Bir tıkla destek olabileceğiniz 5 önemli çevre kampanyası

5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlu olsun. Çevre koruma alanında çalışan kurum ya da bireyler tarafından başlatılan, desteklemek isteyeceğinizi düşündüğümüz 5 kampanyayı listeledik.

TIKLAYIN: Facebook hesabınızla çevre kahramanı olmanın 5 yolu

1 – Türkiye’nin zeytinliklerinin ölüm fermanına hayır! #ZeytinHayattır

Zeytin, kültürümüzün, yemeklerimizin, Ege’nin olmazsa olmazı şimdi bu topraklardan göçüp gitmek üzere. Bölgede en büyük zeytin üreticisi olan Türkiye, kendi elleriyle zeytini öldürmeye kalkıyor.

2006 yılından beri defalarca kez denendiği gibi bu kez de zeytincilik ve doğa katledilmek isteniyor. Meclis’e getirilen yasa tasarısı onaylanırsa, ne sofralarda zeytin eskisi gibi olacak, ne de zeytincilik… Barışın sembolü Anadolu topraklarından sökülüp atılacak!
Şimdi, bu kampanyayı imzalayarak yetkililerden zeytinliklerden ellerini çekmelerini ve zeytinin ölüm fermanı anlamına gelen yasa tasarısını iptal etmelerini isteme zamanı!

Eğer yasa tasarısı onaylanırsa, zeytinliklerimiz madencilerin, enerji şirketlerinin, yol müteahidlerinin ve inşaat devlerinin arka bahçesi haline gelecek. Bugün hepimizi besleyen, yüzlerce aileyi doyuran topraklar birer şantiye, zehir depolama sahası olacak.
Yeni yasa, zeytinlikleri bu faciaya açmakla kalmıyor, zeytinliğin tanımını toptan değiştiriyor.
Hep beraber harekete geçerek zeytinlikleri kurtarabilir, tüm Türkiye’nin bu konudan haberdar olup kenetlenmesini sağlayabiliriz. Lütfen kampanyayı imzala, paylaş, duymayan kalmasın.
Umutla,
Aydın Şensal

Kampanyayı imzalamak için buraya tıklayın.

2 – Turnalar hep uçsun

Dünyada 15 türü bulunan turnanın iki türü Türkiye’de yaşamaktadır. Bunlardan birisi Grus grus’tur. 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu’na göre de Orman ve Su İşleri Bakanlığınca Koruma Altına Alınan Yaban Hayvanları listesinde yer alan turnanın avlanması yasaktır. IUCN 2012 Kırmızı Liste’ye göre dünya genelinde ‘Düşük Öncelikli’ ancak Türkiye popülasyonu ‘Tehdit Altında’dır. Turnaların nesli ülkemizde üreme ve yaşam alanlarının olan ıslak çayırların çevresindeki göl ve nehirlerin su rejimine müdahale ve drenaj, kurutma çalışmaları ve alanların tarıma açılması daha büyük tehditlerdir; sulak alanlarda kurutma, kirlilik gibi sorunlar, yasa dışı avcılık ve plansız yapılaşma, insan kullanımları nedeniyle azalmaktadır.

Türün kışladığı önemli alanlar arasında Çukurova Deltası’nda bulunan Yumurtalık, Ağyatan, Akyatan lagünleri, Tuzla Gölü ve bunlara ek olarak Göksu Deltası ön plana çıkmaktadır. Turnaların üreme alanlarındaki güncel durumu düzenli çalışmalarla ortaya koyulurken, kışlama alanlarına dair sağlıklı bilgiye ihtiyaç vardır. Türün kışlama dönemindeki popülasyonu, davranışlarının yanı sıra türe yönelik tehditler hakkında yapılan çalışmalar, Anadolu’da yaşayan turnaların etkili bir şekilde korunması açısından önem taşıyor.

Ülkemizde kışlayan turnaların yüzde 95’i Çukurova Deltası’nda barınıyor. Türün önemli kışlama alanlarından biri olan Çukurova Deltası, uluslararası öneme sahip bir sulak alandır. WWF-Türkiye olarak turnanın kışlama alanındaki güncel durumunu ortaya koymayı amaçlayan Turnalar Hep Uçsun Projesi’ni Brisa’nın desteğiyle yürüttük. Çukurova Deltası’nda 2013 ve 2014 kış sezonunda yürütülen çalışmayla türün popülasyonu, davranışları inceleneyip; türe yönelik tehditleri ortaya koyup ve yöre halkının farkındalık çalışmalarını gerçekleştirdik. Projede elde edilen bilgiler, türün korunması için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların katılımıyla hazırlanan Ulusal Turna Eylem Planı’nın uygulanmasına destek oluyor.
WWF Türkiye

BUNU DA OKU:  Belçika'da iklim krizine karşı bahçe sokaklar projesi başlıyor

Kampanyaya destek olmak için buraya tıklayın.

3 – Soframıza GDO sızdıran markaları açıklayın

Soframıza GDO’lu gıdalar sızdırılıyor. Oysa Türkiye’de GDO’lu gıdalar yasak. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, yapılan denetimlerde GDO’lu gıda ürünleri yakalandığını açıkladı ancak marka adı vermedi. Hep birlikte, bir an önce bu şirket ve markaların açıklamasını talep edelim. Sofraya içimiz rahat oturalım.

20 Mart 2017’de Gıda Tarım Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 2016-2017 yıllarında yurt içinde yapılan 660 GDO denetimin 7’sinde GDO’lu soya kıyması tespit edildiğini ve ilgililer hakkında yasal işlem yapıldığını açıkladı. Üç gün sonra, Bakan Çelik, Adana’da ekmek katkı maddesi üreten bir şirketin ürünlerinde GDO tespit edildiğini ve yasal işlem başlatıldığını açıkladı.
Ancak bakanlık bu 7 GDO’lu soya kıyması ve GDO’lu ekmek katkı maddesinin isimlerini açıklamıyor.

Biz, çocuğuna köfte yediren anne, bu katkı maddesinden ekmek yapıp satan fırıncı, ekmeği üç öğün sofrasından eksik etmeyen tüketiciler olarak bilgi edinme hakkımızı kullanıyoruz. Hangi şirketler, hangi markalarda GDO kullandı? Gıda Tarım Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in bir an önce açıklamasını talep ediyoruz.
Ayşe Bereket

Kampanyayı imzalamak için burayı tıklayın.

4 – Geleceğimizin kömür olmasına izin verme

Bilim insanları, Artvin’in Cerattepe ve Genya Dağı bölgelerinin “korunması gerekli ekosistem değerlerine” sahip olduğunu belirtiyor. Ülkemizin de imzaladığı BERN ve CITES gibi uluslararası anlaşmalar tarafından da bu özellikler açıkça belirtildi ve koruma altına alındı.
Bu nedenle de, farklı koruma statülerine sahip olan Kafkasör Turizm Merkezi, Kent Parkı, Hatila Vadisi Milli Parkı ve Çoruh Nehri Vadisi gibi alanlar söz konusu bu ruhsat alanının sınırları içerisinde yer alıyor veya yakın çevresinde bulunuyor. Tüm ruhsat alanı ile beraber bu alanlar, aslında, dünyanın biyolojik çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli 34 Karasal Ekolojik Bölgesi’nden biri olan Kafkasya SıcakNoktası içerisinde yer alıyor. Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemine de yine burada rastlanıyor. Madencilik faaliyetleri başladığı takdirde bölge ne yazık ki bu özelliklerini kısa sürede kaybedecek.

BUNU DA OKU:  Sokaklardaki çöpler uzaydan mı geliyor?

Artvin Cerattepe’de halk, sivil toplum örgütleriyle birlikte ormanlarını, toprağını, suyunu ve havasını, kısaca yaşama alanlarını korumak için mücadele ediyor. Ilıman kuşak ormanları ile Dünya üzerinde korumada öncelikli 200 Ekolojik Bölgeden birini ortadan kaldıracak madencilik faaliyetlerinin iptal edilmesine yönelik bu mücadele 20 yıldan uzun süredir devam ediyor.

İlk kez 1992’de Kanadalı bir şirkete maden çıkarma ruhsatı verildi. Halkın itirazı üzerine bu şirket maden ruhsatını 2002’de başka bir Kanadalı şirkete devretti. 2005’te Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde açılan dava sonucunda 2008 yılında bu ruhsat iptal edildi ve iptal kararı Danıştay tarafından da 2009 yılında onaylandı. Ancak, hukuksal olarak bu eşsiz doğa alanlarında madencilik yapılamaz kararına rağmen aynı alanlar, 2011’de ihale aracılığıyla ruhsatlandırılacağı duyurulan 1343 adet maden alanı listesine tekrar alındı.

2012’deki ihalede ÖZALTIN İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından alınan ruhsat alanının işletilmesi konusunda ihale sürecinde zaten ortak hareket ettikleri CENGİZ Holding’e ait Eti Bakır A.Ş. ile bir anlaşma sağlandı. Firmanın hazırlattığı ÇED raporu hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kabul edildi.

Yine Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde ama bu defa çeşitli yerel ve ulusal STK’lar, bazı kuruluşlar ve kişilerden oluşan yaklaşık 283 davacı tarafından 2014 yılında ÇED raporunun iptali için dava açıldı. İlgili mahkeme “bu projenin hayata geçmesi durumunda Artvin’in yaşam alanı olmaktan çıkacağını” gerekçe göstererek 2015 yılının Ocak ayında ÇED olumlu kararını iptal etti. Ancak şirket Cerattepe için mahkemelerin verdiği iki iptal kararını hiçe sayarak, bu defa 2009/7 sayılı bir genelgeye dayanarak, 3 yıl içerisinde üçüncü defa ÇED Raporu hazırlattı ve ne yazık ki bunu da kısa sürede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na onaylattı.

Artvin halkının ve doğa savunucularının bu girişime karşı da mücadelesi son günlerde basın ve sanal ortamda da görüldüğü üzere bütün gücüyle devam ediyor.

Tüm kamuoyunu Artvin halkı ve doğa savunucularına destek vermeye davet ediyoruz. Artvin’in Cerattepe mevkii ile Genya Dağı’nda planlanan madencilik faaliyetlerinin durdurulması ve doğa katliamına son verilmesi için imzanızı ekleyin, kampanyaya destek verin.
Yeşil Artvin Derneği
Kampanyayı imzalamak için burayı tıklayın.

5 – Kadıköy’deki tarihî tren istasyonları müze ve kültür merkezi olsun

Kadıköy’ün tarihi tren istasyonlarının Yüksek Hızlı Tren ve Marmaray çalışması kapsamında atıl duruma düştükten sonra nasıl değerlendirileceği halen muğlâklığını koruyor.

BUNU DA OKU:  Neden kompost?

Yazılı ve görsel medyada ve sosyal medya ağlarında başta Göztepe olmak üzere Kızıltoprak, Feneryolu, Erenköy, Suadiye ve Bostancı istasyonlarının yıkılacağına dair haberlerin yansımasının ardından Kadıköy Belediyesi olarak harekete geçtik. İlgili istasyonların tarihi ve kültürel varlıklarının korunması ve müze-kültür merkezleri olarak değerlendirilmesi talebimizi yineliyoruz.

DLH Marmaray Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen hızlı tren hattı çalışmaları kapsamında işlevini yitiren Haydarpaşa-Bostancı arasındaki tescilli kültür varlıkları olan 6 tarihi istasyonun yıkılacağına dair yazılı ve görsel medyada pek çok haber çıktı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı haberlerin ardından bir açıklama yaparak istasyonların ve ilgili binaların yıkılmayacağını belirtti. Fakat, istasyonların nasıl değerlendirileceği konusunda her hangi bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmadı.

Tüm İstanbulluların genel talebi ise istasyonların kültürel varlık olarak korunması ve yeniden işlev kazandırılarak bulundukları semtlerin kültürel merkezleri haline gelmesi.

Kadıköy Belediye Başkanı Nuhoğlu konuyla ilgili süreci yakından takip ediyor. Nuhoğlu, ‘Bizim temel amacımız her bölgenin istasyonunun o bölgedeki yurttaşların da görüşü alınarak, bir müze-kültür merkezi hattı haline gelmesidir. Biz de Kadıköy Belediyesi olarak Ulaştırma Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerde bulunarak ve her türlü gelişmeden Kadıköylüleri haberdar ederek bu eserlere sahip çıkacağız” diyerek desteğini gösteriyor.

İstasyonların, “Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 5 Nolu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.10.2010 tarih ve 2864 sayılı kararı ile 240 ada, 1 parseldeki söz konusu eserlerin demiryolu mimarisinin özgün yapılarından olması nedeniyle binalarıyla birlikte “1. Grup Kültür Varlığı” olarak tescillenmiş olması, Kadıköy’ün istasyonlarının dokunulmazlığını güvence altına alıyor.

Ulaştırma Bakanlığı’nın istasyonlar ve yan binaları ile ilgili bir projesinin bulunmaması nedeniyle 4 yıl önce harekete geçmiştik. Kadıköy Belediye Meclisi, 7 Temmuz 2009’da, o dönem meclis üyesi olan yazar-müzeci Sunay Akın’ın önerisiyle hazırlanan, tarihi istasyonların “Kültür Hattı” olarak müze veya kültür merkezine dönüştürülmesi talebimizi Ulaştırma Bakanlığı’na iletmiştik. Bakanlık, istasyonların akıbetinin Marmaray projesinin gidişatına göre belirleneceği gerekçesiyle bu talebimiz reddetmişti. Şu anda, çalışmayı yürüten yüklenici firma, bir açıklama yaparak mevcut istasyonların proje kapsamında korunacağını duyurdu. Proje üzerinde yapılacak değişiklikler konusunda karar mercii olan Bakanlığa talebimizi yinelemek üzere hazırlıklarımızı sürdürüyoruz ve bu hususta sizlerin de desteğini bekliyoruz.

Kadıköylüler olarak hepimizin, tarihi ve kültürel varlıklarımıza sahip çıkma bilincinin verdiği güvenle, Kadıköy’deki tüm eserleri hep beraber aynı duyarlılıkla koruyacağız.
Kadıköy Belediyesi

Kampanyaya destek olmak için burayı tıklayın.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Ekoturizm, Gıda, Gıda Gündemi, Hayvanlar, İklim Değişikliği, Kent, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Mimari, Topluluklar, Yenilenebilir Enerji, Yeşil alanlar
Türkiye’nin Kömür Gerçeği: Kömür Atlası yayımlandı

Kömür Atlası Heinrich Böll Vakfı tarafından Türkiye’den makaleler ile zenginleştirilerek, Türkçe olarak yayımlandı.

Kapat