Kaçınmanız gereken 12 tehlikeli katkı maddesi

İşlenmiş gıdalardan uzak durmak gerektiğini artık birçoğumuz biliyoruz. Bunlar yerine doğal yollarla üretilmiş ev yapımı gıdalar çok daha sağlıklı. Bu konudaki bilinç gün geçtikçe artmakla beraber hala bunu göz ardı edenler, aldıkları ürünleri yalnızca kalori tablosuna göre değerlendirenler, yalnızca az kalori alımını sağlık için yeterli görenler de az değil.

Halbuki büyüteci ürünlerin içindekiler listesine çevirdiğimizde durumun hiç de öyle olmadığını anlıyoruz. Aşağıda sıralanmış 12 zararlı gıda katkı maddesi, günlük tükettiğimiz yiyeceklerin birçoğunda bulunan ve geleceğimizde büyük rahatsızlıklara yol açabilecek maddelerin yalnızca en önemlileri. Tehlike gerçekten büyük…

MSG (Monosodyum Glutamat) (E621)

MSG, yiyeceklerin tadını ve aromasını güçlendirerek daha lezzetli algılanmasını sağlayan bir katkı maddesidir. Bu sebeple hazır çorba ve bulyon gibi birçok hazır gıdada bulunur. Bunlar dışında işlenmiş etlerde, konservelerde ve özellikle Asya mutfağında oldukça yaygın bir şekilde kullanılır.

Baş ağrısı, kalp çarpıntısı, karın ağrısı, gerginlik, mide bulantısı, terleme, gerginlik gibi yan etkilerinin yanı sıra, depresyon, migren, vertigo, görme bozukluğu ve astım gibi ciddi rahatsızlıkların da tetikçisi olabilmektedir.

Yüksek fruktozlu mısır şurubu

Mısır şurubu olarak da bilinen yüksek fruktozlu mısır şurubu, adından da anlaşılacağı gibi mısırdan üretiliyor ve bu da insanlara zararsız algısı yaratabiliyor. Ancak glikoz gibi metabolize edilemeyen mısır şurubu, kilo alımı, obezite, diyabet ve karaciğer yağlanması gibi birçok hastalığın tetikçisi.Tatlılık vermesi amacıyla genellikle yiyeceklerin içindekiler listesinde ilk sırayı alan mısır şurubu pankreas için de oldukça zararlı.

Aspartam (E951)Yapay bir tatlandırıcı olan aspartam mısır şurubu veya şeker kamışından üretilmiş şekerden daha iyi bir alternatif gibi görünse de bu doğru değil. Aspartamın sebep olduğu rahatsızlıkların başında baş ağrısı, öğrenme fonksiyonları ve duygusal fonksiyonlarda rahatsızlıklar ile çeşitli nörolojik hastalıklar geliyor.

Bunların yanı sıra tip 2 diyabet, obezite, astım, depresyon gibi hastalıklar için de tetikleyici olduğu biliniyor. Kullanım alanının büyük çoğunluğu diyet gazlı içeceklerden oluşan aspartam ayrıca yapay tatlandırıcılarda, düşük kalorili hazır yiyeceklerde, sakızlarda, hazır meşrubatlarda, kahvelerde ve ilaçlarda da kullanılıyor. Şekersiz ibaresi bulunan yiyecek ve içecekler de ne yazık ki içinde aspartam olmadığı anlamına gelmemekte.

BUNU DA OKU:  Ne kadar demire ihtiyacınız var?

Phenylalanine (Fenilalanin)

Yapay tatlandırıcı olarak kullanılan ancak aslında bir amino asit olan fenilalanin diyet içeceklerin veaspartamın içinde bulunur. Ender görülen ve genetik bir hastalık olan fenilketonüri (PKU) hastalarında bu madde vücuda alındığında toksik bileşenlere dönüşür ve tehlike yaratır.

Ancak PKU rahatsızlığı olmayanların da fazlasından kaçınması gerektiği düşünülen fenilalanin, yan etkileri bakımından aspartama ve suklaroza benzer ve kullanımı, kilo alımı, metabolik rahatsızlıklar, diyabet ve kalp rahatsızlıkları gibi sonuçlar doğurabilir. Dahası, vücudun tatlandırıcıları şeker gibi metabolize etmesine alıştırarak, şekerin artık vücutta doğru bir şekilde işlenmemesine sebep olmaktadır.

Suklaroz (E955)

Splenda olarak da yaygın bir şekilde kullanılan suklaroz, özellikle diyet yapanlar tarafından tercih edilen düşük kalorili tattırıcılardan biridir. Ancak, Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin yaptığı son araştırmalar suklarozun vücudun şekere(glikoz) karşı olan tepkisi etkilediğini ve bunun da diyabet riski oluşturabileceğini göstermektedir. Yapılan deneylerde suklaroz kullanımının kan şekerini yükselterek glikoza oranla %20 oranında daha fazla insülin salgılanmasına sebep olduğu anlaşılmıştır.

Agave şurubu

Bazı araştırmacı ve diyetisyenler, agave şurubunu yüksek fruktozlu mısır şurubundan (YFMŞ) daha zararlı buluyor. Mavi agave bitkisi sağlık açısından hiçbir sorun teşkil etmezken, problem şurup haline getirmek üzere yapılan işlenme sürecinde. İşlenme sonrası şurup, %55 ile %97 arasında fruktoz içeriyor ki bu da YFMŞ’nin neredeyse iki katı ediyor.

Ayrıca işlenme esnasında kullanılan yakıcı asitler, sülfürik asit gibi filtreleyici kimyasallar ve genetiği değiştirilmiş enzimler gibi maddeler işlem sonrası oluşan ürünün toksikli olmasına neden oluyorlar. Bazı yüksek kalite standartlarında üretim yapan şirketler dışında üreticilerin birçoğu agave şurubu üretim sürecinde bu yöntemleri uyguluyor ki bu da doğal bir tatlandırıcı olarak bildiğimiz agaveyi şüpheli duruma sokuyor.

Potasyum bromat (E924)

BUNU DA OKU:  Ekoloji&teknoloji

Yapılan laboratuvar çalışmalarında kanser yaptığı on yıllardır bilinen potasyum bromat, Avrupa’da, Çin’de, Kanada’da ve Brezilya’da yasak. Ancak fırıncılıkta özellikle ekmek yapımında kullanılan bu maddenin Türkiye’de de unların beyazlaştırılmasında kullanıldığı biliniyor.

Son zamanlarda üzerinde daha sık durulan, beyaz un ve ekmek yerine daha doğal ve sağlıklı alternatiflerinden biri olan tam buğday unu gibi beyazlatılmamış unları tercih etmek bu kimyasaldan kaçınmak bakımından da önem taşımakta.

Yapay aromalar ve renklendiriciler

“Yapay” olmaları itibariyle bile kaçınılması gereken maddelerden olduğunu tahmin etmek zor değil. Toksik etki gösterebilmeleri sebebiyle endişe veren yapay aroma ve renklendiricilerin, dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite, karaciğer hasarları gibi yan etkilerinin yanı sıra kanserojen etkileri de bulunmakta. Buna rağmen ne yazık ki mısır gevreği, şeker, içecekler, unlu mamuller ve hatta vitaminler de olmak üzere birçok gıdada kullanılıyor.

Doğal aromalar

Yapay tatlandırıcılara iyi bir alternatif gibi görünse de aslında doğal tatlandırıcıların da onlardan iyi kalır pek bir yönü yok. Aromalarını meyve, sebze, baharat, bitki gibi doğal ürünlerden aldığı için doğal aroma adını alan bu katkı maddelerinin içinde yer alan kimyasalların toksik olması, sağlık açısından sorunsuz olmadığının göstergesi.

Trans yağlar (hidrojenize yağlar)

Sağlık açısından tehlikelerini artık oldukça sık duyulan trans yağların, kullanımı da ne yazık ki hala bir o kadar yaygın. Bitkisel sıvı yağların hidrojenize edilerek yapay olarak katılaştırılmasıyla elde edilen trans yağlar, margarinler aracılığıyla hayatımıza giriyor. Başta hamur işleri olmak üzere, hazır gıdalarda, soslarda ve farklı birçok alanda kullanılıyor. Zararlarının başında ise kötü kolesterol olarak bilinen LDL’yi yükseltip, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi düşürerek kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskini önemli ölçüde artırması geliyor.

Ufak bir not düşelim, bazı margarinler üzerinde gördüğümüz trans yağ içermez ibaresi, aslında bu ürünün %1’den az oranda trans yağ içerdiği anlamına gelmektedir. Çünkü mevcut mevzuat bu oranda trans yağ içeren ürünlere trans yağ içermez yazılabilmesine olanak sağlıyor.

BUNU DA OKU:  Stresle başa çıkmanın yolları

BVO (bromlu bitkisel yağ)

BVO’nun dokulardaki yağlanmayı artırdığı ve kalp hasarlarına yol açtığı yapılan deneylerle kanıtlanmış durumda. Avrupa’da, Hindistan’da ve Japonya’da kullanımı yasak olmasına rağmen, özellikle limon aromalı, asitli içecekler ve enerji içeceklerinde yaygın bir şekilde kullanımı devam ediyor.

BHA – BHT (E320 – E321)

BHA ve BHT katkı maddeleri kömür katranı ve petrolden elde edilmekte. Aslında yalnızca bu bilgi bile ne kadar zararlı olabileceklerinin göstergesi. Dünya Sağlık Örgütü de bu maddeleri potansiyel kanserojenler olarak belirlemiş. Ancak hala birçok kahvaltılık gevrek çeşitlerinin içinde (çoğu Kellogg’s ürünleri de dahil olmak üzere), atıştırmalık yiyeceklerde, sakızlarda ve işlenmiş etlerde bulunuyor.

Ayrıca katı ve sıvı yağların bozulmasını engellemek amacıyla da kullanılan BHA ve BHT bu sebeple katı ve sıvı yağlarda da bulunmakta. Bu maddelerin tümünden kaçınmak belki çok mümkün olmayabilir. Ancak aldığımız ürünlerin içindekiler listesine bakmayı alışkanlık edinerek tüketimi bilinçli hale getirmek elimizde.

Ayrıca hazır aldığımız birçok ürünü evde üretmek de sanıldığının aksine oldukça kolay. En temel gıdalarımızdan olan ekmek ve yoğurt, bunun için iyi bir başlangıç olabilir. İnanın sonuç sizi çok mutlu edecek!

Diğer katkı maddeleriyle ilgili yazımız buradan okunabilir.

Kaynaklar:
www.onegreenplanet.org/natural-health/10-scary-food-additives-you-should-avoid

www.onegreenplanet.org/natural-health/top-10-food-additives-to-avoid/

Yeşilist bundan böyle okuyucularının desteğiyle ayakta kalacak.
Siz de Yeşilist’i beğeniyorsanız bize Patreon’dan destek olun.
Yeşilist Patreon Destek Ol


Bir cevap yazın

Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement Advertisement
Daha fazla Beslenme, Çocuk ve Bebek, Gıda, Gıda Gündemi, Yeme İçme
Plastik sektörü sağlığımızı tehdit ediyor

Plastikten kaçınmak için sebepler.

Kapat