İklim değişikliği hakkında her şey – Bölüm: 4
(Bu yazının önceki bölümleri: Bölüm 1, 2, 3)
Kyoto Protokolü
Taraflar BMİDÇS kabul ettikten sonra, sözleşmede verilen kararların iklim değişikliği azaltmada yeterli olmayacağını ve bu aşamadan daha ileriye gitmenin gerekliliğini biliyorlardı. Bu nedenle yeni bir müzakereler süreci başladı. 1997 yılında bu müzakerelerin ardından Kyoto Protokolü kabul edildi ve 16 Şubat 2005 tarihi ile yürürlüğe girdi. Şu anda Kyoto Protokolü’nde 192 tarafı vardır. Bunlardan 191 tanesi devlet iken bir tanesi bölgesel ekonomik topluluktur.
Türkiye’nin Kyoto Protokolüne taraf oluşunu bildiren “Katılım Belgesi”nin ilgili Bakanlar Kurulu Kararının 13 Mayıs 2009 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından, 28 Mayıs 2009 tarihinde Kyoto Protokolü’nün uygulayıcısı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne tevdii edilmiştir. Türkiye, Kyoto Protokolü’nün 25’inci maddesi uyarınca “Katılım Belgesi”nin tevdii tarihini izleyen doksanıncı gün olan 26 Ağustos 2009 tarihinde protokole resmen taraf olmuştur.
Kyoto Protokolü, BMİDÇS ile bağlantılı uluslararası bir anlaşmadır ve Japonya’da gerçekleşen COP3 sırasında Kyoto şehrinde kabul edilmiştir. Bu nedenle Kyoto Protokolü adını almıştır.
Kyoto Protokolü, BMİDÇS’nin en üst düzeydeki hedef ve ilkelerini benimserken, sözleşmeden farklı olarak EK 1 taraflarını, verilen belirli taahhüt dönemlerinde sera gazı emisyonlarını azaltma konusunda yasal olarak bağlar.
İlk taahhüt dönemi: 2008-2012
İkinci taahhüt dönemi: 2013-2020
Protokol ayrıca gelişmekte ve ekonomik geçişte olan ülkelere destek sağlamaktadır. BMİDÇS’nin tamamlayıcısı ve güçlendiricisi niteliğinde bir protokol olan Kyoto Protokolü EK A ile altı adet sera gazı tanımlar ve bu gazlar hakkında düzenlemeler yapar. Bu gazlar, CO2, CH4, N2O, HFC ve PFC’dır.
Doha Düzeltmesi ile ikinci taahhüt periyodunda uygulanmak üzere son olarak eklenen gaz NF3’tür.
Emisyon azatlımında kilit sektörler
EK A, EK1 ülkelerinin izin verilen emisyon seviyelerini aşmayacağı sektörleri de listeler. Bu sektörler; enerji, atık, tarım, solvent ve diğer ürünlerin kullanımı ile endüstriyel prosesleri içeren sektörlerdir.
Arazi kullanımı, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılıktan kaynaklanan emisyonlar, diğer sektörlerden kaynaklanan emisyonlardan farklı bir şekilde ele alındıkları ve incelendikleri için hariç tutulmuştur.
Azaltım taahhütleri: 2008-2012
İlk taahhüt dönemi esnasında (2008-2012), EK 1 tarafları, sera gazı emisyonlarını 1990 emisyon seviyelerinin en az %5 altına düşüreceğine dair anlaşmaya vardı.
EK A’da belirtilen sera gazlarının seviyesi C02 eşdeğeri cinsinden ölçülür.
Ek B, her bir Ek I tarafı için spesifik emisyon hedeflerini (nicel emisyon sınırlama ve azaltma yükümlülüğü) belirlemektedir. Bu emisyon hedefleri yüzde olarak formüle edilir ve baz yıl olarak adlandırılan belirli bir referans yılda her bir tarafın sera gazı emisyonlarına göre ayarlanır. Birçok taraf için bu yıl 1990 yılı olarak kabul edilir.
Ek I tarafları, “Belirlenmiş Miktar” (Assigned Amount) olarak adlandırılan, izin verilen emisyon seviyelerine sahiptir. İlk taahhüt süresi için Belirlenmiş Miktar, tarafın referans yılı sera gazı emisyonlarını, emisyon hedefi ve beş (taahhüt süresinin beş yılı için) ile çarparak hesaplanır.
Azaltım taahhütleri: 2013-2020 dönemi
2012 yılının, aralık ayında Katar’ın Doha şehrinde Kyoto Protokolü Doha Değişikliği kabul edildi. Bu değişiklik, ikinci taahhüt dönemini 1 Ocak 2013 ve 31 Aralık 2020 olarak belirler. Sekiz yıllık bu dönemde, EK 1 taraflarının yapacağı, sera gazı emisyonlarını 1990 yılı emisyonlarının en az %18’i oranında azaltmaktır.
İkinci azatlım dönemine katılan taraflar ile birinci azatlım dönemine katılan taraflar aynı değildir.
İkinci azatlım dönemine yeni gelenler Beyaz Rusya, Malta, Kıbrıs ve Kazakistan’dır. Rusya, Yeni Zelanda, Japonya ve Kanada Kyoto Protokolü’nün ilk taahhüt dönemine katılmasına rağmen, ikinci taahhüt döneminde yeni hedefler belirlememişlerdir.
Kyoto Mekanizmaları
Emisyon azaltımında esneklik sağlama
Emisyon azaltımlarında, Kyoto Protokolü altında üç mekanizma kurulmuştur ve bu mekanizmaların kurulmasının amacı EK 1 ülkelerine zorunluluklarını yerine getirmesi konusunda bir esneklik sağlamaktır.
1-Ortak uygulama:
Ortak uygulama, EK 1 taraflarının emisyon azatlım projelerini diğer EK 1 taraflarında gerçekleştirebilmesine izin verir ve karşılık olarak emisyon azatlım ünitelerinin kullanımına imkân sağlar.
2-Temiz kalkınma mekanizması:
EK 1 taraflarının sürdürülebilir kalkınma projelerinde, EK 1 olmayan ülkelerde yatırım yapma imkânı sağlar.
3-Karbon ticareti:
Apayrı bir yazı dizisi olarak incelenebilecek olan bu mekanizma, EK 1 taraflarına, diğer EK 1 taraflarından karbon kredisi alma imkânı verir ve böylelikle Kyoto taahhütlerini yerine getirme konusunda kolaylık sağlar.
Ek: COP 2013/CMP 3 sırasında (Bali, 2013) uluslararası iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli bir adım atıldı. Bali Yol Haritası kabul edildi. Bali Yol Haritası iklim değişikliği ile mücadelede ortak hareket edilmesini hedeflemektedir.
Ek: 10 Aralık 2015’te, COP sırasında Paris Anlaşması kabul edildi. Paris Anlaşması, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylama koşulunun sağlanması ile 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye ise Paris Anlaşması’nı 22 Nisan 2016 tarihinde imzalamıştır. Paris Anlaşması gelişmiş ülkelerin emisyon azaltımında mutlak kararlılığı sürdürmesini, gelişmekte olan ülkelerin ise emisyon azaltım hedeflerini yükseltmesini hedefler.
EK : COP nin Taraflar Konferansı’nı kastettiğini söylemiştik. CMP ise Kyoto Protokolü Tarafları Yıllık Toplantısıdır. Kyoto Protokolüne taraf olmayan ülkeler, yalnızca CMP’ye katılabilirler ve ancak izleyici/gözlemci olarak katılabilirler.
Kaynaklar:
UNITAR (2013). Climate Change Diplomacy: Negotiating Effectively under the UNFCCC, Module II, s58
UNFCCC (2008). Kyoto Protocol Reference Manual on Accounting of Emissions and Assigned Amount, s13
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Web sitesi
Yorumlar kapatıldı.