınıyor. Hemen bu hesaplamalarla ilgili bir dipnot: mesela araba yapılırken kullanılan çelik bir şeyler üretme kategorisine giriyor, arabanın yaktığı benzinin emisyonu seyahat kategorisine giriyor.

Probleme böyle bakınca emisyonları azaltmak için hem yatırımcı hem politikacılar için öncelikleri saptamak daha kolay olabiliyor. Mesela Gates Breakthrough şirketiyle sadece senede 500 milyon ton (yani toplamın yaklaşık yüzde biri) gaz emisyonu azaltacak potansiyel gördükleri teknolojilere yatırım yapıyor. 51 milyardan sıfıra inme çabalarımızda insan ırkı olarak sınırlı konulara odaklanabileceğimiz için bu sınırın altında kalan teknolojilerle şu noktada hiç ilgilenmiyor.

Kitabin ana yapısını anladınız. Her bir kategorinin detaylı analizleri, aklınızda tutamayacağınız kadar çok sayı ve istatistik ve çözüm önerileri. Politikacıların ve birey olarak bizlerin neler yapabileceğini de güzel özetlemiş. Ben okuduğumdan beri bir kaç defa referans kitabı olarak geri dönüp baktım. Analizleriyle ilgileniyorsanız kitaba göz atmanız lazım, ama ben detaylarına girmeden kitapla ilgili dikkatimi çeken dört noktayı vurgulamak istiyorum.

Bir: Gates konuya gelişmekte olan ülkelerle ilgili hassas ve tecrübeli yaklaşıyor. Hiç bir gelişmekte olan ülkeye hava çok sıcak olmasına rağmen artık klima almamasını veya mum ışığında akşamları ödev yapan öğrencilerine artık kömürden üretilmiş elektrik kullanamayacağını söylemenin adil olmadığını hatırlatıyor. Hatta kitapta genel olarak gezegenimizde enerji kullanımının azalması değil artmasının ve dünyanın gelişmeye devam etmesinin çok iyi bir şey olduğunu vurguluyor. Bazı başka iklim kitaplarının ana fikrine epey aykırı bir bakış açısı bu.

BUNU DA OKU:  İlk kez insan kanında mikroplastiklere rastlandı

İki: kitapta doğa sevgisi veya biyoçeşitlilik neredeyse hiç konuşulmuyor. Gates işinsanı gözlüğüyle emisyon azaltma çözümlerine odaklanmış. Ancak içten içe doğayı ve hayvanları sevdiğini veya ormanların korunmasının mutluluk vereceğini kitapta hissetmeyeceksiniz. Bir bakıma faydalı bu, çünkü problemlere çözüm üretmek için eko-savaşçı olmak gerekmediğini anlatıyor aslında.

Üç: Kitap Yeşil Prim kavramını iyi anlatıyor. Yeşil Prim mesela çevreye çok zararlı olduğunu bildiğimiz bir litre inek sütüne on lira verirken çevre dostu bir litre yulaf sütüne on beş lira vermek anlamına geliyor, aradaki beş lira da Yeşil Prim. Bu primin elektrikli arabalarda veya rüzgar enerjisinde artık sıfıra yakın olduğunu ve bir tarafın teknoloji ile fiyatının düşerken öteki tarafın mesela kanunlarla ile fiyatının artmasıyla her çevre dostu üründe Yeşil Primin sıfıra yaklaşmasının önemini vurguluyor.

Dört: Gates bu zor problemin de teknolojiyle çözülebileceğine tüm kalbiyle inanıyor. Microsoft ile dünyayı dijital devrim ile değiştiren kişilerden biri olduğu için bu inanca neden sahip olduğunu anlayabiliyoruz. Kitabın sonlarına doğru icat edilmesi gereken teknolojiler bölümünde 19 ayrı teknoloji saymış (örneğin karbon emisyonsuz hidrojen, çimento ve çelik üretimi, nükleer füzyon, uzun vadeli büyük ölçekli elektrik depolama vs). Bunların üzerine yeterince ciddi yatırım yapılırsa icat edilebileceklerini ve bu icatların iklim krizine karşı savaşta çok önemli roller oynayacaklarını anlatıyor.

Dünyada kimileri Bill Gates’in 2015’ten beri üzerinde çalıştığı covid’i bizzat yaratıp sonra aşılara koyduğu biyo-çiplerle dünyayı kontrol etmeye çalıştığını konuşadursun, 40 yaşında sahnede dans eden heyecan dolu adam, önünde bizim neslin gördüğü en akla hayale sığmayacak bir kariyer yapacağını, bütün dünyaya bilgisayar kullandıracağını, sonra fakir ülkelerin bulaşıcı hastalık problemiyle başlayan filantropik çalışmalarını takiben gezegenimizin en büyük problemlerinden iklim felaketini önlemeye uğraşacağını bilseydi acaba dans figürleri farklı mı olurdu?

BUNU DA OKU:  Türkiye'de ve dünyada organik tarım

Kapak fotoğrafı: Penguin

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yalın Karadoğan

Doğasever, amatӧr doğal hayat gӧzlemcisi, ara-sıra yazar, Londra’da sivil toplum kuruluşu Turkey Mozaik Foundation kurucularından, private equity yatırımcısı.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Ekoloji, İklim Değişikliği, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Yenilenebilir Enerji
2021’in en prestijli çevre ödülünü alan 5 proje

İklim değişikliğinden, hava kirliliğine, gıda atığından okyanuslardaki yaşama kadar gezegeni onarmayı hedefleyen projeleri seçen ve ödüllendiren Earthshot Prize ödülleri bu

Kapat