“Çocuklar için farkındalık eğitimi okul müfredatlarında yer almalı”

Son yıllarda çocuklarda artan dikkat bozuklukları, stres ve endişelerle başa çıkmanın belki de en huzurlu yollarından biri bilimsel olarak kanıtlanmış olan farkındalığı artırmak. Söylemesi yapmasından kolay. Sepin İnceer son yıllarda finans dünyasındaki başarılı kariyerinden vazgeçip, çocuklarla farkındalık eğitimleri yapmaya başladı. Bu süreci ve kendi deneyimlerini kendi ağzından dinleyelim.

TIKLAYIN: Ekran karşısında zaman geçirmenin çocuklarda yarattığı 7 bozukluk

unnamed-15
Fotoğraf: Aslı Tür

Ergem Şenyuva: Finans dünyasından farkındalık eğitimlerine uzanan farklı bir yolculuğun var. Bize kısaca bunu anlatır mısın lütfen?
Sepin İnceer: Evet çok iyi bir kariyerim, keyif alarak yaptığım bir işim vardı. Bir yandan 15 senedir yoga yapıyorum, 8 senedir yoga hocasıyım, onca yoga eğitimi, meditasyon eğitimi, inzivalar, kendimi bulmak için bin bir farklı çalışma ile zaten kariyerim dışında başka şeyleri hayatıma ziyadesiyle sokmuştum. Bir nevi ‘ayarım’ şaşmıştı.

Kızım Ela doğduktan sonra da ayar mayar kalmadı diyeyim. Bütün hayatımın şartlanmışlıkları birer birer kuş olup gitti. Benim taa çocukken hep hissettiğim, üniversitede zaman zaman hissettiğim ve bir primal çalışmasında da hatırladığım bir halim vardı, kanatlarım varmış hissi, bu şartlanmışlıklar gidince kanatlarım geri geldi sanki. Sonra bir an geldi, o anda yapabileceğim tek şey işi bırakmaktı. Bırakmak benim için bir seçim değildi yani. Artık geriye baktığımda bunu çok net görüyorum.

Böyle romantik anlattığıma bakma lütfen. Öyle değil çünkü. İnsan kendisiyle uğraşmaya başlayınca çok meşakkatli bir yola giriyor. Benim için bu yol, yoga ve meditasyon pratiğimle seneler önce başladı, çocuğum olunca da kendim için başka bir yolun olmadığını anladım. Bunu anlamam bile bir süreçti, doğumla beraber birden fark ettim diyemem.

Ve bu yol nasıl bir seyir izler onu da bilmiyorum. Ama artık bilmemek benim için çok güzel ve hafif. Ve beni müthiş özgür hissettiriyor.

BUNU DA OKU:  Ekran karşısında fazla zaman geçiren anne ve babalar, çocuklarının davranışlarını etkiliyor

E.Ş.: Günümüz çocuklarının farkındalığa neden ihtiyaçları var?
S.İ.:Farkındalık, şu ana bilinçli olarak dikkatimizi verdiğimizde ortaya çıkan ‘farkında olma’ hali. Tecrübenle bağlantı kurarak, ona maharetli bir şekilde karşılık verme hali.

Çocuklar şu anda yaşıyorlar ama ‘farkında’ olmayabiliyorlar. Bu ikisi arasında fark var. Yani çocuklar için ‘bilinçli olarak dikkati ana vermekle gelen farkında olma hali’ her daim kolay olmayabiliyor.

Sonuçta şu anki hayat şeklimiz sebebiyle kafaları devamlı meşgul, uzun saatler boyunca online kalıyorlar ve çok fazla uyaranla karşı karşıyalar. Bu sebeplerden birçok çocuk için konsantre olmak zor. İyi uyuyabilmek zor. Endişeleri bırakabilmek, rahatlamak ve gevşemek zor. Onlara kendileri, okul, aile ve toplum tarafından devamlı bir şeyler söyleniyor. Ve çoğu kez içine kapanıp hiçbir şey yapmamak, baş etmekten daha kolay geliyor bir çocuğa. Bir de bunlar biz büyükler tarafından da örneklenince çocukların bizden öğrendiği de bunlar oluyor.

E.Ş.: Çocukların farkındalığı kadar, ebeveynlerin, öğretmenlerin de farkındalığı çok önemli. Peki senin bu konudaki gözlemlerin nelerdir?
S.İ.:
Önemli olmaktan da öte, aslında çocuklardaki farkındalık anne-babanın kendi farkındalığıyla başlıyor. Öğretmeninkiyle başlıyor. Çocuklar en çok vakti aileleriyle geçiriyor, okullarında geçiriyor. Yani en çok gözlemledikleri kişiler aileleri ve öğretmenleri. En çok onlardan öğreniyorlar. Bir aile çocuğunu farkındalık eğitimine gönderip kendi farkındalığıyla alakalı hiçbir şey yapmıyorsa bence bunun faydası çok az. Hatta yok. Ama kendi eğitimlerimden görüyorum ki zaten bu konuya ilgisi olan anne baba çocuğunu böyle eğitimlere gönderiyor.

Ya da anne-baba çocuğuna farkındalıkla alakalı şeyleri içselleştirmeden söylüyorsa, çocuk tabii ki söylenen her neyse bunun anne-baba tarafından sahici bir şekilde tecrübelenmeden sadece kitap metni gibi söylendiğini algılıyor. Çocuklar kalpten gelenle kalpten gelmeyeni o kadar net ayırabiliyorlar ki… Bu sebeple de çocuklarla bu ve benzeri konularda çalışan kişilerin kendilerini bir durup dinlemiş olmaları, anlattıkları şeyleri kendilerinin tecrübe etmiş olması ya da tecrübe etmeye hazır olmaları çok çok önemli. Organic intelligence (travma terapisi) hocam Boaz Feldman ‘İnsanları sadece kendi gittiğin yere kadar götürebilirsin’ diyor. Her konuda bu böyle. Farkındalık bilgiden çok şahsi tecrübeye dayandığı için, daha da böyle.

BUNU DA OKU:  Mevsimine göre beslenme takvimi: Sebzeler

unnamed-14

E.Ş.: Çocuklarda farkındalık yaratmak konusuna eğitim kurumları nasıl yaklaşıyorlar?
S.İ.:
Her geçen gün ilgi artıyor. Çok sorulmaya başlandı. Bu gerçekten çok iyi bir haber. En verimli yol, bazı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi farkındalık eğitimlerinin bir ders gibi müfredatın bir parçası olması. O zaman sayıca çok daha fazla çocuğa dokunabiliyorsun. Dokunduğun çocuk sayısının iki katı kadar yetişkine ulaşmış oluyorsun. Birçok öğretmene ulaşmış oluyorsun. Beni bunlar çok heyecanlandırıyor. İnşallah o günleri de görürüm. Benim asıl hayalim bu.

E.Ş.: Çocuğuna farkındalığı öğretmek isteyen ailelere neler tavsiye edersin?
S.İ.: Onlara sadece bir şey tavsiye ederim: kendi farkındalıkları için çaba göstermeleri.

E.Ş.: Farkındalıkla ilgili bilmemiz gereken en önemli üç temel madde nedir?
S.İ.: Bence bu herkes için değişir. ‘İlk üç’, ‘en önemli üç’ gibi şeyler bizim kognitif beynimizin öğrenmek için kullandığı araçlar. Benim bilmem gerekenle senin bilmen gereken farklıdır yani. Bir sırası da yok gibime geliyor.

Farkındalığın üzerinde çalıştığı konulardan bazıları beden farkındalığı, duyguların gelip geçiciliği, yargısızlık, düşüncelerin ‘doğru olmayabileceği’ gerçeği, kendine ve başkalarına şefkat.

E.Ş.: Eğitimlerden unutmadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?
S.İ.: Çocuklarla Farkındalık ve Dikkat Sanatı Eğitimi’min bir meditasyonunda, çocuklar nefeslerini karınlarında hissederlerken, onlara ‘Karnınız bir oda olsaydı, o oda nasıl bir oda olurdu?’ diye sormuştum. Çocuklardan biri ‘Şömineli bir oda’ diye tarif edip, dersin devamında da, ‘Ben de o şöminenin karşısında yatmayı seviyorum.’ diye ekledi. Meditasyonun keyfinin daha güzel bir tarifini hayal edemiyorum. İçimden bunu paylaşmak geldi.

unnamed-16Sepin İnceer kimdir?
sepininceer.com
instagram

Mutlu kadınların ve çocukların dönüşüm yaratacağına inanan bir kadınım. Evliyim; Ela’nın (2011) ve Ali’nin (2016) annesiyim. Üsküdar Amerikan ’95, Boğaziçi İşletme ’99 mezunuyum. İçimdeki çocuğu ve çocuklarla oynamayı çok seviyorum. Eline Snel’in geliştirdiği Çocuklarla Farkındalık Pratiği ve Aletha Solter’in geliştirdiği Farkındalıkla Ebeveynlik eğitmeniyim. Bu konularda çocuklara ve anne – babalara eğitimler veriyorum. Ayrıca yoga ve meditasyon eğitmeniyim; bedenim üzerinden kendimi keşfetmek bana ilham veriyor. Yoga ve meditasyon pratiğim Farkındalıkla Ebeveynlik prensiplerine göre annelik yapabilmemi mümkün kılıyor; buna minnettarım. Yazı yazmayı çok seviyorum; farklı mecralara yazılar yazıyorum, ayrıca bir blog’um ve üzerinde çalıştığım bir ‘resimli çocuk kitabım’ var. Üç yıl sürecek olan Organic Intelligence – Human Empowerment and Resiliency Training (Somatik Deneyimleme -Travma Terapisi) öğrencisiyim.

BUNU DA OKU:  Tire Süt Kooperatifi, sütlerini güneş enerjisi ile soğutacak

2014 sonu itibariyle ortağı olduğum girişim sermayesi fonundan (Turkven Private Equity) ayrıldım ve bugün bazı şirketlerde yönetim kurulu üyesiyim. Çocuklarla farkındalık eğitimleri, ebeveynlik çalışmaları, yazı ve yoga dışında, kadınların hem girişimci hem yatırımcı olarak daha aktif olması için çaba harcayan iki oluşumda yatırımcıyım. Doğana – Doğumda Kadın Hakları Derneği’nin kurucu üyesiyim.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ergem Şenyuva

İstanbul'da doğdum büyüdüm. Hep bu şehri, kültürel ve doğal mirasını koruma derdindeydim. Bir yandan yeşili ve doğayı nasıl gelecek nesillere bırakırız kaygım vardı. 2006 senesinin sonunda hayatımı değiştiren olay oldu ve kızım doğdu. Yaptığım her şeyi sorguladığım ve tekrardan en başa döndüğüm bir dönemden sonra, kurumsal hayata veda ettim. 2009 yılında Al Gore'un iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen Climate Project derneğinin Türkiye temsilcisi oldum. İklim değişikliğini ve yaşadığımız dünyanın nelerle karşı karşıya olduğunu fark ettikçe, elimi taşın altına sokma zamanı geldi diye düşündüm. 2010 yılının sonunda Yeşilist'i kurdum. Bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabileceğimize, hepimizin atabileceği küçük adımlarla büyük şeyler başarabileceğimize inanıyorum.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Çocuk ve Bebek, Eğitim, Sağlık
Nisan ayı sebze ve meyveleri

Kış mevsimini geride bırakıp baharı karşıladığımız bu geçiş döneminde raflarda görmeye başlayacağımız nisan ayı sebze ve meyvelerini derledik.

Kapat