İkinci el giyim akımı moda dünyasını değiştiriyor mu?

İkinci el giyim satışları hızlıca artıyor ve bu moda dünyasındaki sürdürülebilirlik krizini çözmeye yardımcı olabilir! Yeni bir rapora göre, ABD’de ikinci el giyim pazarının önümüzdeki 10 yıl içinde şu ankinden üç kattan fazla bir değere sahip olacağı tahmin ediliyor.  2019 yılında, ikinci el giyim, geleneksel giyim piyasasından 21 kat daha hızlı genişlemiş.

İkinci el giyim pazarı, 2000’lerin başında ortaya çıkan, H&M ve Zara gibi markalar tarafından tanımlanan, ucuz ve tek kullanımlık kıyafetlerle karakterize edilen ‘hızlı Moda’yı (fast fashion) beklemediğimiz bir şekilde değiştiriyor.  Son 20 yılda, hızlı moda akımı, daha fazla kıyafet üreterek, daha hızlı dağıtarak ve tüketicileri düşük fiyatlarla fazla satın almaya teşvik ederek katlanarak büyüdü ve moda sektörünü önemli ölçüde değiştirdi. Hızlı modanın önümüzdeki 10 yıl içinde %20 büyümeye devam etmesi beklenirken, ikinci el alışverişin %185 büyümeye hazırlanıyor. İkinci el giyim trendinin modayı yeniden şekillendirme ve modanın dünya üzerindeki zararlı çevresel etkilerini azaltma potansiyeline sahip olduğu düşünülüyor.

Beklenen değişim

İkinci el giyim pazarı iki ana kategoriden oluşuyor: bit pazarları ve online yeniden satış platformları. Son zamanlarda gördüğümüz artışı büyük ölçüde körükleyen ikincisi yani satış platformları. İkinci el kıyafetler uzun zamandır vintage moda ürünleri olarak görülüyordu. Veya ikinci el dendiğinde akla yıpranmış ve kusurlu eşyalar geliyordu. Fakat son yıllarda bu algı değişti ve şimdi birçok tüketici ikinci el kıyafetleri giyilmemiş kıyafetlerle bir tutuyor. Özellikle genç tüketiciler arasında ikinci el kıyafetler satın almak ve satmak son derece popüler.

Artan tüketici talebi sayesinde, Amerika’da Tradesy ve Poshmark gibi günlük kıyafetlerin takasını kolaylaştıran yeni dijital platformlar  moda  ve e-ticaret sektörünü değiştiriyor.  İkinci el piyasası, lüks markalar için de önemli bir yer oluşturuyor.  The RealReal ve Vestiaire Collective gibi perakendeciler insanların Louis Vuitton, Chanel ve Hermès gibi tasarımcı etiketlerini satın aldığı ve sattığı, kimliği doğrulanmış lüks konsinye için dijital bir pazar sağlıyor. Bu sektörün piyasa değeri 2019 yılında 2 milyar dolara ulaştı. İkinci el giyim trendi, özellikle COVİD-19’un yarattığı ekonomik krizi sırasında, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir bir alternatif olarak pazarda yerini edinmiş durumda.

Tüketiciler daha mı bilinçli?

Uzun süredir tekstil sektörü, çalışanlarının maruz kaldığı kötü çalışma şartları ve ürünlerin satış fiyatlarıyla mukayese edilemeyecek kadar işçilerin düşük kazançlarından dolayı dikkati çekiyordu. Buna ek olarak gerek üretim süreçlerindeki zararlı atıklar, gerekse bir yıldan az kullanıldıktan sonra çöpe giden giyim eşyaları bu sektörü gezegeni kirleten başlıca endüstriler arasına soktu. Moda sektöründe kullanılan hammaddenin %1’inden azı geri dönüştürülerek yeni ürün üretmek için kullanılıyor. Bu da moda sektörü için yıllık 500 milyarlık bir kayıp demek. Moda sektörü, havayolu ve denizcilikten daha fazla karbon emisyonu salımı yapıyor. Ayrıca küresel su kirliliğinin %20si tekstil üretimindeki atık sudan kaynaklanıyor. Hazır giyim üretiminin gezegene etkilerini fark eden tüketiciler, hazır giyim markalarından sürdürülebilirliğe olan bağlılıklarını genişletmelerini talep ediyorlar. İkinci el kıyafetler satın almak, tüketicilerin hızlı moda sistemine karşı geri adım atmalarını sağlayabilir.

BUNU DA OKU:  Tekstilde sürdürülebilir ürünleri norm haline getirmek

İkinci el kıyafetler satın almak, bir ürünün sahip sayısını arttırır ve onun ömrünü uzatır(hızlı moda çağında önemli ölçüde kısaltılmış bir şey). Dünya çapında, son 15 yılda, bir giysinin çöpe atılmadan önce giyilme sayısı ortalama %36 oranında azalmıştır. İkinci el pazarda işlem gören yüksek kaliteli giysiler, daha ucuz hızlı moda ürünlerinin aksine, zaman içinde değerini de korur.  Bu nedenle, yeni bir tane yerine yüksek kaliteli bir ikinci el giysi satın almak teorik olarak çevresel bir kazançtır. Ancak bazı eleştirmenler, ikinci el pazarın aslında ucuz kıyafetlere erişimi kolaylaştırarak aşırı tüketime teşvik ettiğini iddia ediyor.

En son araştırmamız bu olasılığı desteklemektedir.   Poshmark gibi dijital platformları düzenli olarak kullanan genç Amerikalı kadınlarla röportaj yaptık. İkinci el kıyafetlerini hem ucuz mallara hem de normalde karşılayamayacakları şeylere erişmenin bir yolu olarak gördüklerini söylediler. Bunu alternatif bir tüketim modeli veya yeni giysi üretimine bağımlılığı azaltmanın bir yolu olarak görmediler. Tüketici güdüsünden bağımsız olarak, giysilerin yeniden kullanımını arttırmak, moda endüstrisinde yeni bir norma doğru önemli bir adım. Ancak ikinci el piyasasısının sürdürülebilirlik sorunlarını çözme potansiyelini zamanla göreceğiz. 

Bu yazı İngilizce olarak The Conversation’da yayınlanmıştır ve Begüm Olcayto tarafından türkçeye çevirilmiştir.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Begüm Olcayto

Adım Begüm Olcayto. 2001 yılında İstanbul’da doğdum.Şuan 19 yaşındayım. Lise eğitimimi İstanbul Saint Joseph Fransız Lisesi’nde tamamladım.İngilizce, Fransızca ve çok az da İspanyolca biliyorum Uzun yıllar sporla uğraştım. Şu anda Sabancı Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde birinci sınıf öğrencisiyim.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, Genel, Geri Dönüşüm, Moda
Yeşil Mercimekli Vegan Tart

Yeni yılda, lezzetli ve hafif bir ana yemek olarak ya da ana yemeğinizin yanında servis edebileceğiniz doyurucu ve besleyici bir

Kapat