Son IPCC raporu yayında: Daha güvenli bir geleceğin anahtarı yenilenebilir kaynaklar

Interlaken’de 13 Mart Pazartesi günü başlayan ve bir hafta süren genel kurulun ardından, IPCC’nin pandemiden bu yana ilk yüz yüze rapor onayı olan SYR, iklim bilimine ilişkin bilgi durumunun en büyük güncellemesini ve IPCC AR6 döngüsünün sonunu tamamladı.

Rapor, iklim etkilerinin daha önce bilinenden daha düşük sıcaklıklarda dahi çok daha sert vurduğunun ve hükümetlerin Paris Anlaşması’ndaki 1,5°C hedefini takip etmelerini hayati öneme sahip olduğunun altını çiziyor.

Bu raporda 2040 veya öncesi olarak tanımlanan yakın vadedeki emisyon azaltım hedeflerine ilişkin yeni bilgiler ilk kez veriliyor. 1,5°C hedefinin tutturulması için önümüzdeki yıllarda yapılması gereken emisyon azaltımı bu rapor ile güncelleniyor. Buna göre:

  • 2030 yılında %48% CO2 azaltımı
  • 2035 yılında %65 CO2 azaltımı
  • 2040 yılında %80 CO2 azaltımı
  • 2050 yılında %99 COazaltımı yapılmalı.  

Raporda şu konular öne çıkıyor:

Fosil yakıtlara olan bağımlılığımızdan kaynaklanan insan kaynaklı emisyonların gezegene zarar verdiğine şüphe yok. 

İnsan faaliyetleri kesin olarak küresel ısınmaya neden oldu ve küresel yüzey sıcaklığı 2011-2020 yılları arasında endüstriyel sıcaklıkların 1,1°C üzerine çıktı.

Daha yüksek sıcaklıklar aşırılıkları, istikrarsızlığı ve öngörülemezliği beraberinde getiriyor. 

Daha fazla ısınma, öngörülemeyen bir küresel su döngüsü, kuraklık ve yangınlar, yıkıcı seller, aşırı deniz seviyesi olayları ve daha yoğun fırtınalara neden oluyor.

Dirençli ve yaşanabilir bir gelecek hala mümkün; ancak bu on yıl içinde derin, hızlı ve sürekli emisyon kesintileri sağlamak için atılacak adımlar, insanlığın ısınmayı 1,5°C ile sınırlaması için hızla daralan bir pencereyi temsil ediyor.

Yenilenebilir enerji kaynakları ve diğer azaltım eylemleri sayesinde iyi haberler mevcut: yenilenebilir enerji yatırımları artık çok daha uygulanabilir, giderek daha uygun maliyetli hale geliyor ve genel olarak kamu tarafından destekleniyor. 2010-2019 yılları arasında, güneş ve rüzgar enerjisinin birim maliyetleri sırasıyla %85 ve %55 oranında azaldı ve lityum iyon pillerin birim maliyetleri %85 oranında düştü.

BUNU DA OKU:  Su Bilge Bir Dünya için...

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Ekoloji, İklim Değişikliği, Kurumsal Sürdürülebilirlik, Yenilenebilir Enerji
Sonsuz kimyasallar olarak da bilinen PFAS nedir, zararları nelerdir?

Her gün kullandığımız yüzlerce ürün, PFAS adı verilen yüksek derecede toksik florlu kimyasallarla üretilmektedir. Bunlar vücudumuzda birikir ve çevrede asla...

Kapat