2-5 Temmuz: Permakültür Tasarım Sertifika Kursu

Yeşilist yazılarından ve değerli kitabı Kritik Eşik’ten aşina olduğunuz Taner Aksel, 2-5 Temmuz tarihleri arasında Belentepe’de Permakültür Tasarım Sertifika Kursu düzenliyor. Kurs ile ilgili detaylı bilgi ve link’ler aşağıda:

Bu kursla hayal ettiğiniz doğal ve sürdürülebilir yaşamın nasıl gerçek olabileceğini göreceksiniz; tecrübe edeceksiniz!

Toplam 12 gündür. Özellikle çalışan dostlarımızın talepleri üzerine blok olarak 12 gün yapmak yerine, tatillere de denk getirmeye çalışarak 4’er günden 3 dönem olarak tasarladık. Her 3 kursu da tamamlayanlara ‘Permakültür Tasarım Sertifika Kursu’ verilir. Aşağıdaki tarihlerin herhangi birini kaçıranlar sonraki dönemlerde açılacak aynı kursları alarak ta sertifikalarına hak kazanabilirler. Ayrıca sadece o tarihlerde anlatılan konulara ilgisi olanlar da istedikleri döneme katılabilirler ve o dönemi tamamladıklarına dair ayrı sertifika alabilirler – kursun tamamına katılmak zorunlu değildir.

Tarihler ve İşlenecek Konular:

1. Dönem: 2-5 Temmuz 2016 Permakültür nedir, ilkeleri

Olumsuz kanıtlar, iklim değişikliği…
Permakültür tasarım aşamaları
Belentepe Çiftliği’nin tasarımı ve gezilerek anlatılması
Dünyadan başarılı permakültür örnekleri

2. Dönem: 27-30 Ağustos 2016 Farklı iklimlerde permakültür çalışmaları,

Ağaçları, ormanları ve işlevlerini tanımak
Toprağın canlandırılması,
Su tutmak
Hayvancılık
Gıda ormanı tasarımı


3.Dönem: 1-4 Ekim 2016 Temiz Enerji

Doğal Yapılar
Sera tasarımı
Geri Dönüşüm
Topluluk olabilme, organizasyon, görünmez yapılar…
Bir permakültür tasarım projesi hazırlanması ve sunumu (kursiyerlere verilecek bir alan ve amaçlanan çalışma doğrultusunda kursiyerler bu alanın permakültür tasarımını gerçekleştirirler ve kursun son gününde sunumunu yaparlar.)

Kurs Hakkında:

Günümüz nesli olarak doğa ile iç içe yaşamayı unuttuk, doğanın önem ve değerinin farkında değiliz. Yeniden doğa ile barışık yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Ninelerimizden, dedelerimizden gelen çok değerli bilgi ve becerileri unuttuk, doğal yollarla toprağı ekip bereket almayı unuttuk. Toprağı, suyu, havayı kirlettik.

Oysa millet olarak tarihimizde hep toprağa değer verdik, bu genimizde var. Toprağın değerini bilelim diye birçok atasözümüz var: “Sabanın tutağına yapışan el aç kalmaz. Bir avuç altının olacağına, bir avuç toprağın olsun. İneğin sarısı, toprağın karası. Baskısız yongayı yel alır; sahipsiz tarlayı sel alır. Toprağı işleyen, ekmeği dişler”… Aşık Veysel”in “Toprak” şiiri ne güzel anlatır:

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır…

Toprağımızı tanımak, korumak ve bereketlendirmekle başlıyoruz ve doğal yaşam için hepimizin yapabileceği çözümleri öğreniyoruz: Canlı, zengin, bereketli bir toprak elde etme,

Kuraklığa karşı ve doğal yaşam için su tutma,

-Kendi ihtiyaçların için suyu temin etme,
-Doğal tarım
-Bahçecilik,
-Hayvancılık,
-Kendi doğal gıdanı üretme,
-Türlü doğal yöntemlerle bereket elde etme,
-Doğal binalarda yaşam
-Doğal yapı tasarımı ve inşaatı,
-Enerjiden tasarruf, ekonomik fayda elde etme
-Güneş, toprak, su ve rüzgardan kendi enerjini üretme,
-Geri dönüşümle doğayı kirletmemeyi öğrenme,
-Erozyonu, kuraklığı önleme,
-İklim değişikliğini önleyici adımlar atma,
-Daha anlamlı, sağlıklı, keyifli bir yaşam imkanı,
-Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakma

Bu kursu neden Belentepe’de almalı?

Belentepe Çiftliği permakültürü birçok yönüyle tanıyabileceğiniz, sadece Türkiye’de değil, dünyadaki sınırlı sayıdaki örneklerden biridir. Sitemizdeki uğraşlar bölümünde birçok permakültür çalışmalarımız hakkında ön bilgi alabilirsiniz.

BUNU DA OKU:  Hopa Kooperatifi'nden Türkiye'nin her yerine kargoyla çay: Halk üretsin, halk kazansın

Daha henüz çiftlik 2012 yılında faaliyete geçmiş olmasına rağmen şimdiden dikkat çekmeye başlamıştır. Yurt içinden ve yurt dışından çiftliğimizde permakültürü deneyimlemek üzere gönüllü ve stajyerler gelmektedir.

Kursiyerler teorik bilgilerin yanında çiftlikteki gerçek hayat uygulamalarını da görme imkanı bulurlar.

Konuklarımızın çiftlikte geçirdikleri sürenin mümkün olabildiğince keyifli olmasına da özen gösteririz. Temiz ve kaliteli bir konaklama altyapımız vardır.

Çiftliğimizin ürünlerinden yaptığımız lezzetli yemekleri, içecekleri tatma; akşam kamp ateşi önünde sohbet, hep birlikte canlı müzik yapılır.

 

Permakültür Hakkında:

Permakültür veya ingilizcesi olan permaculture, “permanent agriculture” yani ‘kalıcı’ ve ‘tarım’ olarak ta tanımlanabiliyor; “permanent culture” yani “kalıcı insanlık kültürü” olarak ta tanımlanabiliyor. Permakültür 1970’lerde Avustralya’da Bill Mollison ve David Holmgren tarafından geliştirildi. Permakültür, bilinçli olarak, doğal ekosistemlerdeki gibi çeşitliliğe, denge ve dirence sahip ve tarımsal anlamda bereketli ekosistemler tasarlama ve sürdürebilme çalışmalarıdır. Arazi ve insanların ahenk içinde var olması; gıda, enerji, barınma gibi insan temel ihtiyaçlarının sürdürülebilir ve etik bir şekilde karşılanması hedeflenir. Bill Mollison 30’lu yaşlarında biyolog olarak Avustralya’nın ormanlarının, nehir ve haliçlerinin canlı sistemleri üzerinde çalışmalar yapmış. Doğadaki ekosistemler içinde tüm canlı türlerinin bir arada, bir dengede varolduklarını ve geliştiklerini gözlemlemiş. İnsan etkisinin en aza indirgendiği, kendi kendine gelişebilen ve aynı zamanda insanlara gıda sağlayan bir ekosistemin de pek ala tasarlanabileceğini farketmiş. Bu sistemi ilk olarak kendi çiftliğinde tasarlamış. Başarılı olduğunu gören komşuları da benzer sistemleri kurmak üzere Bill Mollison’dan destek istemiş. Böylece 50 yılı aşkın bir süredir devam eden ve tüm dünyaya yayılan Permakültür sistemi gelişmiş. Bill Mollison dünyanın hemen her köşesinde permakültür tasarımları gerçekleştirmiş. Geçmişten gelen yerel tarım uygulamalarını, yerel bitki türlerini incelemiş; doğru ve etkili olan yöntemleri permakültür içine katmış. Permakültür hala gelişen ve dünyada hızla yayılan bir sistem olmaya devam ediyor. Permakültür, sürdürülebilir yaşama doğru ilerlemek için çok etkili ve başarılı bir sistemdir. Özünde bugüne kadar dünyanın türlü bölgelerinde başarıya ulaşmış olan doğal yaşam ve üretim sistemlerinin bir sentezi bulunmaktadır.

Permakültür Tasarım Sertifikası, permakültür alanında yapılacak çalışmalar için gerekli temeli sağlamaktadır. Bugüne kadar binlerce permakültür tasarımcısı bu kurs ile sertifika almış ve küresel bir ağ meydana getirmiştir. Kurs, yeryüzünün birçok farklı bölgesinde ve iklim koşullarında sürdürülebilir yaşam sistemlerini kapsar; permakültür ilkelerinin gıda üretimine, ev tasarımına, inşaat faaliyetlerine, enerji tasarrufu ve üretimine uygulanışını içerir ve permakültür çözümlerini destekleyen alternatif ekonomik yapılanmaları ve hukuki stratejileri de incelemektedir.

Kursun 72 saatlik müfredatını Bill Mollison’ın “Permakültür: Bir Tasarım Kılavuzu” (Permaculture: A Designers’ Manual) adlı kitabının içeriği oluşturmaktadır. Kurs sonunda katılımcılar gruplar halinde bir tasarım çalışması yaparlar ve bu çalışmalarını diğer katılımcılara ve eğitmene sunarlar. Bu tasarım çalışması hayali bir kişi veya grup ve hayali bir arazi üzerinden yapılabileceği gibi gerçek bir danışan ve arazisi için de gerçekleştirilebilmektedir.

Neden Bu Kurs Önemli?

Çoğumuz büyük şehirlerde yaşıyoruz, iş güç sahibiyiz, günlük koşturma içinde hayat geçip gidiyor. Dünyanın genelinde insanlık böyle. Çoğumuz için sanki yaşam gittikçe zorlaşıyor da: hayat pahalılığı, trafik, sosyal çalkantılar, gelecek için endişeler… Kendi kontrolümüzde olmayan türlü olayların artan hızda meydana geldiğini gözlemliyoruz: savaşlar, terör, sefalet, afetler, toplumsal huzursuzluk…

BUNU DA OKU:  Bu Pazar: Tohum Takası ve Şehirde Ekim-Dikim Atölyesi

İnsanların gündemi sürekli değişmekte ama sanki bu aralar genelde kötü bir gidişat var gibi. Gerçekte, evet, gidişat hiç iyi değil ve bunun asıl nedeni pek farkedilmiyor ne yazık ki. İnsanların gündeminden bağımsız, çok daha büyük ve güçlü başka bir şey var: “Doğanın Gündemi”. Belki çoğumuz farkında olmayabiliriz ama doğada normal olmayan şeyler gerçekleşmekte: doğanın normalleri bozuldu. Olmayan kış veya aşırı soğuk kış, gelmeyen bahar yağmurları veya beklenmedik anda ani seller, aşırı sıcaklar, kuraklık, susuzluk, tarımda ciddi mahsul kayıpları, yokolan veya göçetmekte olan canlı türleri… Doğanın üzerinde gittikçe artmakta olan bir gerilim var ve doğal olarak bu da insan toplumlarına yansımakta. Özellikle zaten geçim derdi olan toplumlarda, iklim değişikliği nedeniyle geçim daha da zorlaşınca toplumsal çalkantılar kaçınılmaz oluyor. Ormanı çok az, kurak, sıcak, susuz güneyimizdeki ülkelerdeki mevcut durumun hiç iç açıcı olmadığını görüyoruz. Ülkemizin son 30-40 yıllık meteoroloji verilerine göre, ülke genelinde sıcaklık değerleri artmakta, Doğu Karadeniz dışındaki tüm bölgelerde yağışlar azalmaktadır. İklim bilimiyle uğraşan akademisyenlerin ülkemiz geleceği ile ilgili tahminleri de hiç iç açıcı değildir: 2030-2070 arası ülkemiz hızla çölleşecektir. Tabi eğer genel gidişat değişmezse! Artık bilim insanlarının neredeyse tamamının kabul ettiği gerçek şudur: hızlı insan nüfusu artışı, sınırlı ve yenilenemez kaynakların hızla tüketimi – global bir tüketim toplumu oluşması ve artan oranda fosil yakıtların tüketimi iklim değişikliğine neden olmuştur ve bu gidişat değişmezse iklim değişikliği hızla artacak, normal dışı iklim olaylarının sayısı hem artacak hem de daha büyük ve güçlü etkileri olacaktır.

Dünyanın, sunduğu kaynakların sınırları vardır. Nüfus ve tüketim artışına sınırlama gelmezse dünyanın kaynakları nihayetinde tükenecektir. Öncelikle şunu farketmeliyiz: “biz de problemin bir parçasıyız.” Yaşam tarzlarımız nedeniyle biz de birey olarak iklim değişikliğine katkıda bulunuyoruz. Permakültürde “problem çözümdür”. Problem olmaktan çıkıp çözüm olabiliriz; kendimizin ve çocuklarımızın sorumluluğunu üstlenerek doğaya verdiğimiz zararı mümkün olabildiğince azaltmalıyız. Evet, gidişat iyi değil, ama birey olarak ne yapabiliriz? Eğer gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsak, yapabilecek çok şey var ve “Permakültür” bir yol haritası çiziyor, uygulanabilir çözümleri gösteriyor.

Kursun ana başlıklarına bakınca sanki permakültür özellikle kırsalda bir çiftlik veya ekoköy kurmaya yönelik gibi bir algı oluşabilir, ama sadece bu değil. Şehirde yapılabilecek çok şey var. Değişim, dönüşüm aniden gerçekleşmez, küçük adımlarla başlanabilir. Kent bahçeciliği, balkonda/çatıda bahçecilik, temiz enerji, temiz gıdaya erişim için topluluk olarak kent çevresinde organizasyonlar, geri dönüşüm, gri su veya yağmur suyu toplama gibi türlü çalışmalar gerçekleştirilebilir. En önemlisi de “yalnız olmadığımızı” görmek ve yardımlaşan, paylaşan bir topluluk olabilmeyi becerebilmektir.

Bu Permakültür kursuyla bireysel dönüşüm yolunda çok önemli bir adım atmış olursunuz. Kurs boyunca belki bugüne kadar edinemediğiniz çoklukta ve yoğunlukta bilgiye erişeceksiniz. Ben(Taner Aksel) 42 yaşında bu kursu almadan önce “çok şey bildiğimi sanırdım” ama kursun ilk gününden itibaren ne kadar da az şey bildiğimi farkettim ve iyi ki de böyle. Permakültür sayesinde çok şeyler öğrendim ama hala öğrenmem gereken çok şey var, engin bir deniz ve gönül vereni hiç tahmin edemeyeceği yerlere de götürebiliyor. Permakültür kursundan sonra geçen 4 yıl içinde hayatım tamamen değişti, çok daha doğal, sürdürülebilir, gerçek, samimi, mutlu, sağlıklı, huzurlu, keyifli… bir hayat meydana geldi. Bu kursta teorik bilgiler yanında kendi dönüşümümüzden örnekler vererek permakültürün gerçekte nasıl uygulanabileceğini de gösteriyoruz.

BUNU DA OKU:  Kış okuması: Petrol Değil Toprak

Amacımız bilgi ve tecrübeyi paylaşarak uygulanabilir, güzel örneklerin artmasını sağlamak. Bireysel olarak genel gidişatı değiştirecek gücümüz olmayabilir ama topluluk olarak bir ihtimal… Tüm konuşma ve kurslarda anlattığım ufak bir hikaye:

Bir gün ormanda yangın çıkmış, tüm hayvanlar kaçışırken, ufak bir kuş gagasına yakındaki dereden iki damla su alıp, yangının üstüne atmış. Bunu gören hayvanlar “amma da aptalsın, sanki senin taşıdığın iki damla suyla yangın sönecek mi?” diye dalga geçmişler. Kuş onlara dönüp şunu söylemiş: “Ben kendi payıma düşeni yaptım, eğer siz de kendi payınıza düşeni yaparsanız, o zaman yangının sönmesi için bir ihtimal doğar!”

Permakültür Tasarım Sertifika (PDC) Kursu çok bilgi içerir, yoğundur ve dönüştürücüdür. Böyle önemli bir kursu hakkıyla verebilmek için mutlaka arazi tecrübesi, topraklanmış olmak ta gerekir. Kolay iş değildir, çünkü çok konuda çok şey bilmek ve uygulamış olmak; ardından tüm bu bilgi ve tecrübeyi kısa, yoğun bir kurs programı içinde kursiyerlere en iyi şekilde verebilmek gerekir. İyi PDC hocaları bu kurslar için çok yoğun, uzun hazırlıklar yaparlar. Ama unutmamak gerekir: ne kadar çok bilsen de, hala öğrenecek çok şey vardır. En iyi permakültürcü bile her şeyi bilemez.

Kurs Süresince Proje Çalışması:

Kursun ikinci yarısında kursiyerler gruplara ayrılır ve kendilerine grup olarak tasarlayacakları bir proje verilir. Kursun son günü gruplar projelerini sunarlar. Kurs eğitmenleri her projenin güçlü, eksik, zayıf yönlerini söyler – böylece teoride öğrenilen bilgilerin pratikte nasıl uygulanacağı da çalışılmış olur.

Kurs Günlük Programı:

9:30 -11:00 1. Ders
Çay/kahve molası
11:30-13:00 2. Ders
Öğle yemeği arası
14:00-15:30 3. Ders
Çay/kahve molası
16:00 – 17:30 4. Ders
18:00 – 19:30 Çiftlikte uygulamaları inceleme gezileri.
Kurs Kontenjanı:

15 kişi ile sınırlıdır. En az 10 kişilik katılım sağlanması durumunda gerçekleştirilir. İlk kayıt verip, banka hesabımıza ödemesini yapanlara öncelik verilecektir. Konaklama:

Erken rezervasyon yapanlar 2 veya 3 kişilik banyo tuvaletli odalarda kalırlar (4 adet odamız mevcuttur). Diğer katılımcılar ise ortak banyo tuvaleti olan misafirhanemiz ve kubbe misafir evimizde konaklarlar.

Ücret:

– 12 günlük kursun tamamına katılacaklar için kurs toplam ücreti 2900 TL’dir. Toplamı ödemek yerine, her kurs öncesinde toplam ücretin üçte birini de ödeyebilirsiniz. Veya, 6 ay taksitle, toplam 3000 TL ödeyerek te kursa katılabilirsiniz. Temmuz’dan başlayarak her ay 500 TL ödeme yapmanız beklenir.

– Sadece 4 günlük bir döneme katılmak isteyenler için ücret 1100 TL’dir.

Bu ücretlere tüm konaklama ve yeme/içme masrafları da dahildir.

Kursa kayıt için: http://belentepe.org/PDCkursu.asp

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Deniz Aytekin

Boğaziçi Üniversitesi'nde felsefe okudu. Çevre, edebiyat ve felsefe alanlarında yazarlık, çevirmenlik ve editörlük yapıyor.

Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Doğal Kaynaklar, Ekoloji, Ekoturizm, Etkinlikler, Ev ve Bahçe, Hayat, Kendin yap, Kent, Mobilya, Topluluklar
D vitamini hakkında herkesin bilmesi gereken 5 gerçek

D vitamini hakkında bilmesini düşündüğümüz 5 noktayı listeledik

Kapat