Şehrin içindeki doğa okuluyla tanışın

Günlük yaşamında doğayla iç içe olmak, doğayı oyunlarına dahil etmek isteyenlere çok güzel bir haberimiz var. Burcu Arık ve Banu Binbaşaran’ın kurduğu Doğa Oyunları Evi; ağaç, kuş, kelebek ve böcek okulu ve orman banyosu gibi birbirinden şahane etkinlikleri İstanbul’a getiriyor. Hem çocuklar hem de yetişkinler için doğa gözlemleri ve oyunlar düzenleyen doğa okulunun kurucusu Burcu Arık’la Doğa Oyunları Evi’nin hikayesini, düzenledikleri rengarenk etkinlikleri, şehirdeki yeşil kaçış destinasyonlarını ve şehirde doğa dostu çocuk yetiştirmeyi konuştuk.

scienceenat

Deniz Aytekin: Hem sizi hem de Doğa Oyunları Evi’ni beraber kurduğunuz Banu Hanım’ı Doğa Derneği, WWF, Buğday, ÇEKÜL, TEMA gibi Türkiye’de çevre hareketi denince ilk akla gelen kurumlardaki çalışmalarınızdan tanıyoruz aslında. Biraz da siz kendinizden bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz, günleriniz nasıl geçiyor?

Burcu Arık: Birbirimizi her ikimizin de üyesi olduğu ODTÜ Kuş Gözlem Topluluğu’ndan bu yana yaklaşık 20 yıldır tanıyan iki dostuz. Doğa koruma alanında çalışan STK’larla geçmişimiz de öğrencilik yıllarımıza dayanır. Kuş gözlemciliğimiz zaman içinde önce kuşları sonra doğayı bir bütün olarak çocuklara anlatmaya, çocukların da kuş/doğa gözlemcisi olmaları için onlara olanak sağlamaya çalışan bir yola evrildi. Öğrenciyken gönüllü, mezun olunca da profesyonel olarak çevre eğitimi alanında çalışmaya başladık. Banu’yla farklı kurumlarda ama hep yollarımız kesişerek çalıştık. Çok sık bir araya geldik. Çok yakın dostlar olmamızın da buna etkisi var.

23423423(3)

Günlerimiz çocukken de, üniversitedeyken de, şimdi de çoğunlukla doğada, doğayla oyun arkadaşlığı yaparak, doğa oyunları geliştirerek geçiyor. İki eksende ilerliyor oyunlarımız. Her mevsim açtığımız, belirli bir zaman dilimi içinde etik ilkeler çerçevesinde doğadan hazineler toplayıp bunu tanımadığımız bir dosta gönderdiğimiz Doğa Arkadaşımın Kutusu, bir ay boyunca her gün mini bir oyun önerdiğimizBir Tutam Doğa, bir ay boyunca kuşları yakından tanımak için her gün kuşlarla ilgili bir oyun önerdiğimizKomşumuz Kuşlar gibi oyunlarımızı sosyal medya aracılığı ile paylaşıyoruz ve bireyler/aileler kendi bulundukları ortamda bu oyunları uyguluyorlar.

Oyunlarımız vesilesiyle çocukların da yetişkinlerin de mümkün olduğunca sık doğada vakit geçirebilmelerini hedefliyoruz. Doğanın uzakta bir yerde olduğu algısını, doğayı sadece uzmanların tanıyabileceği yargısını kırmayı istiyoruz. Öyle de oluyor. Oyuna katılan dostlar giderek daha çok doğada vakit geçirir olduklarını, doğada sık vakit geçirenler ise geçirdikleri vaktin farklılaştığını paylaşıyorlar. Her gün yanından geçip gittiğimiz ağacı tanıyoruz, uğur böceklerinin hemen yanıbaşımızda olduğunu fark ediyoruz. Kuşları seslerinden tanımaya başlıyoruz. Bu sırada birbirimizden öğreniyor, birbirimizle paylaşıyoruz. Doğayla bağımız, oyun arkadaşlığımız da giderek güçleniyor.

55555(2)

D.A.: Doğa Oyunları Evi’ni kurmaya nasıl karar verdiniz?
B.A.: Çocukken üzerine çıktığımız elma ağacı, elimize alıp tekerlemesini söylediğimiz uğur böceği, annemize topladığımız kır çiçekleri, evimizin tepesinde yuvalayan leylek bizim oyun arkadaşlarımızdı. 20’li ama en çok da 30’lu yaşlarda bu oyun arkadaşlarımızdan ne çok şey öğrendiğimizi fark ettik. Bunların başında empati kurabilmek, sakinleşip dinginleşebilmek, durabilmek ve mutlu olmak geliyor. Taşa, toprağa, suya, ormana, kuşa, böceğe duyduğumuz saygı bu farkındalıkla daha da arttı. Doğayla derin bir bağ kurma şansına sahip olmuş iki bireyiz. Bununla birlikte bugün özellikle kentlerde bu bağın çocuklarda kurulma olanaklarının, yetişkinlerde devam etme fırsatının zayıfladığını biliyoruz. Ancak bu bireylerin tercihi değil. Kentlerin sistemleri nedeniyle. Gündelik telaşta unutuveriyor, göz ardı ediyoruz. Doğaya nasıl yakınlaşabileceğimizin ve nasıl oyunlar oynayabileceğimizin örneği olursa önümüzde, oyun arkadaşlarımızın nerede olduğu bilinirse bu bağ yeniden güçlenebilir diye düşünüyoruz. Doğa Oyunları Evini bu doğrultuda kurduk, etkinlik ve oyunlarımızı da bu çerçevede kurguluyor ve uyguluyoruz.

BUNU DA OKU:  Özgür Gürbüz'le konuştuk

D.A.:Çocuklu aileler için ne gibi etkinlikler yapıyorsunuz?
B.A.:
Çocuklu aileler için etkinliklerimiz sadece çocukların değil, ailenin birlikte de yapabileceği, duyulara dayalı, doğaya yakınlaşmayı destekleyen etkinlikler. 4 yaş üstü çocuklar ve aileleri için Doğa Okulu bunların başında geliyor. Her mevsim, genellikle kent içi yeşil alanlarda doğayı kokluyor, gözlüyor, dinliyor ve doğaya dokunuyoruz. 0-2 yaş grubu içinse Orman Banyosu etkinliğimiz var. Bu etkinliğimizde doğadaki farklı dokuları hissetmeleri, anne-baba ve çocukların ormanın sakinleştirici özelliğiyle tanışmalarını amaçlıyoruz. 7 yaş üstü çocuklar için Kuş Okulu, Kelebek Okulu, Böcek Okulubenzeri doğayı daha derinden tanımaya yönelik etkinliklerimiz var. Yakın zamanda Doğada Doğa Masalları etkinliğimiz geliyor olacak. Bunun da müjdesini verelim şimdiden.

scienceenat

D.A.:Sizler de çocuk sahibisiniz. Şehirde yaşayan ve doğayla barışık çocuk yetiştirmek isteyen ailelere tavsiye edebileceğiniz 2-3 basit tüyo neler olur?
B.A.:Sokaklarındaki, mahallelerindeki ağaçları, çiçekleri, böcekleri oyun arkadaşı yapmaya başlamalarını öneriyoruz. En yakınlarından başlayabilirler doğayla yakınlaşmaya. En yakınımızdakileri de Komşumuz olarak adlandırıyoruz. Komşuları ağaçlara dokunarak, gözleyerek, komşuları kuşların seslerine kulak kesilerek başlayabilirler. Yakınınızdaki ağaçları, kuşları henüz onlar da tanımıyor olabilirler. Bundan hiç endişe duymasınlar. Bu da bizce çok önemli bir fırsat, çocuklarımızla birlikte öğrenmek.

Çocukların doğayla serbest oyun kurabilecekleri alanlara mümkün olduğunca sık gitmeye çalışabilirler. Amaçsız gidin, bırakın o sizi merakı ve ilgisiyle yönlendirsin. İsterse ağacın dalında sallansın, isterse solucanlarla oynasın. Önceliğimiz ağacın hangi tür olduğunu paylaşmaktan ziyade çekinmeden ve sık sık temas etmesine aracı olmak olsa ne harika olurdu. Ağacı tanımak da elbette önemli ancak bu çok çok sonraki bir aşama. Önce oyun arkadaşlığı kurulursa, merak ettiği oyun arkadaşının adını da kendisi öğrenmek isteyebilir.

Yaşadıkları kentin en önemli parçalarından birinin yeşil alanlar ve canlılar olduğunu çocuklara öğretmenden bunu hissetmelerini sağlamak için mümkün olan her fırsatta ve her mevsimde parklara, doğal alanlara gitmelerini öneriyoruz.

Bunlara ek olarak da evde mutlaka doğa temalı kitaplar okumalarını, yaşa göre belgesel izlemelerinide öneririz. Banu da ben de Kaptan Cousteau dönemi çocuklarıyız. Kaptanla denize açılıp da doğaya sevdalanmayan pek yoktur sanırız :)

Sumruyla bir dönem her sabah bugün hava nasıl oyunu oynuyorduk, mevsimlerle havanın nasıl değiştiğini hissedebildi. Daha sonra pencereden duyduğumuz kuş seslerini taklit etme oyunuoynadık. Bunun ardından sokağımdaki çiçekler oyunu geldi. 2 yaşında arka bahçemizdeki ceviz ağacını odasına oyun oynamaya davet ederdi. Kendiliğinden. Ben sadece olanak sağlamaya çalıştım. Bunu da oyunlar aracılığıyla yaptım. Bakalım nasıl bir genç olacak? Meraktayım.

BUNU DA OKU:  İzmir'in ilk %100 vegan kafesi açıldı

9879879(1)

D.A.:Bu işi yapan insanlar olarak sizin çocuklu aileler için önerebileceğiniz İstanbul’daki favori yeşil alanlar nereleri?
B.A.:
En favori yer bizce mahalleleri. Mahalle arasındaki en küçük yeşil alan dahi sizi şaşırtacaktır. Ekmek almaya gittiğiniz sokakta karşınıza bir dut çıkabilir. Mahalle arasındaki küçücük parka kuşlar geliyor olabilir. Apartman bahçenizde uğurböcekleri yavruluyor dahi olabilir. Cihangirin ortasında gelincik, Tarabyaüstünde evlerin arasında kaya sansarı gördüğümüzü eklemek isteriz. Beşiktaşta ufacık balkonumuza koyduğumuz çiçeklere arılar, deri böcekleri, kelebekler gelirdi.

İstanbul’daki tüm korular şaşırtıcı derecede çeşitli canlılarla dolu. Hangi yakadalarsa kendilerine en yakın koruyu dört mevsim ziyaret etmelerini, Avrupa yakasında Atatürk Arboretumu, Asya yakasında ise Nezahat Gökyiğit Botanik Parkını görmeye çalışmalarını önermek isteriz.

Mahalleden daha geniş çepere yayılmak isteyenler içinse kasım ayında Ömerli ya da Terkos fundalıklarına gidip fundaların doğayı nasıl mora boyadığını, ağustos ayında Kilyos ve Riva kumullarına gidip kum zambaklarını koklamalarını da öneriyoruz.

dogaoyunlarievi.org sayfamızdaki blogumuzda yakın zamanda düzenli yazılar ve öneriler de paylaşıyor olacağız.

67867867

D.A.:Yetişkinlere özel etkinlikleriniz de bahseder misiniz?
B.A.:
Yetişkinlerin oyunu ve doğayı unuttuklarını gözlüyoruz. Biz de zaman zaman unutuyoruz. Genelleyemeyiz elbette ama bu durumla çok sık karşılaşıyoruz. Bununla birlikte yetişkinlerde büyük bir özlem de var her ikisine de. Fırsat bulduğu an hemen oyun davetine icabet ediliyor. Yetişkinlerin de ağaçları, kuşları, böcekleri, kelebekleri tanımalarına yönelik etkinlikler yapıyoruz. Ağaç Okulumuzbunlardan biri. Doğanın sakinleştirici yanıyla tanışmayı hedeflediğimiz Orman Banyosu bir diğeri. Orman Banyosunu Çayır/Funda, vb. banyolar da takip ediyor olacak. Ağaç Okulumuzu da Kuş ve Böcek Okulu izleyecek. Gördük ki en temel olan en büyük ihtiyaç. Bir göknar ağacını ladinden nasıl ayırabileceğini bilmek, hangi kaynaklardan öğrenebileceğini, nasıl öğrenebileceğini anlamak, tepesinden uçan kuşları seslerinden tanıyabilmek.

Ağaç Okulumuzun ilk etkinliği kozalaklı ağaçlardı. En temelden başladık. Oturduk ağaca baktık ve onu tarif ettik. Altına uzandık ve dallarını inceledik. Yaprağına büyüteçle yakından baktık. Dokunup onunla temas ettikten sonra da türleri birbirinden nasıl ayırabileceğimizin püf noktalarına değindik. Tüm etkinliklerimizde izlediğimiz yol bu. Önce temas, duyularla tanışma sonra bilgi.

D.A.:Okullarla çalışıyor musunuz?
B.A.:
Okullar uzun yıllar en sık çalıştığımız kurumlar. Bu çalışmalarımıza devam ediyoruz. Okulların ihtiyaçlarını anlayıp onlara özel programlar geliştiriyoruz. Bir okulda öğretmenlerle doğa oyunları kurgulama eğitimi gerçekleştirirken, başka bir okulda kampüs kuşlarına yönelik eğitim ve oyunlar düzenleyebiliyoruz. Yıllar içinde okul öncesinden üniversiteye kadar geniş bir alanda deneyim kazandık. Okulların yeri bizim için her zaman farklı.

23234

D.A.:Önümüzdeki zamanlar için planlarınız neler? Ne gibi etkinlik ve oyunlar göreceğiz Doğa Oyunları Evi’nde?
B.A.:
Hayata geçireceğimiz oyunlar arasında yazın başlayacak ve sosyal medya üzerinden ilerleyecek “Tohumun Sırrı”, “Toprakla Başladı Her Şey” ve “Doğa Lügatı” oyunları olacak. Tohumları ve toprağı yakından tanımayı ve oyun arkadaşı yapmayı hedefliyoruz. Doğa lügatımızı çeşitlendirmeyi, artırmayı istiyoruz.

BUNU DA OKU:  Durban Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Toplantıları’ndan gözlemler-2

Ağaç Okulumuz kapsamında kışın “Kozalaklı Ağaçlar”ı tanımaya yönelik etkinlik yapmıştık. Haftaya Türkiye’nin meşe türlerini tanımaya yönelik etkinliğimiz gerçekleşecek. Yazın da “Yabani Meyve Ağaçları” etkinliği gerçekleştireceğiz. Buna zaman içinde ıhlamurlar, çalılar, vb. de eklenecek.

Buğday Derneği, Adatepe Taşmektep gibi kurumlarla doğa gözlem okulu, kuş gözlem okulu benzeri işbirliklerimiz devam edecek.

Okullara özel hem öğretmenlere hem çocuklara yönelik özel programlar geliştirmeye devam edeceğiz.

Bir yandan da çeşitli yayınların hazırlığı içerisindeyiz.

Doğa Oyunları Evi’nin yaklaşan etkinlikleri:

Meşelerle Tanışalım: 11 Mayıs 2016

13010642_1764158130486352_2046620298753817503_n

Kışın kozalaklı ağaçlara tatlı bir giriş yaptık. Ladini göknardan göknarı porsuktan sarıçamı kızılçamdan nasıl ayırabileceğimize baktık. Ağaçların iyice yapraklandığı bu ilkbahar mevsiminde de Anadolu ağacı meşelere mini bir giriş yapalım istedik etkinliklerimize.

Meşelerin gövdelerine, yapraklarına bakalım mı birlikte?
Meşeleri daha yakından tanımak için hangi kaynaklar var öğrenelim mi?
Anadolu’da kaç tür var, peki ya dünyada?
Türkiye’nin meşe ormanları nerede haritayı açıp inceleyelim mi?
Hemen belirtelim, meşelerin teşhisi ve tanısı zordur. Niyetimiz genel hatlarıyla meşeleri nasıl tanıyabileceğimize dair araçlar edinmek :)
Sonbaharda da palamutlarıyla birlikte tanımak için ayrı bir buluşma yapıyor olacağız.

Eğitmen: Burcu Meltem Arık Akyüz
Mekan: Atatürk Arboretumu
Saat: 10.30 – 13.00
Kontenjan: 12 kişi (Meşeleri yeni yeni tanımaya başlayanlar içindir)
Ücret: 75 TL (Arboretum giriş ücreti dahil değildir)
Materyal: Meşe tanım kartları (tomurcuk, meyve, yaprak)

Armağan ekonomisini severiz :) Katılımcılarımızdan biriyle takasa açığız :)

Başvuru için info@dogaoyunlarievi.org adresine yazmanızı rica ediyoruz.

Etkinliğin facebook sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

Orman Banyosu: 13 Mayıs 2016

12987215_1764193333816165_1286717270618927165_n

İş hayatı da, ev hayatı da, ülke gündemi de, dünya gündemi de boğuyor zaman zaman hepimizi.

Bir nefes alabilmek için kendimize zaman ayırsak ne güzel olmaz mı?

Hadi gelin ormanın renkleri, kokuları, dokuları, sesleri ve hatta tadıyla bizi yıkayıp stresten bir nebze olsa arındırmasına izin verelim.

Orman banyosu hepimize iyi gelecek :)

Birlikte güzel ve huzurlu bir rotada yürüyelim, arada duralım, arada oturalım, arada uzanalım, sakin olmaya, huzurlu zamanlara adım adım yaklaşalım.

Eğitmen: Burcu Meltem Arık Akyüz
Mekan: Atatürk Arboretumu
Saat: 10.30 – 13.00
Kontenjan: 12 kişi
Ücret: 60 TL (Arboretum giriş ücreti dahil değildir)

Etkinlikte telefonlar kapalı, fotoğraf makinesi de çantalarımızda olacak. Gözlerimiz, kulaklarımız, ellerimiz, ayaklarımız, kalbimiz bize yeter.

Armağan ekonomisini severiz :) Katılımcılarımızdan biriyle takasa açığız :)

Başvuru için info@dogaoyunlarievi.org adresine yazmanızı rica ediyoruz.

Etkinliğin facebook sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Çocuk ve Bebek, Eğitim, Ekoturizm, İyi haberler, Kent, Topluluklar, Yeşil alanlar
Geleceğin (neredeyse hiç) su kullanmayan 4 teknolojisi

Duş alma alışkanlıklarımızdan çamaşır makinelerine, mutfaktan kağıt yazıcılara kadar hiç su kullanmayan ya da suyu neredeyse hiç kullanmayan teknolojiler geleceğin...

Kapat