Tabiat Kanunu: Yoklamada sınıfta kalanlar
Birkaç gün önce Tabiat Kanunu İzleme Girişimi’nin tüm tarafları davet ettiği 13 Mart 2013’te düzenleyeceği basına açık müzakere toplantısını Yeşilist okuyucularıyla paylaşmıştı.
Bugün toplam 113 sivil toplum kuruluşu ve Yeşilist’in de dahil olduğu çevreci oluşumu ve imza kampanyasına katılan 43,000’den fazla kişiyi temsil eden Tabiat Kanunu İzleme Girişimi yayınladığı basın bülteninde, “sandalyelerin boş kaldığını” açıkladı.
Girişim, Ankara Dedeman Oteli’nde düzenlediği müzakere kahvaltısında TBMM genel Kurul gündeminde 10. sırada yer alan Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’na dair çekincelerini, somut önerilerini ve tasarının bu haliyle geri çekilmesi gerektiğini tartışacağı ilgili tarafları davet etmişti.
Katılanlar ne yazık ki tam bir elin parmakları kadar: CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur, CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz.
Bu kanun tasarısını hazırlayıp Meclis’e sunan Orman ve Su İşleri Bakanlığı, tasarı kanunlaşırsa işin içine birçok alanda girecek olacak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan hiç kimse katılmamış. AKP veBDP’den bırakın Grup Başkanvekillerini, hiç kimse gitmemiş. En fenası belki de Çevre Komisyonu Başkanı’nın da toplantıya katılmaması.
Tabiat ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı yasalaştırılırsa bizleri nelerin beklendiğini Talana Beş Kala yazısında detaylı olarak ele almıştım. Sit alanlarının, Milli Parklar Kanunu’nun kaldırılacağı, “üstün kamu yararı” gibi muğlak ve evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmayan bir terimle talanın yolunu açacağını, çeşitli bakanlıklar arasında yetki karmaşası olduğunu, ve tarafı olduğumuz birçok uluslararası anlaşma ve Anayasa’nın birçok maddesine aykırı olduğundan bahsetmiştim. Bir başka önemli nokta da bu yasa tasarının son haliyle“katılımcılıktan” uzak olduğuydu.
Bu müzakere toplantısı bunun ne yazık ki en belirgin kanıtı oldu. Kanunlaştığı takdirde, geri dönüşü ve telafisi olmayacak zararlara yol açabilecek bu tasarıyı görüşmek için, konunun uzmanları, STK ve farklı çevreci oluşumları ve 43.000’den fazla imza sahibinin temsil edenlerin görüşlerini dinlemeye zahmet bile etmeyenler ortada. Çok ciddi bir konuyu, belki de bugüne kadar Türkiye’deki en önemli doğa sorununu, kanunlaştırma yetkisi olanlar, görmemezlikten gelerek önemsiz gibi gösterip, üstünü örtmeye çalışıyorlar.
Toplantıda Girişim, tasarının Çevre Komisyonu’na geri çekilmesini, yeni bir alt komisyonda tüm tarafların katılımcılığıyla yeniden hazırlanmasını talep etti. Ancak STK ve uzmanların katılımıyla gerçek bir doğa koruma kanunu yasası hazırlanabileceğinin üstünde duran Girişim, 5 Haziran 2013’te kutlanacak Dünya Çevre Günü’ne kadar yetişebileceğini de kamuoyu önünde taahhüt ettiğini de belirtti.
Toplantıya katılan MHP ve CHP’liler tasarının bu haliyle Meclis’ten geçmemesi ve Çevre Komisyonu’na geri çekilmesi için ellerinden gelen bütün çabayı sarf edeceklerini ve geçtiği takdirde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtiler.
İktidar partisinden, tasarıyı hazırlayan bakanlıktan, tasarının içinde yer alan diğer bakanlıkların yetkililiklerinin ve bana göre en inanılmazı Çevre Komisyonu Başkanı’nın katılmadığı bu müzakere toplantısı bana ciddiye alınmadığımızı, umursanmadığımızı ve içinde bulunduğumuz bu ciddi sürecin üstünü örtmeye çalıştıklarını düşündürüyor ve öfkelendiriyor.
Birey olarak ne mi yapabiliriz? Çok şey. Çevremizi bilinçlendirebilir, haberleri paylaşabilir, işin peşinden gidebilirsiniz. Tasarının geri çekilmesini istiyorsanız ve oy verdiğiniz parti müzakere toplantısına katılmadıysa, ileri demokrasilerde olduğu gibi, milletvekilinize yazıp bunun nedeni sorabilirsiniz. İlk adım imza kampanyasıdesteklememiz. Ne yazık ki 43,000 imza belli ki, kimileri tarafından ciddiye alınmaya yetmiyor, ama daha yüksek bir sayının etkilerini ne kadar görmemezlikten gelebilirler?
Kaynaklar:
