Uykusuzluk çeken teknoloji bağımlılarına 5 öneri
Teknoloji ve internet artık ‘işi işte bırakma’yı bir mit haline getirdi. Mesafe ve zaman erişilebilirlik açısından pek bir anlam ifade etmez oldu. Bu hal uykularımızı kaçırıyor, sağlığımızı tehdit ediyor.
Teknolojiye bağımlı bir yaşam eğer tercihlerden kaynaklanmıyorsa koca bir kabusa dönüşebiliyor. Bugün ‘masa başı’ dediğimiz işler aslında bilgisayar karşısında tüm gününü geçirmek anlamına geliyor. Sorun şu ki artık mesai saatlerimiz de süreğenlik taşıyor, akşam evinizdeyken bile maillerinizi kontrol etmek zorunda kalabiliyorsunuz/ hissediyorsunuz.
Tatilde dahi teknolojinin sunduğu imkanlar(!) sayesinde bir yandan hep ofisinizle, işinizle, işvereninizle ilişki içerisinde olabiliyorsunuz. Gün içerisinde kullandığınız teknoloji harikası cihazların sizi uykusuz bıraktığını biliyor muydunuz?
Uykusuzluk, sonuçları göz önünde bulundurulduğunda ciddiyetle üzerinde durulması gereken bir konu. Yalnızca gün içinde verimliliğinizin düşmesine neden olmuyor diyabet ve obeziteyi tetikliyor, kalp-damar hastalıklarına yol açtığı ve depresyona sürüklediği biliniyor.
Değiştirmek ise sizin için listelediğimiz bu 5 öneri ile elbette mümkün..
1. Cihazlarınız sizden 1 saat önce uyusun:
Bu öneriye uyarak beyninize rahatlama mesajı göndermiş olacaksınız. Bilgisayar ve diğer taşınabilir cihazlardan yayılan mavi ışık, uyumak için ihtiyaç duyduğunuz melatonin hormonunun akışını engeller. Bu konuda yapılan araştırmalar ve NASA, mavi ışığın uyanık kalmaya teşvik ettiğini doğruluyor. Ciddiye alıp bu öneriye hayatınızda yer açın.
2. Cihazınızdan ayrılamıyor musunuz? Mavi ışık dalgalarını önlemeye çalışın:
Kimileri için cihazlardan ayrılmak / kurtulmak o kadar da kolay olmuyor. Geç saatler daha verimli olabiliyor, ya da çocukları uyuttuktan sonra anca günlük rutine dönülüp fatura ödemesi, maillerin kontrolü, finansal hesaplamalar yapmak mümkün oluyor. Eğer siz de bu gruptaysanız B planını uygulamalısınız: mavi ışık filtresi. Cihazınıza harici olarak ekleyebileceğiniz gibi aplikasyonlar sayesinde de bu filtreyi edinmeniz mümkün. Kanada’da gece vardiyasında çalışanların kullanmak zorunda olduğu filtreler, gün ışığından olumsuz etkilenmelerini engelliyor ve gündüz de rahatlıkla uyuyabilmelerini sağlıyor. Siz de bir kere daha düşünün.
3. Teknolojiyi yatak odanızdan çıkarın
Yapılan araştırmalar özellikle yatak odalarındaki televizyonların uyku kalitesini ne denli düşürdüğünü ortaya koyuyor. Hem bir zaman sonra neredeyse alışkanlık haline geliyor hem de dinlendirici bir uyku ile aranıza giriyor. Yatağınızı uyku tapınağınız gibi düşünün ve onu diğer etkenlerden arındırın.
4. Rahatlamak için alkol almayın:
İçeceğiniz bir kadeh alkollü içki belki daha hızlı uyumanızı sağlayabilir, gevşemenizi sağlar; ancak uyku kaliteniz için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Hem uyku döngülerinizi hem de fiziksel ve ruhsal olarak dinçleşmek için ihtiyaç duyduğunuz REM uykusunu sekteye uğratacaktır. Sonuçta oldukça verimsiz bir uyku süreci yaşayacaksınız. Rahat ve güzel bir uyku için bu mite daha fazla kulak vermeyin.
5. Öğleden sonra kafein almayı bırakın:
Pek çok insan ayılabilmek ve gün boyunca da zihninin açık olmasını sağlamak için kahve ya da kafeinli başka içeceklere yöneliyor. Yapılan araştırmalara göre , belki de birçoğumuzu şaşırtacak şekilde, aldığımız kafeinin yarısı aradan 6 saat geçmesine rağmen vücudunuzda sirkülasyona devam ediyor.
Tam da bu nedenle uzmanlar kafeinli içecekleri ve enerji içeceklerini öğleden itibaren tüketmeyi bırakmanızı tavsiye ediyor. Alkolsüz içeceklerin tüketimi konusunda da dikkatli olmak gerekiyor; onların da fazla tüketimi yine uyku sürecinizi etkileyecektir.