Sürdürülebilir Koruma İçin Harekete Geçmek: Tamirevi’nde Enerji Verimliliği

Dünyanın dört bir yanında iklim krizinin ciddi sonuçları günden güne daha görünür hale gelirken sürdürülebilirlik ve kültürel miras arasındaki bağ da giderek güçleniyor. Pek çok teorik önlem ve çözüm tartışılmakta ancak sonuçları pratiğe henüz yaygın olarak yansımış değil. KORU Projesi sürdürülebilir koruma alanında somut bir adam atarak Türkiye’nin ilk enerji verimli restorasyon projesini hayata geçirdi ve bu alanın pratiğinde öncü örneklerden biri oldu. 

Tarihi kentlerin sürdürülebilirliği projenin temel amaçları arasında yer alıyordu. Bu sebeple proje kapsamında Mardin’de geleneksel bir yapı seçildi, Tamirevi ismi verilen bina iklim duyarlı sistemlerin tarihi bir yapıda uygulanması konusunda model oldu. Sürdürülebilirlik alanında bir yeniden kullanım kültürü oluşturmak oldukça önemli bir eylem ve yapıların yeni fonksiyonlara adapte edilerek yeniden kullanılması da şüphesiz ki bu kültürün bir parçası olmalı. Bu konudaki evrensel yasal süreçler artık inşaat sektörünü de içine alacak şekilde yenileniyor, Türkiye’de de yasal düzenlemeler bu doğrultuda güncellenmekte. 

Mevcut yapıları daha çevre dostu hale getirmek günümüzde bir zorunluluk. Çünkü var olan yapıları adapte etmek yerine yeni yapılara enerji harcamak gibi bir lüksümüz yok. Söz konusu tarihi yapılar olduğunda ise yapının kendisini koruduğumuzda yapıda halihazırda harcanmış olan gömülü enerjiyi de böylelikle korumuş oluyoruz. Bu bağlamda Tamirevi gelecekteki restorasyon projeleri için önemli bir model teşkil ediyor. Özgününde konut olan bina bir kültür yapısı olarak yeniden işlevlendirilirken çağdaş teknolojiler de özgünlükten feragat edilmeden yapıya entegre edildi.  

Enerji Verimliliği Yaklaşımı Üzerinden Bir Restorasyon Projesi Tasarımı 

Tamirevi restorasyon projesinin çevreye duyarlı yöntemler üzerinden adapte edilmesi birkaç aşamada gerçekleşti. İlk adım Mardin’deki geleneksel yapıların enerji tüketim alışkanlıklarını araştırmakla atıldı. Bunun için 20 tarihi yapı seçilerek hane halkıyla bir anket çalışması düzenlendi ve bu yapıların ortak sorunları belirlenmiş oldu. Mardin tarihi kent merkezinin kayalık dik bir tepe üzerinde yer alması kentte uygun ısıtma alt yapısının tesis edilemeyişine sebep oluyor, bu sebeple ısıtma tüm evlerin ortak bir sorunu denilebilir. Anket sonuçlarına göre yapılardaki hava kaçakları ve su sızıntıları ikinci en büyük problemdi. Bu sebeplerden dolayı, düzenli bakım ve uygun yalıtım eksikliğinin konutlardaki yaşam kalitesini oldukça düşürdüğü ortaya çıktı. 

ANKETLERİN YÜRÜTÜLDÜĞÜ YAPILAR

Anket sonuçları paydaş toplantılarında değerlendirildikten sonra sıra yapının mevcut enerji performansını ölçmeye geldi. Tahmin edildiği üzere U değerlerinin oldukça yüksek olduğu çıkarılan enerji kimlik belgesiyle kayıt altına alındı. Pek çok tarihi yapı kendine özgü sürdürülebilir sistemlerle donatılmış olduğundan Tamirevi’nin de özgün işleyiş şemasını kavrayabilmek çok önemliydi. Zira koruma yaklaşımındaki öncelik var olan sistemlerin pasif çözümlerle desteklenmesi ve bununla birlikte mekanik ve elektrik sistemleri için kullanılacak mekanizmaları en aza indirip hafifleterek yapıya gereğinden fazla yük bindirmemekti. 

BUNU DA OKU:  En maharetli pano

Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda Mardin coğrafi ve iklimsel olarak güneş enerjisi sistemlerinin kullanılması için fazlasıyla uygun bir konumda yer almaktadır. Enerji kaynağına da bu şekilde güneş enerjisi olarak karar verildikten sonra tasarım sürecinin son aşaması yapıya uygun çağdaş ısıtma, serinletme, havalandırma ve tesisat sistemlerine karar verilmesi oldu. 

Enerji Verimli Tarihi Bir Yapı İçin Uygulama Süreçleri 

Yapılı çevre için tasarlanan enerji verimli teknolojiler genelde yeni yapıları hedef aldığından uygulama sürecindeki ilk adım bu teknolojilerin Tamirevi gibi tarihi bir yapı üzerinden tekrar düşünülmesi oldu. Buna ek olarak bu alandaki kaynaklar evrensel standartları içeriyor fakat iklim parametreleri dünyanın her yerinde değişiklik gösteriyor. Dolayısıyla uygulama için genel teorik çerçeve değişmezken yapılması gereken müdahaleler yerel malzeme ve teknikler üzerinden değişikliklere uğramak durumundaydı. 

Kültürel Mirası Koruma Derneği’nin mimari ekibi tasarım ve uygulama süreçlerinde Edinburgh World Heritage için çalışan sürdürülebilir mimarlık danışmanlarından yardım aldı. Yukarıda bahsi geçen sebeplerden ötürü danışmanların Tamirevi özelinde hazırlamış olduğu enerji verimliliğine dair öneriler içeren raporun yerel tarihi ve iklimsel koşullara uyarlanması için gerekli değişiklikler yapıldı. 

En öncelikli müdahale yapıya uygun bir bina kabuğu uygulamasıydı. Tamirevi’nin yığma taş duvarlarının iç ya da dış cephede herhangi bir şekilde kaplanması özgünlüğünü kaybetmesine sebep olacağı için mümkün değildi, bu yüzden ısı yalıtımı çatıda ve zemin katta uygulandı. Anketlerin sonuçları dikkate alındığında U değerlerini düşürmek için açıklıkların iyileştirilmesi oldukça kritikti. Yapının özgün pencereleri önceki dönemlerde kaybedilmişti, bu sebeple yeni pencereler üretilmesi gerekliydi. Geleneksel pencere tipolojisi üzerinden çift camlı bir pencere tasarımı hazırlandı. Daha önce KORU Projesi’nin kültürel miras eğitimlerine katılmış olan Mardin Müzesi Ahşap Atölyesi’nin marangozları bu çizim üzerinden pencerelerin üretimini gerçekleştirdi. Tamirevi’nin çevresi için uygun ve tekrar edilebilir bir model olmasını iddia etmek ancak buradaki yerel kaynaklardan beslenerek sağlanabilirdi, bu sebeple yapılan uygulamaların bölgeye özgün malzemelerin kullanılmasıyla ve yerel ustaların bilgi ve deneyimi sayesinde ortaya çıkması çok kıymetliydi. 

BUNU DA OKU:  Kültürel Mirasın Korunmasının Çevresel Sürdürülebilirlik İle Ne İlgisi Var?
ENERJİ VERİMLİ ÇÖZÜMLERİ GÖSTEREN KESİT

Süreç boyunca alınan en kritik kararlardan biri fotovoltaik panellerin yerleştirilmesiyle ilgiliydi. Enerjide maksimum performansa ulaşılabilmesi için paneller uygulamalarda çoğunlukla güneye bakacak şekilde konumlandırılmaktaydı. Ancak Tamirevi uygulamasında panellerin görünürlüğünün minimuma indirilmesi şarttı. Çünkü güneş enerjisinin yaygın olarak tercih edilip uygulandığı bir gelecek senaryosunda, çatılardaki güneye yönlenmiş fotovoltaik paneller Mardin’in tarihi siluetine zarar verecek bir unsur haline gelme riski taşıyordu. Sonuç olarak panellerin doğu batı yönüne bakacak şekilde düşük bir açıyla yerleştirilmesiyle bu risk ortadan kalkmış oldu. 

FOTOVOLTAİK PANELLER

Hava kaynaklı ısı pompası Mardin iklim ve coğrafyası için en uygun ısıtma sistemi olarak kararlaştırıldı. Isı pompaları herhangi bir fosil yakıta ihtiyaç duymadan ısıtma ve serinletme sağlayabilir ve tükettiği elektrik enerjisinin 1,5 ila 3 katı kadar ısı enerjisi üretebilir. Isı pompasının boylerinden gelen sıcak ya da serin su döşeme altına yerleştirilmiş borular içinden ilerleyerek yapıyı kat etmektedir. M&E sistemlerinin döşeme altından yürütülmesi özgün dokuya zarar vermemek açısından Tamirevi’ndeki temel tasarım kararlarından biriydi. Elektrik akımı da aynı şekilde döşeme altında yer alan tavalardan ilerleyerek evdeki elektrik aksamına ulaşır. 

YERDEN ISITMA VE SERİNLETME BORULARI

Tamirevi özgününde havalandırma için ön ve yan cephesinde ufak açıklıklara sahiptir. Bu küçük pencereler hala doğal havalandırma için kullanılıyor ancak ısı geri kazanımlı bir havalandırma sistemi doğal havalandırmanın ulaşamayacağı alanlar için yerleştirildi. Bu sistem temiz ve kirli havanın devridaimi sayesinde enerji kazanımı sağlar. 

HAVA KAYNAKLI ISI POMPASI VE ISI GERİ KAZANIMI ÜNİTESİNİN ÇALIŞMA PRENSİPLERİNİ ANLATAN DİYAGRAMLAR

Buna ek olarak, güney cephedeki aşırı ısınma problemini engellemek ve terasın yazın daha rahat kullanımını sağlamak için basit bir üst örtü modellendi ve üretildi. Avlu ve terasta saksı bitkileriyle bir peyzaj düzenlemesi yapılarak bitkilerin açık alanlarda serinlik etkisi yaratması sağlandı. Terasa yerleştirilecek olan iki sarmaşık birkaç sene içinde tentenin yerini alarak gölge için doğal bir çözüm oluşturacaktır. 

BUNU DA OKU:  İstanbul’un iç açacak dondurmacı adresleri
TAMİREVİ’NİN AVLU VE TERASINDAKİ BİTKİLER

Uygulama sürecinin ötesinde Tamirevi’nin zemin katında yer alan kalıcı serginin bir salonu tarihi yapılarda enerji verimliliğini anlatmak üzere kurgulandı. Odadaki nişlere sergi panelleri yerleştirildi ve Tamirevi’nin 1/25 ölçeğindeki kesit maketi üzerine yerleştirilen hareketli bir tabletle birlikte sunulmaktadır. Ziyaretçiler tablet üzerinden sanal turlara katılabilir ve Tamirevi’ndeki enerji verimli çözümlere daha yakından bakabilirler. 

TAMİREVİ’NDE ELEKTRİK, SU VE HAVA DOLAŞIMI

Uygulamaların tamamlanmasıyla bahsi geçen tüm sistemlerin bir aradalığı Tamirevi’ni günümüz koşullarına uyumlu hale getirdi ve ömrünün uzamasını sağladı. Tamirevi enerji verimli bir restorasyon projesinin yapılabilirliğinin somut bir kanıtı olarak ayakta durmaktadır ve gelecekte benzer projelere de ilham ve kılavuz olma umudunu taşır. Zorlayıcı olduğu kadar öğretici de olan bu süreç sürdürülebilir koruma alanında çok disiplinli bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. Tamirevi örneği sayesinde tarihi yapılar yapı sektöründe iklim duyarlılığı konusunda yeni yapılar kadar merkezde olmaya bir adım daha yaklaşmıştır. Sadece uygulamanın kendisi değil, Tamirevi hakkında yapılan sunuşlar ve yayınlar çalışmanın etkisini ulusal ve uluslararası platformda yaymayı sağlamıştır. Bulunduğu bölgedeki fiziksel, sosyal ve siyasi zorluklar göz önünde bulundurulduğunda, Tamirevi bütüncül mimari koruma yaklaşımına çağdaş teknolojileri entegre ederek alanında örnek bir uygulama olmayı başarmıştır ve artık ziyaretçilerini beklemektedir. 

SERGİDEKİ ENERJİ VERİMLİLİĞİ ODASI,
3D MODEL VE SON HALİNİN GÖRSELLERİ

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Süreyya Topaloğlu

Süreyya Topaloğlu koruma uzmanı yüksek mimar, aynı zamanda bağımsız araştırmacı ve eğitmen. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde tamamladıktan sonra yine ODTÜ’de Kültürel Mirası Koruma ana bilim dalında yüksek lisansını “Ildır/ Erythrai’de Kırsal ve Arkeolojik Peyzajların Biraradalığı Üzerine Tartışmalar” başlıklı teziyle tamamladı. 2014-2018 yılları arasında Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde araştırma ve eğitim asistanı olarak çalıştı, koruma ve planlama odaklı mimari tasarım stüdyolarının ve teorik derslerin yürütülmesinde görev aldı. 2011-2019 seneleri arasında KU Leuven tarafından yürütülen Sagalassos Arkeolojik Araştırma Projesi’nde koruma uzmanı mimar olarak belgeleme, anastilosis ve konservasyon çalışmalarında yer aldı. 2019-2020 yıllarında Kültürel Mirası Koruma Derneği’nde KORU Projesi’nin farklı aşamalarında çalıştı, Türkiye’nin ilk enerji verimli restorasyon projesi olan Tamirevi’nin tasarım ve uygulama sürecini yürüttü. Çalışmalarını sivil toplum alanında ağırlıklı olmak üzere sürdürülebilir koruma, katılımcı planlama ve katılımcı koruma başlıklarında bağımsız bir şekilde yürütüyor.  

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla İyi haberler, Kent, Mimari
Kanal İstanbul’a Hayır Demek için 4 Neden

İstanbul'u çok seven, kendini oraya ait hisseden pek çok kişi gibi ben de şehrimin geleceğine dair endişeliyim. Kanal İstanbul'un İstanbul'da

Kapat