İnsanlığın geleceği için bir mağarada 40 gün 40 gece geçirir misiniz?

40 gün tüm dünyayla ilişkinizi kesip bir mağarada kalabilir misiniz? Fransa’da 15 gönüllü bilimsel bir araştırmanın parçası olarak 40 gün 40 gece ışıksız, saatsiz, her türlü cep telefonu ve teknolojik gereçten uzak olarak yaşadılar. Geçtiğimiz cumartesi biten bu proje insanlığın karşısına çıkabilecek olası senaryolara ışık tutmayı hedefliyor.

Covid-19’la yaşadığımız olağanüstü şartlardan esinlenerek tasarlanmış olan Deep Time projesi, saatlerin, gün ışığının ve dış iletişimin yokluğunun zaman duygusunu nasıl etkileyeceğini görmek için yapılan bir deney.

Geçtiğimiz cumartesi , soluk yüzlerinde kocaman gülümsemelerle, Lombrives mağarasındaki gönüllü izolasyonlarından çıkan ve karanlıkta uzun süre kaldıktan sonra gözlerini korumak için özel gözlükler takan gönüllüler ışığın tadını çıkardılar.

Deneye katılan yedi kadından biri olan Marina Lançon, “Zamanı durdurmak gibiydi,” dedi. Herhangi bir şey yapmak için acele etmediğini ve mağarada birkaç gün daha kalmayı dilediğini söyledi, ancak rüzgarı hissettiği ve tekrar kuş cıvıltıları duyduğu için mutlu olduğunu söyledi. Lançon, akıllı telefonuna birkaç gün daha bakmayı planlamadığını ve gerçek hayata dönüşten kaçınmayı umduğunu söyledi. Deep Time projesinin bir parçası olarak grup mağarada 40 gün 40 gece kaldı. Doğal ışığın olmadığı ortamda, sıcaklık 10 ° C ve nem% 100’dü. Dış dünyayla hiçbir iletişimleri, salgınla ilgili güncellemeleri ya da arkadaşları ya da aileleri ile herhangi bir iletişimleri yoktu. 27-50 yaş arasında 7 kadın ve 8 erkekten ulaşan 15 gönüllüden oluşan grup aynı zamanda farklı meslek gruplarına mensuplar.

İnsan Uyum Enstitüsü’ndeki (Human Adaptation İnstitute) tarafından tasarlanan 1.2 milyon euroluk projeye liderlik eden biliminsanları, deneyin insanların yaşam koşullarındaki ve ortamlardaki sert değişikliklere nasıl uyum sağladığını daha iyi anlamalarına yardımcı olacağını söylüyor.

40. günün sonunda beklendiği gibi mağaradakiler zaman duygusunu yitirdiler. Proje direktörü olan Christian Clot, 40. günün sonuna gelip dışarı çıktıklarında, sanki sadece 30 gün geçmiş gibi hissettiklerini belirtti. Matematik öğretmeni ve yelken eğitmeni olan Johan Francois, formda kalmak için mağarada 10.000 metrelik daireler çizdi. Mağarada kaldığı sürede bazı anlar içgüdüsel olarak çıkmak istediğini söyledi. Hiçbir günlük zorunluluk olmadığı için tamamıyla anı yaşayabildiklerini ekledi.

BUNU DA OKU:  Asmalımescit'te rengârenk bir oluşum: Bitti Gitti

Bilim adamları, Fransa ve İsviçre’deki laboratuvarlarla ortaklaşa, 15 ekip üyesinin uyku düzenini, sosyal etkileşimlerini ve davranışsal tepkilerini sensörler aracılığıyla izledi. Sensörlerden biri, katılımcıların hap gibi yuttukları bir kapsülün içindeki minik bir termometreydi. Katılımcıların vücut ısıları ölçüldü ve veriler bir bilgisayara aktarıldı.

Ekip üyeleri ne zaman uyanacaklarını, uyuyacaklarını ve yemek yiyeceklerini bilmek için biyolojik saatlerini takip ettiler. Günlerini saat olarak değil uyku döngülerinde saydılar. Proje direktörü Clot daha önce mağaranın içinden bir kayıtta, “Bu grubun kendilerini nasıl senkronize ettiğini gözlemlemek gerçekten ilginç,” dedi. Clot, saat olmadığı için mağarada yaptıkları projeler öncesi toplantılar için zaman belirleyememenin ve görevleri organize edememenin özellikle zorlayıcı olduğunu söyledi.

Araştırmaya katılan kronobiyolog Benoit Mauvieux, katılımcıların üçte ikisinin kaldıkları süre boyunca başlatılan grup projelerini bitirmek için biraz daha yeraltında kalma arzusunu dile getirdiklerini söyledi. Mağaradan çıktıktan sonra, “Bu gezegendeki insanlar olarak geleceğimiz değişecek” dedi. “Durum ne olursa olsun, beynimizin nasıl yeni çözümler bulabildiğini daha iyi anlamalıyız.”

Kaynak: Guardian Gazetesi

Proje sayfası: Deep Time

Bu yazıda kullanılan tüm fotoğraflar DeepTime proje sayfasından alınmıştır.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Hayat, Topluluklar
Hayvanlar üzerinde deney yapMAyan 699 kozmetik markası ve hayvan deneyi yapılmadığını gösteren sertifikasyonlar

Geçtiğimiz günlerde Ralph'i Kurtarın adlı kısa film hayvanlar üzerinde yapılan deneylere tekrardan dikkat çekti. "Humane Society International" tarafından yayınlanan ve

Kapat