İklim değişikliği hakkında her şey – Bölüm:7

İklim finansmanı

İklim finansı için yapılmış standart bir tanım yoktur. Çünkü hangi finansmanın iklim finansmanı olarak kabul edildiğine dair pek çok sayıda görüş vardır. Geniş bir yorum getirerek, iklim finansmanını tanımlayacak olursak, sera gazı emisyonlarını azaltan veya toplumların iklim değişikliğine uyum sağlamasına yardımcı olan faaliyetlere yönelik finans akışını ifade ettiğini söyleyebiliriz.

Bu tanımın yanı sıra, iklim finansmanı terimi, iklim değişikliğinin azaltılması ve/veya adaptasyon faaliyetlerinde kullanılması için gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere gerçekleşen finansal akışları tanımlar ve buna uluslararası iklim finansmanı da denilebilir.

Gelişmekte olan ülkelerde uluslararası iklim finansmanı ihtiyacı

Gerçekleştirilen azaltma faaliyetleri, küresel ısınma seviyesine, endüstriyel devrim öncesine kıyasla 2 derece ile sınırlasa bile, gelişmekte olan ülkeler yine de iklim değişikliğinin etkilerinden mağdur olacaklardır. Özellikle deniz seviyelerindeki değişimler, değişiklik ve tutarsızlık gösteren yağış miktarları ve sert hava koşulları en hassas bölgelerde olumsuz etkiler doğuracaktır. Bu nedenle özellikle gelişmekte olan ülkelerin, azaltım ve uyum sağlama faaliyetleri için finansman ihtiyacı vardır.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi ile gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere kaynak, finans ve teknoloji akışı sağlamak için mekanizmalar geliştirmiştir. 2009, Kopenhag Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği konferansında, gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğini azaltım faaliyetlerinde ve iklim değişikliğine uyum sağlama amaçlı yatırımlarında kullanması için 2020 yılına kadar her yıl kolektif olarak 100 milyon dolar yardım sağlama taahhüdünde bulunmuştur. Gerekli iklim finansmanı ölçeği yüksek olmasına rağmen, Stern Review (1) gibi çalışmalar, eylemsizliğin maliyetinin daha da yüksek olacağını göstermiştir.

İklim harcamaları olarak kabul edilen uluslararası kabul görmüş bir tanım olmadan, gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut yatırımları ve finansman ihtiyaçlarını belirlemek zordur. Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne göre, gelişmiş ülke hükümetleri tarafından 2011 yılında gelişmekte olan ülkelere sağlanan iklim finansmanı 10-20 milyar aralığındaydı.

BUNU DA OKU:  Derin Deniz Madenciliğinin Bulanık Dünyası

Ulusal iklim finansmanı

Birçok ülke, harcamaları iklim yatırımları şeklinde adlandırmıyor olsa bile, ulusal bütçelerini kullanarak iklim değişikliğine uyum sağlama ve sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda yatırımlar yapmaktadır. Örneğin, Türkiye için, raylı sistemlerin varış noktalarının uzatılması, metrobüs hattının (her ne kadar nüfus projeksiyonu verimli sonuç vermemiş olsa da) alternatif olarak getirilmesi, iklim değişikliği etkileri azaltımı açısından katkı sağlamış projelerdir.

İklim finansmanı hazırlığının önemli bir unsuru, dış kaynak kullanımını, ulusal kalkınma öncelikleriyle tam olarak bütünleşik bir şekilde gerçekleştirmek ve bunun yanında iç kaynak kullanımını en etkin şekilde sağlamayı göz önünde bulundurmaktır. Bu nedenle, iklim değişikliği ile mücadele konusunda iç ve dış kaynakları yönetirken çok kapsamlı ve geniş bakış açısı olan yaklaşımlar önemlidir. Böylece iklim finansmanının kullanılması ve yönetilmesi için politikalar gerekmektedir.

Ulusal hükümetler, halkın iklim değişikliği konusundaki farkındalığını artırmak için bir teşvik olarak çeşitli araçlarla gelirleri artırabilirler. Bunlar, iklim değişikliğine neden olabilecek tüketimler ile ilişkilendirilmiş kullanıcı vergileri ve karbon vergisi gibi özel vergileri içerir. Bu araçlar “Kirleten öder.” ilkesinden esinlenir. Bu, üreticilerin veya tüketicilerin bir kirletici (örneğin, sera gazı emisyonları) oluşturulmasından sorumlu oldukları noktada finansal bir bedel ödemesi anlamına gelir.

İklim değişikliği konularını ulusal bütçe sürecine entegre etmenin bir yolu, elde mevcut olan kaynakları (yani, bir devletin kaynaklarını) spesifik, yeni iklim değişikliği girişimlerine yönlendirmek, bu yönde bir kaynak akışı sağlamaktır.

İklim değişikliği, etkisini her gün daha fazla hissettiğimiz ve tecrübe ettiğimiz bir sorun olduğu için; genel olarak bu konuda uygulanan mevcut politikaların ve bu sorunun önüne geçmek için yapılan harcamaların, iklim değişikliği ile mücadele konusunda nasıl etki gösterdiğini ulusal seviyede anlamak zorlaşır. Bu nedenle mevcut politika önceliklerinin ve stratejilerinin iklim değişikliği ile ilgili bir değerlendirmesini; düzenlemelerin gözden geçirilmesi ile harcamaların ve bu harcamaların iklim değişikliği ile ilgisinin incelenmesini gerektirir.

BUNU DA OKU:  Paris Anlaşması bugün yürürlüğe girdi ama Türkiye'nin hâlâ onaylaması bekleniyor

Uluslararası iklim değişikliği finansmanı

Uluslararası iklim finansı yapılandırılmasında önemli bir unsur, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) kapsamında oluşturulan mekanizmalardır.

UNFCCC, gelişmekte olan ülkelere finansal kaynak akışını kolaylaştırmak amacıyla Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından işletilen bir finansal mekanizma kurmuştur. Taraflar, finansal mekanizmanın hareketlerini “iklim değişikliği politikaları, programın öncelikleri ve fon yönlendirme için seçilebilirlik kriterleri” gibi önemli hususlara karar vererek Taraflar Konferansı (COP) aracılığıyla bu kararları yönlendirirler. 2010 yılında gerçekleştirilen COP16 esnasında, taraflar, COP’un fonksiyonlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olması amacıyla Daimi Finans Komitesi kurmaya karar vermiştir. Adaptasyon Fonu, özellikle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı hassas olan gelişmekte olan ülkelerdeki somut uyum projelerini ve programlarını finanse etmek için Kyoto Protokolü kapsamında 2001 yılında kurulmuştur. Küresel Çevre fonlarına genellikle Küresel Çevre Fonu Uygulama Ajansları tarafından erişilebilmesine rağmen, Adaptasyon Fonu’na gelişmekte olan ülkelerde doğrudan Ulusal Uygulama/Yürütme Kuruluşları tarafından erişim mümkündür.

Yeşil İklim Fonu (GCF) ise, 2010 yılında COP 16’da UNFCCC finansal mekanizmasının uygulama oluşumu olarak kurulmuştur.

İklim finansmanına, doğrudan uluslararası akredite bir kurumdan ya da dolaylı olarak bir uygulama ajansı aracılığıyla erişilebilmektedir.

Kısacası, iklim ile ilgili faaliyetler için ek finansman ihtiyacı vardır. Bir ulusal hükümet, özel yatırımları iklim ile ilgili faaliyetlere yönlendirmek için teşvikler sağlayabilir. Kamu ya da özel finansmanı yönlendiren çok sayıda uluslararası iklim finansmanı akışı vardır.

Kaynaklar:

Nicholas Stern (2006). Stern Review on the Economics of Climate Change
World Resources Institute
Climate Policy Initiative
CDDE Working Paper (2011). Climate Fiscal Frameworks
CDDE Working Paper (2011). Climate Fiscal Frameworks
UNDP (2011). Catalysing Climate Finance
UNDP, CDDE and ODI (2012) . Climate Public Expenditure and Institutional Review (CPEIR)

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayşegül Yalvaç

Deniz kirliliği ve çevre teknolojileri konusunda çalışan bir çevre mühendisi. Çevre, bilim, sürdürülebilirlik konularında yazmanın yanı sıra doğa üstü ve fantastik öyküler uydurmayı seviyor. Profesyonel bir hayalperest ve dünyayı değiştirmenin peşinde.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Ekoloji, İklim Değişikliği, Yenilenebilir Enerji
Bol ödüllü çocuk filmi Bahçe artık online olarak izlenebiliyor

Yönetmen İdil Ar Uçaner'in Berat İlk'in prodüktörlüğü ve Cemal Erez'in mentörlüğüyle yola çıkan, bugüne kadar ulusal ve uluslararası 50'yi aşkın festivalde...

Kapat