Sürdürülebilir kapsül yaz gardırobu ile yaza merhaba!

Yaza çoktan giriş yaptık. Haliyle ilkbaharın sonlarına doğru başlayan yaz alışverişinin bittiğini düşünebiliriz ancak durum elbette böyle değil. Sıcak havalarla beraber, terlemeden dolayı daha sık üst değiştirme isteğinden tatillerin gün içinde kişinin ritmini değiştirmesine kadar birçok farklı gerekçeyle, yaz alışverişi yaz boyu süregelen bir durum. Bazen çok beğendiğimiz o çiçekli mini elbiseyi de ihtiyacımız olmadığı halde satın aldığımız olabiliyor. Etiketleri üzerinden duran giyilmemiş kıyafetler, bir kere giyilen kıyafetler, ucuz ve/veya indirimde diye satın alınan kıyafetler derken, gardıroplar tıkış tıkış. Ve günün sonunda “giyecek bir şey bulamıyorum!” diyen de çok. Tabii ki her birimiz beğenilmek, kendimizi iyi hissetmek ve güzel gözükmek adına kıyafetlere bir bütçe ayırıyoruz. Peki kaynakları sınırlı olan dünyamızda biraz önce bahsettiğim duygulanımlarımızı gerçekleştirebilmek adına doğayla daha uyumlu seçimler yapsak nasıl olur?

Kapsül gardırop; 1970 yılında Londra’da butik sahibi Susie Fox ile gündeliğe dahil olan fikir. Zamansız parçaların bir araya gelmesinden oluşan ve sadeleşmeyi teşvik eden bu yaklaşımla, hem gezegenimize destek oluruz hem de epeyce zaman harcanan kombinleme eyleminin yarattığı stresi ortadan kaldırabiliriz. Kapsül gardırop düşüncesi her zaman wabi-sabi ile yan yana düşünürüm. Japon estetiğinde kusurlu ve zamanla uyumlu bir güzellik algısı olarak ifade edebileceğim wabi-sabi aynı zamanda ikinci el kıyafetlerin ve/veya 15 senelik bir çantanın da değerini bilir. Çünkü zamanın izlerini taşımak yaşamı taşımaktır. Yaşama devam edebilmek için ise insan türünün doğayla uyumlu bir şekilde davranmayı öğrenmesi gerekli.

O zaman gezegenimizde olabildiğine az iz bırakarak yaza özel sürdürülebilir bir kapsül gardırop nasıl yapılır, gelin hep beraber bakalım!

#1 Havlu kumaş kıyafetler
*Organik pamuktan elde edilen havlu kumaş bir spor sütyen aynı zamanda bir bikini üstü ve akşam stiliniz için bir parça olabilir. Böylelikle plajda, happy hours saatlerinde ve/veya bir akşam daveti için fazladan parçalar almanız gerekmez. Renk konusuna gelecek olursam elbette soft tonlar epey kullanışlı oluyor. Öte yandan benim gibi “renklerin içinde -karmaşında- pek mutluyum” diyen biriyseniz, renkli seçimler de yaz aylarının sıcaklarıyla eşleşmenizi sağlayabilir. “Her yazın moda renkleri var” derseniz de hiçbir yaz turuncusuz, kırmızısız, pembesiz ve sarısız olmaz.
*Organik pamuk üretimde, konvansiyonel pamuk üretimine göre yüzde 62 daha az enerji ve yüzde 88 daha az su kullanılmaktadır.

#2 Keten beyaz parçalar
Yaz ayının vazgeçilmez rengi beyaz ile ketenler birleşince yaz dolaplarının en önemli zamansız parçaları oluşur. Örneğin; beyaz keten gömlek elbiseyi hem iş hayatınızda hem hafta sonu etkinliklerinizde hem de plajda rahatlıkla kullanabilirsiniz. Ben bazen altına bir pantolonla, yolculuk kıyafeti haline de getiriyorum. Böylelikle kabin bagajı yapabilmiş, daha az karbon ayak izi oluşturmuş da oluyorum.

#3 Peştemalin binbir hali
Özellikle tatilde hayatımı kolaylaştıran bir ürün. Kuma serip üzerine uzanma, deniz ve/veya havuz sonrası kurulanma ve güneşin etkilerinden korunmak için kafamıza sarmak gibi işlevsel yanlarının yanında pek güzel bir saç aksesuarı da. Ayrıca serin yaz gecelerinde şal olarak da yanınıza alabilirsiniz.

#4 Birbirine yakın tonlarda zamansız alt ve üst giyim parçaları
Kapsül gardırop için 3 ya da 6 aylık periyotlar belirleyebilirsiniz. Ben genelde 3 aylık periyodu tercih ediyorum. 3 ay için alt ve üst olarak -spor kıyafetler de dahil- 10+10, toplamda 20 parça oldukça yeterli.

#5 Yerel, etik ve sürdürülebilir ürünler
Eğer kapsül yaz gardırobunuz için gerçekten ihtiyaç duyduğunuz bir ürün varsa da yerel, etik ve sürdürülebilir olmasına özen gösterin.

BUNU DA OKU:  Sürdürülebilirlik Üzerine: Sanat ve tasarımın sunduğu olanaklar



Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Ayça Ceylan

Performans sanatçısı, sürdürülebilirlik yazarı ve Body in Perform’un kurucusu Ayça Ceylan; karşılaştırmalı mitoloji,  dans, psikoloji, herbalizm, edebiyat ve teknoloji gibi disiplinleri bir arada kullanarak algılama süreçlerimiz hakkında  mekana özgü performanslar üretmektedir. Performanslarında bedenin ve mekanın birbirini nasıl inşa ettiği,  onarım, beden politikaları ve türlerarası çeşitlilik üzerine araştırmalar yapar. Ceylan, performanslarında ve  atölyelerinde sanat alanları haricinde arketipsel hafızayı etkileyecek kamusal alan, terkedilmiş alan, doğa ve antik  kent gibi birçok alanı tercih eder. Ritueller, tanrıça kültleri, sembolizm ve doğa ile uyumlanmak en büyük  destekçilerindendir. Üretimlerinde canlı sanat, video, fotoğraf, yerleştirme ve sanatçı kitabı gibi araçları kullanır. Ceylan; Türkiye, Japonya, Hindistan, ABD ve İngiltere’de birçok sanat alanında performanslar gerçekleştirmiş,  atölyeler düzenlemiş ve konuk sanatçı programlarına davet edilmiştir. Ayrıca Duru, Reflect Studio, Mesele Slow  Design ve Giyi gibi sürdürülebilir markalarla performatif işbirlikleri yapmıştır. Ceylan, Milliyet Sanat’ta sanat  yazarlığı yaptı. Cumhuriyet Gazetesi Pazar Eki’nde “Dairesel Flora” köşesiyle çevre yazarlığı yapmaktadır.  Performans belgeleri bazı özel sanat koleksiyonlarında bulunmaktadır.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Banner Right Side, Ekoloji, Genel, Hayat
Tatil seçkisi: Yeni çıkan 17 yeşil kitap

Bayram tatilinde ne okuyacağınıza karar veremediyseniz sizin için seçtiğimiz, bu yıl çıkan 17 yeşil kitaba göz atın!

Kapat