Hava kötü ama içim rahat
Yılın 15. etsiz pazartesisinden merhaba. Güneşe doyduğumuz son bir haftanın üzerine dün akşam şimşekler çakmaya başlayınca moraller biraz bozuldu doğal olarak. Üzerine pazartesi pazartesi kasvetli bulutlar ve dinmek binmeyen yağmura da uyanınca pazartesi sendromu tüm şehrin üzerine çöktü.
Twitter’da birkaç kişi bugünü, hem yağmurlu hem de pazartesi olması nedeniyle hem çirkin hem de dırdır eden sevgiliye benzetmiş, hak vermeden geçemedim. Yine de günü lanetleyip, geçip gitmesini beklemektense, bugün et yemeyip, dünyanın otomotiv sektöründen sonra en büyük ikinci çevre kirliliği sebebi olan et üretimini desteklemeyerek bir parça iyi hissedebiliriz. Böylece ‘hava kötü ama ben iyiyim, vicdanım rahat’ deyip devam edebiliriz. Birden nereden mi aklıma geldi? Et yememek her pazartesi aklımda ama Le Pain Quotidien‘in biraz önce gönderdiği e-posta tuz biber oldu.
Restoran zincirinin bu hafta öne çıkan lezzetlerinin arasında Sebzeli Tartine var. Hava böyle kötü, Le Pain Quotidien uzak olmasa üşenmez gider, yer, ofise geri gelirdim ama olmadı. Yanında, yakınında Le Pain Quotidien bulunanlar için söylüyorum: Tamamen organik tahıllı ekmeğin üzerine ızgara patlıcan, biber ve domates olsa şimdi, fena olmaz mıydı? Neyse, haftaya artık…