Türkiye’de çevre mühendisliği okumak
Son yıllarda geleceğin meslekleri arasında gösterilen çevre mühendisliği bölümü hakkında maalesef çok az kişinin doğru ve yeterli bilgisi var.
Geleceğin çevre mühendisi adaylarından biri olarak en sık karşılaştığım soru: “Mezun olunca ne yapacaksın?” oluyor. Bu soruyla sık karşılaşmamın nedeni ise çevre mühendisliğinin Türkiye için yeni bir mühendislik dalı olması ve bu sebeple bundan kaynaklanan bilgi yetersizliği. Yeterli bilgiye sahip olunmadığından, çevre mühendisliği, şehir bölge planlama bölümü ve peyzaj mimarlığı bölümü ile sık sık karıştırılmakta.
Bölüm, özellikle teknik üniversitelerde inşaat fakültesi bünyesinde yer alıp, bünyesinde mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümü programlarına benzer bir ders programı uygulanıyor. Bazı üniversitelerde ise, biyoloji ve kimya ağırlıklı derslere sahip olduğundan kimya mühendisliği ders programına yakın bir eğitim veriliyor. Temelinde kimya, biyoloji, inşaat, mimariyi barındırması, çevre mühendisliğinin geniş bir çalışma alanı olduğunun bir göstergesi aslında. Belediyelerde, atık geri dönüşümü yapan özel kuruluşlarda ya da inşaat şirketlerinde iş güvenliğinden sorumlu mühendis olarak çalışmak, mezun olunca çalışılabilecek alanlardan yalnızca birkaçı.
Üniversiteye geldiğimde bir hocam, bölümün önemini ‘Türkiye’de bakanlığı olan iki bölüm var: Çevre ve Orman Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı’ cümlesi ile özetlemişti. Üniversitelerin çevre mühendisliği kontenjanını artırmaya başlaması da, bölümün hak ettiği değeri yavaş yavaş görmeye başladığının göstergesi.’ Erkekler için makine mühendisliği ne ise kızlar için de çevre mühendisliği odur.’ söylemi şu yıllarda doğruluğunu korusa da bir kaç yıl sonra erkeklerin de talebini görecek bir bölüm olacak gibi görünüyor.
Merve Öz