Gıda mühendisi Bülent Şık: Geçtiğimiz yıl Türkiye’de hayvancılıkta kullanılan antibiyotik miktarı 232 ton olabilir

Gelişen ülkelerin Batı’ya ait beslenme programlarına ve eskiden lüks olarak görülen et ürünlerine yönelmesi ile dünya genelinde hayvansal ürünlere yönelik talep hızla artan talep daha da yükselmiş durumda. Ancak bu artış ağır bedeller ile geliyor.

Geniş tarımsal arazilerin yem bitkileri üretimi için ayrılması ve neredeyse tamamen hayvancılık için yapılır hale gelen genetiği değiştirilmiş mısır ve soya tarımı, pestisitler başta olmak üzere zehirli tarım kimyasallarının yüksek miktarda kullanılması, dünya genelinde üretilen ilaç ve ecza ürünlerinin yarısının hayvancılıkta kullanılması çok büyük sorunlara neden oluyor.

Bu sorunların başında atmosferdeki sera gazlarının miktarının artışı, ormansızlaşma, biyolojik çeşitlilik kaybı, su varlıklarının kimyasal maddelerle kirlenmesi, önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelen antibiyotik direnci var. Türkiye‘de 2016 yılı itibariyle tarımsal üretiminde hayvancılığın payı yüzde 35 civarında ama ülkemiz hayvancılığında ne düzeyde antibiyotik kullanıldığına dair sağlıklı veriler yok.

TIKLAYIN: ‘Antibiyotik kıyamet’ ne demek?

Gıda mühendisi Yrd. Doç. Dr Bülent Şık, Bianet için hazırladığı raporda Türkiye’deki antibiyotik kullanımı hakkında bir veriye dayalı bir tahmin yapıyor.

Hayvanlarda kullanılan farmakolojik maddeler yüzünden gıdada kalan kalıntıların büyük bir kamu sağlığı problemi olduğuna dikkat çeken Şık,  bu sorunun sadece insanlar için değil hayvanlar için de bir sorun olarak görülmesi gerektiğini savunuyor. Zira hayvanlar yaşadıkları hiçbir dönemde yedikleri gıdalarla bu kadar çok kimyasal maddeye maruz kalmamış.

Şık, Dünya genelinde hayvancılıkta kullanılan antibiyotik miktarına ilişkin tahminler 63000 ton ile 240000 ton arasında değiştiğini,. Amerika’da bir yıl içerisinde kullanılan antibiyotiklerin yüzde 70’inin hayvancılıkta kullanıldığı açıklıyor.

Dünya genelinde pek çok ülkede bu oranın yüzde 50 civarında olduğunu belirten Şık, hayvancılıkta antibiyotik kullanımı yıldan yıla artış göstereceğini ve 2010 ile 2030 yılları arasında hayvancılıkta kullanılacak antibiyotik miktarının yüzde 67 oranında artacağının tahmin edildiğini söylüyor.

BUNU DA OKU:  Dünya Çevre Günü'nde bizim de hayallerimiz var

Türkiye’deki et üretiminin 2017 yılında 1 milyon 173 bin ton kırmızı et ve 2,4 milyon ton kanatlı eti olmak üzere, toplam 3 milyon 573 bin ton olacağı tahmin ediliyor. 2010 yılı için Avrupa ilaç kurumunun açıkladığı rakamlar ise ülkemizde 1 kilo et için 65,1 mg antibiyotik kullanıldığını tahmin ediyor.

Şık, bu rakamlar üzerinden giderek, ve antibiyotik kullanımının artmadığını varsayarak 2017 yılında üretilen toplam et miktarı üzerinden 232 602 300 000 miligram antibiyotik kullanıldığını ve bu rakamın da 232 milyon 602 bin 300 grama karşılık geldiği hesaplıyor. Bu miktar kutusunda 1 gramlık 10 adet antibiyotik içeren yaklaşık 23 milyon 260 bin kutu antibiyotiğe denk geliyor.

2017’de reçete edilen kutu ilaçlar üzerinden gidildiğinde ise, Şık kesin olmamakla birlikte hayvancılıkta kullanılan antibiyotik miktarının ülkemizde kullanılan toplam antibiyotik miktarının yaklaşık yüzde 13-14’ü düzeyinde olduğunu açıklıyor.

Hayvancılıkta gereksiz yere antibiyotik kullanılmasının en önemli nedenlerinden biri çok sayıda hayvanı küçük bir mekânda yetiştirme esasına dayanan endüstriyel hayvancılık uygulamalarının hastalıkların yayılması için çok uygun bir ortam oluşturması. Şık bu yüzden üreticilerin salgınları önlemek için herhangi bir hastalık ortada yokken “koruma” amaçlı antibiyotik kullanımın çok yaygın olduğunu belirtiyor.

Antibiyotik kullanımının bir diğer önemli nedeni ise hayvanların “büyümelerini hızlandırmak” yani yedikleri yemi hızla ete dönüştürmelerini sağlamak için antibiyotiklerin kullanılmasıdır.Şık bu şekilde yemlerin için antibiyotik koyarak ve yem miktarının azaltıldığına dikkat çekiyor. Bu oranların sığır için yüzde 17, koyun için yüzde 10 ve etlik piliçler içinse yüzde 15 olduğu belirtiliyor

Antibiyotik direnci haricinde Şık, endüstriyel hayvancılık işletmelerinde kullanılan antibiyotiklerin yüzde 75’inin atıklarla hiç bozulmadan tekrar doğaya karıtığını ve atıklarla doğaya karışan kimyasal maddelerin nihai durağı ise su kaynakları olduğunu öne sürüyor.

BUNU DA OKU:  1,5 derecelik ısınma eşiğini önümüzdeki beş yılda aşmamız bekleniyor

Avrupa Birliği büyümeyi hızlandıran bu tip antibiyotiklerin kullanımını 2006 itibariyle bütünüyle yasakladı ama Avrupa Birliği üyesi ülkelerde yapılan saha çalışmaları yasaklama kararının bu ilaçların kullanılması üzerinde bir etkisi olmadığını gösteriyor.

Şık, aynı dönemde benzer bir karar alınan Türkiye’de ise bu durumun araştırılması için, kapsamlı ve zamana yayılan saha çalışmaları yapılması gerektiğinin önemine dikkat çekiyor.

Her ne kadar hayvan ürünlerinin en önemli protein kaynağı olarak öne çıkarılsa da Şık, et yeme ihtiyacının hayvan refahı gözetilerek, daha az zararlı atık çıkarılarak, insan ile çevre sağlığını tehlikeye atmadan karşılanmasını sağlayacak kamu politikalarının nasıl oluşturulabileceği üzerinde durmatı bir gereklilik olarak görüyor.

Şık, her şeyden önce bitkisel temelli ürünlerin daha fazla tüketilmesini dikkate alan bir gıda ve beslenme programlarına ihtiyacımız olduğunu savunuyor.

İnsan sağlığınun yeryüzünün sağlığından ayrışık olarak ele alınamayacağını savunan Şık, yeryüzünü tahrip eden, hayatın geleceğini tehlikeye atan bir üretim sistemi savunulmayacağını; yaşanılabilir olma niteliğini giderek yitiren bir gezegende hala hayvansal ürünleri tüketmenin sağlığa yararlarından söz etmenin absürt kaçtığına dikkat çekiyor.

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Görkem Gömeç

Boğaziçi Üniversitesi ve SUNY Binghamton'da Küresel ve Uluslararası İlişkilerden sonra İsveç'te Uppsala Üniversitesi'nde Sürdürülebilirlik üzerine master yaptı. Teknoloji, kitlesel değişim ve akıllı politikalar ile çözümler bulabileceğimize inanıyor.

Yorumlar kapatıldı.

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Genel
Evinizin havasını serinleten 5 bitki

Kavurucu yaz sıcaklarında evi serin tutmanın hem ucuz hem de çevre dostu bir yolu var: Hava serinleten bitkiler yetiştirmek. NASA'nın...

Kapat