Dikkat: Hava kirliliği tehlike bölgesinde yaşıyor olabilirsiniz

Haftalarca yemeksiz, günlerce de susuz kalmaya dayanabiliriz. Ancak yokluğunda birkaç dakikadan fazla hayatta kalmamıza izin vermeyecek bir şey var. O da havadır. Fakat soluduğumuz havanın kalitesi üzerine hiç derin düşünüyor muyuz? Organik gıda veya normal gıda seçimlerinde saatler harcayabiliyoruz. ‘’Nasıl daha genç görünebilirim?’’, ‘’Nasıl daha sağlıklı ve daha uzun yaşarım?’’ sorularının cevaplarını bulmak için, bu konularda ne bulursak okuyoruz ya da bu konular üzerine saatlerce araştırma yapabiliyoruz. Bunlara uzun uzadıya kafa yorabiliyoruz. Fakat bir şeyi gözden kaçırıyoruz, kötü hava kalitesi iyi veya normal durumdaki sağlımızı ve uzun yaşama imkânımızı biz farkında olmadan elimizden alabilir.

TIKLAYIN: Hava kirliliği Türkiye’de 32.000 erken ölüme yol açıyor

Her gün, nefes aldığımız zaman havanın temel bileşenleri ile birlikte küçük kirletici partiküller de akciğerlerimize giriyorlar ve kan akışımıza katılıyorlar. Havaalanlarına, enerji santrallerine, kara yollarına veya kirliliğin oluşabileceği herhangi bir yere yakın bölgelerde yaşayan insanlar, soluduğumuz hava içerisine karışmış bu partikülleri ve sağlığa zararlı diğer bileşenleri, hava kalitesi daha iyi olan yerlerde yaşayan insanlara nazaran daha fazla bünyelerine alıyorlar. Uzmanlar ve yaptıkları araştırmalar, hava kalitesinin düşük olduğu, bu bölgelerde yaşayan insanlarda, havası temiz yerlerde yaşayan insanlarla kıyaslama yaptıklarında Alzheimer, astım, kanser gibi rahatsızlıkların daha fazla görüldüğünü ortaya koyuyorlar.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, aslında dünya nüfusunun yaklaşık %92’si sağlıksız hava soluyarak yaşıyor ve bu durum yıllık 6,5 milyon kişinin ölümü ile sonuçlanıyor. Bu da demek oluyor ki, dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu temel hava kalitesinin sağlanamadığı bölgelerde ikamet ediyor.

Weatherbug sitesi üzerinden, Türkiye için, yalnızca sanayinin olduğu Gebze bölgesine ve trafik akışının yoğun olduğu İstanbul merkez bölgesine baktığınız zaman, düşük hava kalitesi ile bölgedeki insan faaliyetleri arasındaki bir bağlantı olduğunu fark etmemek mümkün değil.

Temiz ulaşımın olmadığı, sürdürülebilir ve temiz üretimin yapılmadığı bölgelerde, atık azaltma konusunda yaygınlaştırma çabalarında da eksiklik olması nedeniyle hava kalitesinin ne kadar düşük bir duruma geldiğini, Weatherbug üzerinden inceleme yaptığımız zaman görebiliyoruz.

İnsan sağlığını, düşük hava kalitesi ile tehdit eden bölgeleri sınıflandırdık. Bu bölgelerden birinde ikamet ediyorsanız, taşınmak yerine, yerel yönetimleri durumu değiştirmeleri için teşvik etmelisiniz. Böylelikle hem gezegene, hem kendinize hem de bölgede yaşayan diğer insanlara katkınız olabilir.

Bu bölgeleri sınıflandırırsak; 

#1 Otoyollar

Arabalar trafikte yol aldıkları sırada, çeşitli kimyasal bileşenlerin havaya karışmasına neden olurlar. Bu bileşenler, CO, benzen, çeşitli toksik partiküller, CO2 vb. olabilir. Trafik yoğunluğunun olduğu bölgelerde, emisyon çıkışı daha da yoğun olacaktır. Böyle bir durum, yaşadığınız bölgenin hava kalitesini düşürür ve bu bölgeyi sağlık açısından riskli bir bölge haline getirir.

Hava kirliliğine maruziyet sonucunda meydana gelen sağlık problemlerinden biri de kalp rahatsızlıklarıdır.  Araştırmacılar, kara yollarının  400-500 metre yakınında ikamet eden kişilerin, kanlarında, kara yollarına  yaklaşık 800 metre daha uzak yaşayan kişilere nazaran iki kattan daha fazla miktarda C-reaktif protein olduğunu buldular. Bu proteinin daha yüksek miktarları kalp krizi riskinin bir göstergesi olarak bilinmektedir.

#2 Havaalanları

Bildiğimiz üzere, uçaklar da fosil yakıt tüketiyor. Fosil yakıt tüketimi sonucunda ortaya çıkan emisyonlar da insan sağlığını tehdit ediyor demiştik. Araştırmalara göre, akciğer tahribatına neden olan nitrojen oksitlerin (NOx) emisyon miktarları, 1990’dan bu yana iki katına çıkmıştır ve 2035 yılına kadar %43 artması beklenmektedir.

Bunun yanında; hava alanlarının yerleşim bölgelerine yakın inşa edilmesi veya hava alanları etrafına bireylerin yaşaması için binaların inşa edilmesi, vakitsiz gürültüye maruziyet neticesinde de kişilerin ruhsal sağlığını da bozmaktadır.

#3 Enerji santralleri

Toplumların kalkınmasında ve ekonomide enerji çok önemli bir rol oynamaktadır. Fakat enerji toplumlara refah sağlıyor olsa bile kirliliğe, küresel ısınmaya da katkı sağlamaktadır ve bu nedenle sunduğu refah aynı zamanda risk oluşturabilmektedir.

Üretim kaynağı olarak fosil yakıtı kullanan enerji üretim tesisleri, filtrelemenin de uygun olmaması durumunda havaya insan sağlığını tehdit eden bileşenlerin karışmasına neden olmaktadır.

Bu nedenle enerjinin üretiminde sürdürülebilir ve temiz yöntemleri tercih etmek hem çevre hem de insan açısından faydalıdır.

Sürdürülebilirliği ve temiz üretimi göz önünde bulundurmayan üretim tesisleri, bulundukları çevre ile bu çevrenin insanlarının sağlığı açısından tehdit oluşturur.

#4 Endüstriyel bölgeler

Hava kirliliğinin gittikçe büyüyen bir problem haline gelmesinin bir nedeni de sanayileşme ve kentsel büyümedir. Endüstriyel süreçlerin başlıca hava kirliliği kaynağı olmasının nedenleri arasında, bu süreçlerin temiz üretim teknolojileriyle gerçekleşmemesi, sürdürülebilir olmaması, faaliyetini fosil yakıt kullanımı ile sürdürmesi, filtrelenmeden emisyon salınımı gerçekleştirmesi sayılabilir.

Endüstriden kaynaklanan hava kirliliği, yukarıda belirtilen sağlık sorunlarına neden olmakta, özellikle de insanların solunum sistemine zarar vermektedir. Fakat buradaki en önemli husus, endüstriyel kaynaklı hava kirliliğinin sınırlarının olmamasıdır. Endüstriyel faaliyetler sonucunda meydana gelen kirleticiler çeşitli faktörlerle taşınabilir. Yine de bu bölgeye yakın yaşayan bireyler, endüstrilerin kirletmediği bölgelerde yaşayan kişilere nazaran, kirliliğe daha fazla maruz kalmaktadır.

Kaynaklar:

WHO
Weatherbug
Boston Üniversitesi
The Guardian

BUNU DA OKU:  Haritadan silinenler 31-40
Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayşegül Yalvaç

Deniz kirliliği ve çevre teknolojileri konusunda çalışan bir çevre mühendisi. Çevre, bilim, sürdürülebilirlik konularında yazmanın yanı sıra doğa üstü ve fantastik öyküler uydurmayı seviyor. Profesyonel bir hayalperest ve dünyayı değiştirmenin peşinde.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Genel
Kölelik hala devam ediyor: Modern kölelerin sayısı dünyada 40 milyonu, Türkiye’de ise 500 bini geçmiş durumda

Modern köleliği ele alan raporunda Küresel Kölelik Endeksi dünyada 40,3 milyon modern köle olduğunu öne sürdü. Rapor bu sayının gelişmiş

Kapat