Çevre konusunda yerimizde sayıyoruz
Geçtiğimiz günlerde Yale Üniversitesi tarafından yayınlanan Environmental Performance Index (Çevresel Perfrmans İndeksi) 2020 sonuçları yayınlandı. 2017’de 99. sıradaymışız ve istedeki yerimizi maalesef koruyoruz. Fotoğraf Kaçkarlar’dan. Havasına, suyuna, toprağına, yaşayan tüm canlılarına sahip çıkmadığımız güzel ülkemizden bir kare.
180 ülke arasında 99. olduğumuz bu listede, araştırmacalar Türkiye’yi Doğu Avrupa’daki ülkeler grubuna koymuşlar. Parçaı olmaktan büyük gurur duyduğumuz G20 ülkeleri arasında Hindistan, Çin ve Endonezya’nın hemen önünde 17. iken, OECD grubunda ve de Doğu Avrupa’daki yerimizde de sonuncuyuz. Listedeki ilk beş ise, sırasıyla Danimarka, Lüksemburg, İsviçre, İngiltere ve Fransa.
Biyoçeşitlilikte 180 ülke arasındaki yerimiz maalesef 175. Sucul kaynaklardan, ormanlara, karada yaşayan türlerin korunmasından balık stoklarına kadar ülkemizde yaşam çeşitli şekillerde tehdit altında.
Bunlara ek olarak bu karanlık tabloya bir de iklim değişikliğini eklememiz gerekiyor. İklim değişikliğindeki yerimiz 96. Kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılayla oranlandığında Türkiye’nin iklim değişikliği indikatörleri oldukça endişe verici. Ülkemizde maalesef seragazı emisyonlarına bakıldığında son yıllarda hiçbir azalma görmüyoruz, hatta bilakis gittikçe artıyor. Bunun birçok sebebi var. Ancak kömürün ülkemizde ne kadar söz sahibi olduğu sera gazı salımlarımıza dair ciddi bir gösterge.
Bu veriler gerek merkezi ve gerek yerel politikalarda çevresel sağlığın öncelendirilmesinin gereğini bir kere daha gözler önüne seriyor. Tabii ki bireylerin ve şirketlerin burada önemli rolleri var. Ancak kanunların ve politik vizyonun, eğer doğru konumlandırılırsa, iyiye doğru değiştirici gücü kanıtlanmış bir gerçek. Tarımda verimin düşmesi ve şehirlerde yaşanan susuzlukla iklim değişikliğini yavaş yavaş günlük hayatlarımızda hissettiriyor. Ayrıca iklim değişikliği insan sağlığını ve gelecek nesilleri nasıl etkilemeye başladığı artık gözler önünde. Umuyoruz 2021’de bu yaşadıklarımız, pandemi ve halkın talepleri doğrultusunda bireylerden kanun yapıcılara kadar herkes bu konuda kendine düşeni yapar.
Yorumlar kapatıldı.